Sadi ÖZDEMİR
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2009 00:00
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, küresel krizin her şeyi alt üst ettiğini, eski doğruların bambaşka anlamlara geldiğini belirterek, “Kredi notumuz yükseliyor ama bunun temeli bankaların ve kamunun borç ödeme kapasitesiyle ilgili. Eskiden enflasyon düşünce, faiz inince sevinirdik, şimdi faiz iniyor ama ekonomi 4 çeyrektir üst üste küçülüyor, sevinemiyoruz” dedi.
TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklığlu, küresel krizin dünyayı alt üst ettiğini, eskiden doğru bilinen birçok şeyin bambaşka anlamlara geldiğini söyledi. İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) düzenlediği 8’inci Sanayi Kongresi’nin açılışında konuşan Hisarcıklıoğlu, Türkiye’de de yeni bir büyüme hikayesine ihtiyaç olduğunu yeni nesil reformlar yapılması gerektiğini belirtti ve “Türkiye geleceği ıskalamak istemiyorsa, aklın mezarlığından kurtulmak zorundadır” dedi.
Müjdelere sevinemiyoruzHisarcıklıoğlu şöyle konuştu: “Alıştığımız dünyayı altüst eden bir süreçten geçiyoruz. Dün enflasyon düşünce, faiz inince sevinirdik, ama şimdi sevinemiyoruz. Evet faiz iniyor ama ekonomi de 4 çeyrektir üst üste küçülüyor, işsizlikse artıyor. Enflasyon talep azaldığı için düşüyor. Bankalarda para var ama hem ekonomik aktivite hem de ekonomiye güven azaldığı için kaynaklar reel sektöre değil kamu borçlanmasına akıyor.
Kredi derecelendirme şirketleri, notumuzu artırıyor ama bunun temeli bankaların ve kamunun kredi borçlarını geri ödeme kapasitesinin daha olumlu hale gelmesi. Ekonominin geri kalanındaki iyileşmeye dair not yükselmesi söz konusu değil. Kredi notu iyileşse de ekonomik faaliyetlerde göze çarpan bir canlanma yaşanmıyor. Dünün müjdeli
haber veren göstergeleri bugünlerde bizleri sevindirmiyor.”
Büyümeye işsizliğe bakHisarcıklıoğlu, önümüzdeki dönemde durumu iyi olanla kötü arasındaki makasın daha da açılmasından endişe edildiğini vurguladı ve ekonominin gelenile özellikle de iki temel göstergeye bakmak gerektiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, şunları dile getirdi: “Bunlardan biri büyüme ki ilk 9 ayda ekonomimiz yüzde 8.4 küçüldü. Diğer önemli gösterge ise işsizlik ki bence Türkiye’nin en önemli meselesi. Krizle birlikte ilave 1 milyon insanımız işsiz kaldı. Resmi işsiz sayımız 3.5 milyonu aştı. Dünya Bankası ‘Doing Business 2010 Raporu’na göre Türkiye yatırım ortamı bazında 73’üncü sırada. Bugün yatırım ortamını iyileştirmek, dün olduğundan daha önemlidir.”
Yeni büyüme hikayesi
Rifat Hisarcıklıolu, krizin en yoğun yaşandığı dönemin geride kaldığını, ancak işin asıl zor tarafının şimdi başladığını vurgulayarak, şöyle konuştu: “Dış kaynak varsa büyüme var ezberini bozmak gerekiyor. Bize gereken, yeni bir büyüme hikayesini oluşturmaktır. Üretim yapımızı, kriz sonrasının yeni parametreleriyle yenilemek zorundayız. Kriz sonrasının dünyasında etkili güç olmak istiyorsak, bir an önce yeni bir sanayi politikası ve büyüme stratejisi tasarlamalıyız. Geleceği ıskalamamak için kamu ve özel sektörde alışagelmiş düşünce kalıplarını değiştirelim. Ülkede her çivi çakan değil doğru çivi çakan desteklenmeli. Ekonominin kurumsal altyapısını topyekün elden geçirecek, oyun alanını tüm firmalar için eşit kılacak, ikinci nesil reform paketini bir an önce uygulamada görmek istiyoruz.”
Kayıt dışılık tamamı defolu toplum yaratıyorKAMU idaresi reformunu artık tamamlamak gerektiğini vurgulayan Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin vergi sistemini ve vergi idaresini elden geçirmeden kayıt dışılık sorununu çözemeyeceğini anlattı. TOBB Başkanı, şunları söyledi: “Kayda girene yüklenen bir vergi idaresi anlayışı ile çağdaş dünyada yol alamayız. Dünyanın 17’nci büyük ekonomisiyiz ama kayıt dışılıkta, üçüncü dünya ülkesi gibiyiz. Kayıt dışılık böyle sürdüğü müddetçe, ekonomisi birinci ligde bir ülke olamayız. Kayıt dışılık demokrasimizin güçlenmesine de engel. Hepsi defolu bireylerden oluşan bir toplum doğmaktadır. Kendi hesabını veremeyen, hesap da soramaz. O vakit demokrasimiz de güçlenemez.”
100 milyon dolarlar verip otobüs ithal edeni anlamıyorumTOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, bazı beledilere sanayiciler adına sitem ederek, şöyle konuştu: “Bir taraftan Avrupa’nın en büyük otobüs üreticisi ve ihracatçısı olmakla haklı bir şekilde övünüyoruz. Sonra, yüz milyonlarca
euro’luk otobüs ithal ediyoruz. Üstelik Başbakanlık genelgesine ve Sanayi Ticaret Bakanımızın desteğine rağmen, kamu kurumlarındaki bu ithal merakı devam ediyor. Türk üreticisi, işçisi kaybediyor. Biz istiyoruz ki, Lobiler değil KOBİ’ler kazansın.”