OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 24, 2005 00:00
SPK Başkanı Doğan Cansızlar, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’in, ‘Yurtdışı harcamaları arttı’ uyarısıyla gezi taleplerinin reddedilmesini eleştirdi. Cansızlar, ‘SPK’nın dışarıya dönük çalışması kadar doğal bir şey olamaz. Bizimkiler gezi değil, çalışma toplantıları’ dedi.BAŞBAKANLIK Müsteşarı Ömer Dinçer’in, yurtdışı gezi harcamalarının artması üzerine gönderdiği uyarı yazısı sonucu, gezi taleplerinin reddedilmesine ilk tepki, SPK (Sermaye Piyasası Kurulu) Başkanı Doğan Cansızlar’dan geldi. Cansızlar, SPK’nın ‘dışarıya’ dönük çalışmalarda bulunması kadar doğal birşey olamayacağını söyleyerek ‘Eğer bu ilişkilerin sürmesini etkileyecek nitelikte tedbir koyarsanız, yakından takip imkanını kaybedersiniz’ dedi. Dinçer’in hazırlattığı yurtdışı gezi harcamaları raporuna göre; 2003’de yurtdışı çalışmalar için gönderdiği 57 personeline 194 bin
dolar ödeyen SPK, 2004 yılında 98 kişi için 505 bin dolar harcama yaptı. Bu artış nedeniyle SPK’nın ilgili bakanlığı olan Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’in, son bir aydır Kurum’un taraf olduğu yurtdışı toplantılara gitme izni vermediği öğrenildi.GEZİLER NEDEN ARTTI SPK Başkanı, bu ve diğer konulardaki sorularımızı şöyle yanıtladı: Yurtdışı gezi harcamalarınız neden bu kadar arttı?- Bizimkiler gezi değil, çalışma toplantıları. Sermaye piyasaları dünyayla ilişkisi olan yerlerdir. Eğer küresel finans sisteminin bir parçası olmak istiyorsak, bu ilişkileri çok sıcak tutmamız gerekiyor. SPK’nın uluslararası faaliyetleri çok yoğun. AB üyesi 10 ülkenin sermaye piyasalarının gözetim ve denetiminden sorumlu otoritelerin oluşturduğu Danışma Komitesi Başkanlığı’na ikinci kez seçildik. Aynı zamanda IOSCO’da (Uluslararası Sermaye Piyasaları Kurulları Örgütü) 77 ülkenin oluşturduğu ‘Gelişmekte Olan Piyasalar Komitesi Başkanlığı’nı da yürütüyoruz. Mortgage çalışmalarımız sürüyor. G-7 ülkelerinin oluşturduğu FIRST dediğimiz kuruluştan teknik yardım alıyoruz. Dolayısıyla SPK’nın dışarıya dönük çalışmalarda bulunması kadar doğal bir şey olamaz. Eğer bu ilişkilerin sürmesini etkileyecek nitelikte tedbir koyarsanız, yakından takip etme imkanını kaybedersiniz.BANKA BÜNYESİNDE OLMAZBankacılık Kanunu tasarısında SPK olarak bazı çekinceleriniz vardı, bunlar hálá sürüyor mu? - Bankalara ait aracı kurumların kapatılması ve sermaye piyasası aracılık faaliyetlerinin banka bünyesinde yapılır hale gelmesini sakıncalı buluyoruz. Neden? - İki nedeni var: Denetimde sıkıntı çıkabilir. Bunları kimin denetleyeceği konusu, tasarıda flu duruyor. İkincisi çıkar çatışması. Bankaya gelen müşteri, (sermaye piyasasına mı para piyasalarına mı yatırım yapayım) dediğinde, rahatlıkla para piyasalarına yönlendirilebilir. Bu maddede, AB örneklerine atıfta bulunuluyor. Ama AB düzenlemeleri emredici değil ki. Kaldı ki, bunlar tam üyelik aşamasında geçilmesi gereken düzenlemeler. FONLAR KAYDA GİRİYORCansızlar, yatırım fonları katılma belgelerinin kaydileştirilmesine ilişkin çalışmayı tamamladıklarını açıklayarak, ‘25 Nisan’da Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından kaydileştirilmesine başlanacak’ dedi. Cansızlar, İmarbank’taki bonozede olayından sonra çok tartışılan, Devlet İç Borçlanma Senetleri’nin de (DİBS)
hisse senetleri gibi izlenmesine ilişkin çalışmanın da son aşamaya geldiğini söyledi. Bu konuda Devlet Bakanı Ali Babacan,
Merkez Bankası, Bankalar BirliÄŸi, BDDK ile son kez biraraya gelip karar verileceÄŸini bildiren Cansızlar, nihai kararı Hazine’den sorumlu bakanlığın vereceÄŸini vurguladı.Bankacılıkta yabancı sermayeye sınır koyalımFinans kesiminde yabancı ilgisi çok arttı. Yabancı sermayenin banka ve aracı kurumlara dönük ilgisini nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?- Yabancı yatırımcıların, doÄŸrudan yatırım ya da portföy yatırım olsun, bir ülkeye gelmesi, son derece önemli. Bu, ülkeye güvenin bir sonucudur. Ama bu alanda ülkemizin bir stratejisinin olması gerekiyor bence. Çünkü Ä°ngiltere, Almanya, Fransa, hatta Yunanistan gibi ülkelerde bile, yabancı yatırımcıların finans kesimine kontrollü ÅŸekilde gelmesi saÄŸlanmıştır. ÖrneÄŸin, yüzde 20-30 gibi bir oran sınırı koyarlar. Böyle bir yaklaşımın Türkiye için de belirlenmesi gerekiyor.Böyle bir yaklaşım saptanıp uygulanmazsa, sonuçlarını nasıl yaÅŸarız? - Özellikle AB’ye son üye olan ülkeler ile eski Sovyet Bloku’nda olup ÅŸimdi AB üyesi olan ülkelere baktığımızda, finans kesiminin tamamı yabancı yatırımcıların eline geçmiÅŸ durumda. Ve bu tablodan bazı ülkelerin rahatsızlık duyduÄŸunu ben biliyorum. Çünkü finans kesiminde toplanan fonlar çok süratli el deÄŸiÅŸtirir, çok hızlı transfer edilebilir. O nedenle bu konuda dikkatli olmak lazım.Dikkatli olunması gereken ÅŸey, tam olarak nedir?- Yabancı yatırımcının, toplanan fonları kárlı gördükleri alanlara istediÄŸi gibi yönlendirdiklerini biliyoruz. Yani illa içerde o ülkede yatırım yapacağız diye bir öncelikleri olmayabilir. Kárlı gördükleri baÅŸka bir alana transfer edebilirler.Â
button