OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 10, 2001 00:00
Dünya Bankası'nın İş Ortamı Araştırması'na göre, yatırımcıların yüzde 63'ü, Türkiye'de yolsuzluğu, yatırımların önündeki en büyük engel olarak görüyor. Bürokrasi de yatırımcıyı caydırıyor. Yabancı Yatırım Danışmanlık Kurumu'nun (FIAC) raporuna göre yatırımcıların yüzde 63'ü Türkiye'de yolsuzluğun yatırımların önünde ciddi bir engel teşkil ettiğini belirtiyor. Raporda ayrıca, Türk vergi sisteminin son derece karmaşık olup işletmeler için zorluklara sepeb olduğu vurgulanıyor. Yabancı Yatırım Danışmanlık Kurumu (FIAC) yetkilisi Frank Soder, ''Yatırımlarda Karşılaşılan İdari Engellerin Tespiti Projesi'' çerçevesinde düzenlenen toplantıda bir rapor sundu. Hazine Müsteşarlığı'nda yapılan ''Yatırımlarda Karşılaşılan İdari Engellerin Tespiti Projesi'' değerlendirme toplantısında sunulan raporda, ''Dünya Bankası'nın Business Environment Survey'ine (İş Ortamı Araştırması) göre, yatırımcıların yüzde 63'ü, Türkiye'de yolsuzluğun yatırımların önünde ciddi bir engel teşkil ettiğini belirtmişlerdir'' denildi. Raporda, yatırımcılarla yapılan görüşmelerde, yatırımcıların resmi görevlilerle aralarını iyi tutma ve süreci hızlandırma amacı ile yapılan gayri kanuni ödemeleri, ''Hediye ve bağış'' şeklinde nitelendirmeyi tercih ettiklerinin de açık olarak tespit edildiği vurgulandı. İş takipçilerinin ve uzman danışmanların kullanılmasının ve bu tür ödemeleri doğrudan kamu görevlilerine yapma yerine, maaş ve ücretle ''resmileştirme''nin, yatırımcılar açısında bir tampon görevi gördüğü ifade edildi. Raporda, yatırımcıların yüzde 55'inin kamu görevlilerine doğrudan verilen rüşvetin tipik olarak toplam gelirin yüzde 1'inin altında kaldığını iddia ettikleri, yüzde 25'inin yapılan gayri resmi ödemelerin toplam gelirin yüzde 1'i ile 25'i arasında bir oranda olduğunu belirttikleri kaydedildi. Raporda, yatırımcıların idari yapıda yaşadıkları sorunlarda ortak temeller başlığında şu görüşlere yer verildi:Türkiye karmaşık ve dolambaçlı bir bürokrasi ile tanınmaktadır. Yatırımcıların karşılaştığı sorunların çoğu bütün olarak idari sistemi içinde ortak sorundur. Türkiye'de yatırımların önündeki idari engellerle ilgili olarak 4 ana konu neden olarak ortaya çıkmaktadır. İdari prosedürün çoğu hatalı olarak yatırımcıların aşırı kontrolü üzerine odaklanmıştır. Egemen olan zihniyet özel sektör yatırımcısına işinde yardımcı olmak yerine idari kontrol ve güvensizliktir. Bakanlıklar arasında, içinde ve merkezi idare ile yerel idareler arasında eşgüdüm eksikliği, çoğu zaman mantıksız bir biçimde birbirleriyle aynı olan kurumsal yapılar ve resmi yetkiler, yatırımcılar arasında ''kim ne yapıyor ve kim neden sorumlu?'' şeklinde kafa karışıklığına yol açmaktadır. Türkiye karmaşık, biri diğerini tutmayan sık sık değişen ve şeffaf olmayan kanunlar, düzenlemeler ve idari prosedürler çokluğundan muzdariptir. Kamu kurumlarının düzenleyici politikalarının karmaşıklığı ve şeffaf olmayışı yatırımcıların idari sistem içinde karşılaştıkları en önemli sorunlarından