Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’nin en büyük sanayi, ticaret ve finans grubu konumundaki Koç Topluluğu’nun kurucusu Vehbi Koç’un vefatının üzerinden tam 17 yıl geçti. Koç Topluluğu’nun yayın organı Bizden Haberler dergisinde ‘Ondan ilham aldık’ başlığıyla, Vehbi Koç’un kişiliği, ilkeleri ve öğütlerini; medyanın duayen isimlerinin onun hakkındaki görüşlerini içeren bir inceleme yayınlandı. Dergide, 25 Şubat 1996’da 95 yaşında vefat eden Vehbi Koç’un adına kurulan Vehbi Koç Vakfı’nın Başkanı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Semahat Arsel de, “Vehbi Koç bugün olsa nelere dikkat eder, neler yapar” sorusuna cevap verdi.
NE ÇABUK BEZİYORSUN
Semahat Arsel yazısında şöyle dedi: “Vehbi Bey her zaman el attığımız işleri sonuçlandırmamızı isterdi. 1996’da Antalya’ya gitmeden evvel son görüşmemizde hepimizi ailece çok üzen Koç Üniversitesi’nin arazi sorununu görüşmüştük. ‘Babacığım, Koç Üniversitesi’nin problemlerinden yoruldum. Bir taraftan yatırım yapıp ülkemizin eğitimine iyi niyetle destek vermeye çalışıyoruz, diğer taraftan da bu desteğimiz nedeniyle olmadık engellerle karşılaşıyor, sıkıntılar çekiyoruz. Bence bu projeyi büyütmeyelim, bu haliyle kalsın. Bu mücadeleye ömrüm yetmeyecek’ dedim. Babam kaşlarını çattı: ‘Giriştiğin işten ne çabuk bezip vazgeçiyorsun. Şirketler bir gün satılabilir, ama Koç Üniversitesi gibi kurumlar daima ayakta kalır’ dedi. Bugün çıkıp gelse, Koç Üniversitesi’nin geldiği noktayı görüp herhalde bana bu cümlelerini hatırlatırdı.”
TÜPRAŞ VE YAPI KREDİ İÇİN NE DERDİ
Semahat Arsel, “Vehbi Koç, bugün Koç Holding’in kapısından içeri girse Holding’in mevcut durumu, yatırımları ve projeleri hakkında nasıl sualler sorardı” şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı: “Vehbi Koç’u iyi tanıyorsam gördüklerinden memnun olur, ufak tefek eleştirilerini bildirmekten geri kalmazdı. Bazı şirketlerin niçin satıldığını sual eder, geniş bilgi isterdi. Tüpraş ve Yapı Kredi’nin alımları ile ilgili kararımızı sorduğunda ise ‘Ben size bunları zor aldırırdım’ der, ardından da sonuçtan duyduğu memnuniyeti gülümseyerek belli ederdi.”
Ticarete Ankara’da başladı
KOÇZADE Ahmet Vehbi firmasının Ankara Ticaret Odası’na kaydından bir yıl sonra bu kurumun başkanı olan Vehbi Koç, aynı dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinin kuruluşuna da tanıklık etti. İnşaat ve taahhüt alanında büyük ihtiyaç olduğunu görünce bu ihtiyaçlara cevap verecek adımlar attı, ardından da Ford ve Standart Oil’in Ankara temsilciliklerini aldı. sonraki yıllarda yaptığı sanayi yatırımlarıyla da işlerini büyüttü ve Türk özel sektörünün duayeni olarak hayata veda etti.
Kimseye ortak olmadı
VEHBİ Koç’un hayatındaki en belirgin düsturu da çok ilginçti. Bu düstur, “Başkalarının kurduğu işe ortak olma, kendi işine ortak bul” diye açıklanıyor. Koç hayatı boyunca bu ilkeden hiç şaşmadı. Vefatından sonra günün şartları gereği Koç Topluluğu’nun satın aldığı ya da sattığı şirketlerle ilgili ne diyeceği hep merak konusu oldu. Vehbi Koç, Topluluğun temellerini 1937’de attı. 100 bin lira sermayeyle Vehbi Koç ve Ortakları Kolektif Şirketi’ni, 1938 yılında da Koç Ticaret Anonim Şirketi’ni kurdu. Artık ülkenin sayılı iş adamlarından biriydi.
Duayen gazeteciler Vehbi Koç için ne yazdı
İyi gazeteci ol yeter
MEHMET Ali Birand: “Eğer bugün ben gazeteci oldumsa Vehbi Koç sayesinde olmuşumdur. Vehbi Koç’tan randevu alıp gittim. Konuşurken dedi ki ‘Sen hayatta en çok ne yapmak istersin’, ‘Gazeteci olmak isterim’ dedim. Dedi ki: ‘Bana bak oğlum, hayatta insan sevdiği işi yaparsa mutlu olur. Abdi İpekçi de beni aradı. ‘Senin bu işe ne kadar meraklı olduğunu söyledi ve o da seni istiyor. Bana yaptığım masrafları geri ödemek istiyorsan çok iyi bir gazeteci ol. İşte o zaman ben de derim ki, böyle bir insanın yetişmesine ben de yardımcı oldum’ dedi.”
Türk ekonomisinin Macellan’ıdır
HÜRRİYET yazarı Ertuğrul Özkök: “Tek parti dönemi. Girişimcilik ruhu henüz gelişmemiş. Devlete kapağı atan, bunun rantını yiyor. Öyle bir dönemde bir insan geleceğini, henüz olmayan bir sektörde, özel sektörde arıyor. Benim için Vehbi Bey, Türk ekonomisinin ‘Macellan’ıdır. Başarısının sırrını bu ileri görüşlülük ve cesarette görüyorum.”
Onun yanında ezik hissetmezdiniz
GAZETECİ yazar Çetin Altan: “Vehbi Bey inançlı adamdı. Ayrıca kendinizi ezik hissetmezdiniz Vehbi Bey’in yanında. Son karşılaşmamız, Divan Oteli’ndeydi. İsrail Başkonsolosu’nun veda kokteylinde kapıda karşılaştık. Vehbi Bey ‘Bana davetiyeni ver’ diye tutturdu. ‘Yapmayın Vehbi Bey burası sizin, sizi tanımaz olurlar mı?’ dedim, ama dinlemedi. ‘Yok, ben evde unuttum davetiyemi sen ver’ diye ısrar etmeye devam etti. Çünkü ‘Ben Vehbi Koç’um’ demek istemezdi hiçbir yerde.”