Yorgo KIRBAKİ/ATİNA
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2011 00:00
İşsizliğin yüzde 20’lere dayandığı krizin pençesindeki Yunanistan’da umudunu Osmanlı’dan kalmış olabileceği düşünülen definelere bağlayanlar arttı. Son bir yılda 3 bin arama cihazı satılırken, devlet 2 ayda 50 hazine arama ruhsatı verdi.
AVRUPA’daki durgunluk ve yüksek borç krizini en derin şekilde yaşaşan Yunanistan’da halk umudunu “Osmanlı İmparatorluğu döneminden kalma eserlerin içinde ve çevresinde hazine var” söylentilerine bağladı. Türkiye’de de yaygın olan önceki medeniyetlerden kalan
altın hazinelerini bulup zengin olma hayali ve bu hazinelere ilişkin söylentiler bugünlerde işsiz Yunanlıların en önemli gündem maddesine dönüştü. İşsizliğin yüzde 20’lere ulaştığı Yunanistan’da son bir yılda hazine avcılarının sayısı arttı. Son 2 ayda 50 kişi hazine arama ruhsatı alırken, son bir yılda da 3 binden fazla define arama cihazı olarak bilenen “metal dedektörü” satıldı.
Yunanistan’da ‘hazine var’ ya da halk arasındaki deyimiyle ‘gömü var’ yönündeki söylentiler, ağırlıklı olarak Osmanlı İmparatorluğu eserleri üzerinde yoğunlaşıyor. Yunan gazetelerinde çıkan haberlere göre, son olarak Mora Yarımadası’ndaki Patras şehrinde Yunanlı bir inşaat işçisinin 2 milyon
Euro değerinde bir hazine bulması hem umutları artırdı, hem de söylentilerini güçlendirdi. Defineyi bulabilen, yarısını alabiliyor. Kalan bölümü devlete gidiyor.
İsviçre gibi olabilir
Osmanlı İmparatorluğundan kalma eserlere yönelik hazine söylentilerinin bazıları şöyle:
Yunanistan’ın Larisa şehrinin Sikurio ilçesi sakinleri, bir süredir devam eden Osmanlı döneminden kalma ‘ikinci çeşme hazinesi’ kazısının bir an önce bitmesini bekliyor.
İlçenin yaşlılarına göre, Osmanlı’dan kalma hazine o kadar büyük ki, gerçekten bulunursa Sikurio, İsviçre kadar zengin olabilir.
Evinin yıkılmasına izin verdi
Yine Larisa’nın Platikambo ilçesinde, “Bir Türk derebeyinin 1881’de Thesalya bölgesinden ayrılmadan küpler dolu altını toprağa gömdüğü” inancı oldukça yaygın.
Aynı yıllardan kalma bir harita ile yapılan kazılarda 60 yaşındaki bir Yunanlı, define uğruna evinin yıkılmasına razı oldu. Ancak Türk derebeyinin hazinesi hâlâ bulunamadı.
Devlet borcunu ödeyebilir
Kuzey Yunanistan’daki Halkidiki Yaramadası’nın Varvara köyü sakinlerinin inandığı rivayete göre, 1821’de Yunanlılar Osmanlıya karşı ayaklanma başlattığında “Türkler alır” korkusuyla bir mağaraya gizledikleri 8 ton altını bulma umuduyla yatıp kalkıyorlar. 8 ton altının değeri 430 milyon doları ancak buluyor.
Varvara sakinleri “Altınları bulursak bütün Yunanistan krizden kurtulur, devlet bütün borçlarını ödeyebilir” diyorlar.
4 altın madeni var
Yanya şehrinde ise, en yaygın inanç ‘Ali Paşa’nın Hazinesi’. Vangelis Dimu adlı 65 yaşındaki Yunan asıllı bir Avustralya’lı dört altın madeni ve bankaları olan Ali Paşa’nın hazinesinin yerini gösteren bir harita ile bir süre önce Yanya şehrine geldi. Büyük harcamalar yaparak kazılar gerçekleştirdi. Ancak sadece su buldu.
Osmanlı imparatorluğu’nun son yıllarında Mora Yarımadası’nın en zengini sayılan Kamil Bey’in hazinesi de yapılan kazılara rağmen hâlâ bulunamadı.
İngiliz ve Bulgar hazinesi de arıyorlar
YUNANİSTAN’nın Halkidiki Yaramıdası’nın Holomonta köyündeki yaygın hazine inanışı ise İngiltere’ye yönelik. Homonta köyü sakinleri 1944-1948 yılları arasındaki iç savaştan kalma altın İngiliz liraraları için kazılar yapıyor. Rivayete göre, Rus uçakları iç savaş sırasında Yunanlı komünistlere yardım amacıyla paraşütle içi İngiliz liraları dolu sandıklar atıyorlardı. Türk Azınlığın yoğun yaşadığı Batı Trakya’nın Şapçı ilçesinde ise “Bulgar hazinesi” söylentileri yaygın. Bulgar hazinesi için gelen hazine avcıları Şapçı ilçesinin Petrota mevkiinde taştan yapılmış çeşmenin yakınına geldiklerinde metal arama cihazları sürekli sinyal veriyor. Çeşmenin etrafi defalarca kazıldı ancak şu ana kadar bir sonuç çıkmadı.
Sokakta yatanların sayısında artış var
YUNANİSTAN’ın başkenti Atina’da sokakta yaşayanların sayısı 20 bini geçti. Atina sokakları, gece yarısından sonra, evinin kirasını ödeyemeyen yada 2 yıldır devam eden ekonomik önlem paketi protestolarına sürekli olarak katıldığı için sokakta yaşayanların yatak yorganlarının serildiği büyük bir yatakhaneye dönüşmeye başladı. Parlamento binasının bulunduğu Sintagma Meydanı’ndan, birkaç yüz metre ötedeki ünlü Omonia Meydanı’nda, hatta Atina’nın ‘Nişantaşı’sı olarak görülen lüks semti Kolonaki’de üstü başı temiz pak insanlar kış ortasında titreyerek sokakta sabahlıyorlar.
Atina Belediyesi’ne göre, ekonomik kriz yüzünden sokaklarda yatanların sayısı her yıl yüzde 20 artıyor. Sürekli protestocularla birlikte sabahlayan iyi eğitimli yeni evsizlerin, kimi dizüstü bilgisayarı ile, kimi bir kitap okumaya çalışarak, kimileri de sohbet ederek sabahladıkları gözleniyor.