biridir.''BÜROKRASİDE UĞRAŞILARAK KAYBEDİLEN ZAMAN'' Yatırımcıların yüzde 92'sinin hükümetin yasal süreçle ilgili politikalarının karmaşıklığının ve şeffaf olmamasının, yatırımlar açısından önemli bir engel oluşturduğunu ifade ettikleri belirtilen raporda, ortaya çıkan belirsizliğin Türkiye'deki doğrudan yabancı sermaye üzerinde yüzde 36 oranında gizli bir ek vergi yaratılarak hayli ağır ve negatif etkilere yol açtığı kaydediliyor. Raporda, bu belirsizliğin Türkiye'de maliyetinin, yıllık 1 milyar 822 milyon
dolar civarında doÄŸrudan yabancı sermaye kaybına yol açtığı bildirildi. 1995-2000 yılları arasında Türkiye'ye gelen net doÄŸrudan yabancı sermaye ortalamasının yıllık 767 milyon dolar civarında seyrettiÄŸi ifade edilen raporda, bu rakam gayr-ı safi milli hasılanın yüzde 0.4'üne karşılık geldiÄŸi, bu yüzde ile Türkiye'nin geliÅŸmekte olan ve geçiÅŸ sürecindeki 91 ülke arasında 81. sırada yer aldığı kaydedildi. 1990'lı yıllarda küreselleÅŸme sayesinde dolaÅŸan doÄŸrudan yabancı sermayenin, dünya çapında 12 kat artarken, Türkiye'ye gelen net yabancı sermaye oranının 1980'lerdeki seviyesinde çakılı kaldığı da raporda vurgulandı. Ayrıca, 2000 yılında Türk ÅŸirketlerinin yurtdışında 1 milyar dolarlık yatırım yaptıkları da bildirildi. Türkiye'nin tercih edilen bir yatırım yeri olmadığına dikkat çekilen raporda, geçmiÅŸte makro ekonomik ve siyasi istikrarsızlıkların, özelleÅŸtirme ve diÄŸer anahtar reformların yavaÅŸ ilerlemesi, yüksek maliyetli ve karmaşık vergi sisteminin, ''Türkiye'nin elveriÅŸsiz yatırım ortamı'' imajı oluÅŸturmasına katkıda bulunduÄŸu kaydedildi. Türkiye'nin iÅŸletmelerin etkin çalışmasını kolaylaÅŸtırmak hariç, her ÅŸeyi yapan karışık ve dolambaçlı bürokrasi ile de tanındığı vurgulandı. TÃœRK VERGÄ° SÄ°STEMÄ° SON DERECE KARMAÅžIK Yatırımcılar için Türk vergi sisteminin, son derece karmaşık olduÄŸu bildirildi. Raporda, Türkiye'de iÅŸ kurma ve yerleÅŸme ile ilgili iÅŸlemler tamamlandıktan ve iÅŸletmeye geçildikten sonra da yatırımcıların çilesinin devam ettiÄŸi belirtilerek, ''Türk vergi sistemi, son derece karmaşık olup, iÅŸletmeler için çok büyük zorluklara sebep olmaktadır''denildi. Raporda, vergi idaresi ve yatırım teÅŸvikleri sisteminin Türkiye'de çoÄŸu zaman çakışan farklı mevzuat ve yetkilere sahip uygulamacı bir kaç kamu ve kuruluÅŸ tarafından yürütüldüğü (Maliye Bakanlığı, Hazine MüsteÅŸarlığı, Dış Ticaret MüsteÅŸarlığı ve Gümrük MüsteÅŸarlığı) belirtilerek, bu durumun da kendi düzenlemelerine sahip kurumlar arasında, sık sık anlaÅŸmazlık ve gerginliklerin ortaya çıktığı, çok karışık bir sistem oluÅŸmasına neden olduÄŸu vurgulandı. Raporda ayrıca, kurumlar arasında etkin bir eÅŸgüdüm olmamasının idarenin çoÄŸunlukla, yavaÅŸ ve etkisiz iÅŸlemesinin kaynağı olduÄŸuna da dikkat çekildi. Yatırımcıların vergi alanında karşılaÅŸtıkları en önemli sorunlardan birisinin de vergi oranlarında, kurallarında ve usullerinde, sık sık yapılan deÄŸiÅŸiklikler olduÄŸuna dikkat çekilen raporda, mevzuatla ilgili noksanlıkların, kanun ve yönetmeliklerin açık ve detaylı tanımlar açısından eksikliÄŸi ile yatırımların gerçekleÅŸtiÄŸi piyasa ÅŸartlarına yansımada yetersiz kaldığı bildirildi. Gümrüklerin yerel, bölgeler ve merkezi örgüt yapısının operasyonel gereksinimlerinin etkin bir biçimde karşılamaktan uzak olduÄŸu ve karar verme yetkisinin, sadece Ankara'da toplandığı anlatılan raporda, vergive gümrük idarelerinin etkin olmayan örgüt yapılarının bürokrasiyi ve idari verimsizliÄŸi artırdığı da kaydedildi. Etkili bir patent korumasının modern mal ve hizmet imalatçılarını cezbedebilmenin vazgeçilmez öğeleri arasında bulunduÄŸu belirtilen raporda, ''Türkiye 2001 yılında ''ABD Hazinesi'nin özel 301 listesinde yer almaktadır. Son olarak tescil süreçleri kimi açılardan bezdirici derecede karmaşık ve zaman alıcıdır. Bir ürünün patentini almak için gereken süre Batı Avrupa ülkelerinde 6 ay olurken, Türkiye'de ise 1-1,5 yıldır'' denildi. Türkiye'de serbest bölgelerin ihracata yönelik firmalara hizmet vermekten ziyade yerli tüketime yönelik ürünleri ucuza depolamak amacıyla kullanıldığı iddia edilen raporda, gerek gümrük, gerekse serbest bölgelere giren malların yüzde 80'nin bölgede hiç bir katma deÄŸer eklenmeksizin yerli pazara yöneldiÄŸi ileri sürüldü. YABANCI SERMAYENÄ°N ÖNÃœNDEKÄ° ENGELLER Bu arada raporda doÄŸrudan yabancı sermayenin en önemli sıkıntısının, Türkiye'deki ekonomik ve siyasi kriz olduÄŸu ifade edilirken, yatırımcıların yüzde 60'ının ciddi sorunlar olduÄŸunu belirttikleri alanlar şöyle sıralandı: ''Vergi daireleri, kuruluÅŸ ve iÅŸletme izinleri için talep edilen haddinden fazla belge, gümrük prosedürleri, belediye düzenlemeleri ve denetimleri, sanayi standartları ve sertifikaları, iÅŸletmelerin tescili ile ilgili talepler, iÅŸletme izinleri, ihracat ve yatırım teÅŸvikleri, bina ve inÅŸaat ile ilgili düzenlemeler.'' Türkiye'de ÅŸirket kurma iÅŸlemlerinin gereÄŸinden fazla uzun olduÄŸu belirtilen raporda, hiç bir ÅŸeyin aksamadığının varsayıldığı bir senaryoda dahi, bir iÅŸletmenin faaliyete geçmesinden önceki iÅŸlemlerin tamamlanmasının 2,5 aylık bir süre aldığı kaydedildi. Raporda, ÅŸirket kurmak için gereken 19 deÄŸiÅŸik idari aÅŸamanın çoÄŸunun, lüzumsuz ve uluslararası uygulamalara uyumsuz olduÄŸu belirtildi. Ayrıca yatırımcıların Türkiye'de iÅŸ kurarken esas sorunun, yer seçimi veya arsa ve arazi geliÅŸtirme sırasında ortaya çıktığı kaydedildi. Yapı ruhsatı için 20'den fazla mükerrer iÅŸlemin de yapıldığının belirtildiÄŸi raporda, kamu saÄŸlığı ve çevre korumasına iliÅŸkin olarak SaÄŸlık Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı'nın benzer iÅŸlemlerde bulunan yetkilileri ile aynı iÅŸi yapmak zorunda kaldıklarına dikkat çekildi. YABANCI SERMAYENÄ°N TEÅžVÄ°KÄ° İÇİN ÖNERÄ°LER Yolsuzluk ve usulsuzlüklerle mücadele için somut adımlar atılması istenirken bütün bu olumsuzlukların bildirileceÄŸi bir ihbar hattı bulunması gerektiÄŸi bildirildi. Raporda, doÄŸrudan yabancı sermayenin teÅŸvik edilmesine yönelik önerilere de yer verildi. Vergi sistemini pazar koÅŸullarını yansıtacak mekanizmaların eklenmesi gerektiÄŸi belirtilen raporda, ÅŸunlar kaydedildi: ''Uluslararası muhasebe standartları, enflasyonun vergi ödemeleri ve iadeleri üzerindeki etkisinin azaltılmalı, kritik örnek olaylar ileyasa ve yönetmeliklerin genel maddelerini yorumlayarak bu yorumlara iliÅŸkin resmi kanaatleri yayınlamak ve böylece iÅŸlevsel ve temyiz mekanizması yaratarak vergi mevzuatının ÅŸeffaflığı arttırılmalı. Vergi idareleri için daha hızlı bir mekanizma yaratılmalı. Yatırım teÅŸvik vergileri kaldırılmalı ve tüm mali teÅŸvikler vergi sistemi içinde otomatik hale getirilmeli. KDV ve gümrük vergi iadeleri sürecini hızlandırmak amacıyla detaylı bir biçimde gözden geçirilmeli, dahilde iÅŸleme rejimi kolaylaÅŸtırılmalı ve fiktif antrepo rejiminin etkinliÄŸi arttırılmalı.'' Yolsuzluk ve yolsuzlukla mücadele için somut adımlar atılması gerektiÄŸi vurgulanan raporda, gümrük mevzuatına riayet edilmesine zorlanması için çalışanlara yönelik etik kodların yayınlanması, usulsüzlük iddialarını soruÅŸturacak etkin bir iç denetim birimi oluÅŸturulması gibi öneriler yer aldı. Raporda yer alan diÄŸer öneriler şöyle: Yolsuzluk ve usulsüzlüklerin bildirileceÄŸi bir ihbar hattı kurulmalı. Åžeffaflığı arttırmak ve mevzuatın yükümlülüklerine gönüllü olarak riayet edilmesini teÅŸvik etmek için kamu duyarlılığını yükseltme programı uygulanmalı. Gümrük ve kaçakçılık kanunlarının zorlayıcı hükümlerinde komisyoncu lisans yönetmeliklerinde gerekli deÄŸiÅŸiklikler yapılarak gümrük mevzuatı güçlendirilmeli. Tüm gümrük ofisleri sınır tesisleri iyileÅŸtirilmeli ve kapsamlı altyapı planı hazırlanmalı. Tüm kurumlarda kurum içi performans mekanizmaları oluÅŸturulmalı. Fikri mülkiye haklarının korunmasıyla ilgili takip kuvvetleri oluÅŸturulmalı ve korsan ürünlerin takibi ve yasal müeyyideleri iÅŸletilmeli. Taklit ürün problemlerinin çözümüne iliÅŸkin önerileri alma için özel sektörle temasa geçilmeli. Kısa bir süre için çalıştırılacak yabancı personel için çalışma izinleri sadeleÅŸtirilmeli. Gereksiz idari aÅŸamalar kaldırılmalı. ''Yabancı sermaye genel müdürlüğünün yabancı yatırım izin alma belgesi, sanayi ve ticaret bakanlığının onayı, sanayi odası kapasite raporu'' merkezden eÅŸgüdümlü tescil sistemi kurulmalı ve diÄŸer bakanlıklar ve kamuya açık elektronik veri tabanı hazırlanmalı. Çakışan yetki ve izinler kaldırılmalı, talepler sadeleÅŸtirilmeli. Proje onayları sistemi mümkün olduÄŸu ölçüde merkezileÅŸtirilmeli. sektör yatırımcıları devlet arsası tahsisi süreci iyileÅŸtirilmeli. Sanayi bölgeleri daha da geliÅŸtirilmeli. Özel sektörün katılımı teÅŸvik edilmeli. Arsa üretimi için stratejik planlama güçlendirilmeli. Tesis kurma izni ve çevre koruma ile ilgili iki kanun uyumlandırılacak süreç kolaylaÅŸtırılmalı. Ä°nÅŸaat izni süreci kolaylaÅŸtırılmalı. Öte yandan, toplantıda raporun geneline iliÅŸkin görüşmelerin ardından çalışma grupları oluÅŸturulacak. Grup raporları hazırlanarak diÄŸer gruplarla paylaşılacak. Toplantıya katılan ilgili kamu kuruluÅŸlarının yanı sıra TOBB, TÃœSÄ°AD, YASED, ASO, Ä°SO, ATO temsilcileri istedikleri gruplarda yer alabilecekler. Â
button