Güncelleme Tarihi:
TÜSİAD’ın 801 iş insanıyla görüşerek gerçekleştirdiği yolsuzluk algı araştırmasından beklentiler yönünde ancak son derece çarpıcı bulgular çıktı. Araştırmaya göre ‘Türkiye’de yolsuzluk var ve daha da artacak.’
TÜRK Sanayacileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) ‘İş Dünyası Bakış Açısıyla Türkiye’de Yolsuzluk: Algı ve Politika Önerileri’ başlıklı araştırmasında sürpriz olmasa da, son derece düşündürücü sonuçlar elde edildi. İstanbul’da, farklı sektör ve ölçekteki şirketleri temsil eden 801 işadamı ile yüzyüze yapılan anket sonuçlarına göre, katılımcıların tamamına yakını ‘Türkiye’de yolsuzluk vardır’ derken, yüzde 46’sı ‘Daha da artacaktır’ dedi. Yolsuzluğun bugün itibariyle sık ve boyutunun yüksek olduğunu düşünenlerin yüzde 57’si de yolsuzluğun artacağı öngörüsünde bulunuyor. Ancak daha da düşündürücü olan bulgu, yolsuzluğun boyutunun düşük ve pek sık görülmediğini düşünenlerin yüzde 37’sinin de, önümüzdeki dönemde yolsuzluğun artacağını düşünmesi. Yani bugünkü durumdan rahatsız olmayanlar bile geleceğe daha karamsar bakıyor.
UZUN SÜRELİ HASAR
Araştırmanın çarpıcı bir diğer sonucu da, iş dünyasının yolsuzluk konusundaki kafa karışıklığı. Katılımcıların bir kısmı henüz ‘yolsuzluk mu, haksızlık mı’ konusunda net bir fikir oluşturamamış. Ancak katılımcıların yüzde 90’dan fazlası yolsuzluğun toplumsal düzeni ve güveni olumsuz etkilediğinde hemfikir. Araştırma sonuçlarının paylaşıldığı seminerde TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer, iş dünyası özelinde rüşvet ve yolsuzluğun, bir yandan piyasada rekabeti bozarak verimliliği düşürürken, diğer yandan sosyal yapıda uzun süreli hasarlara, hukuk devleti güveninde erozyona ve ülkelerin itibar kayıplarına neden olduğunu söyledi.
TÜSİAD olarak 26 Şubat 2013’teki basın toplantısında rüşvet ve yolsuzlukla mücadelenin TÜSİAD’ın 2013- 2014 yılı gündemine alındığını açıkladıklarını hatırlatan Dinçer, araştırmayı neden yaptıklarını şöyle anlattı: “Araştırmadan olağanüstü derecede şaşırtacak bir bulgu ortaya çıkmadı. Bugün hepimiz aslında, Türkiye’de ve önemli sayıda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede, yolsuzluğun bir vakıa olduğunu ve yaygınlaşma eğiliminde olduğunu zaten tahmin edebiliyoruz. Çok daha fazla endişe verici olan durum farkındalık yaratma ihtiyacı, yolsuzluktan endişe duymamak veya yolsuzluğu içselleştirmek veya yolsuzlukla mücadeleden vazgeçmek. Bu başlıkta bir çalışma yapmak ve bu çalışmanın içinde İstanbul anketini gerçekleştirme nedenimiz de zaten mikro ölçekte iş dünyasının yaşadığı, sezinlendiği bu olguyu istatistiki olarak sınamak ve desteklemekti. Sonuç büyük ölçüde beklediğimiz gibi oldu, anket bize bir kez daha teyit etti: ‘Türkiye’de yolsuzluk var ve yolsuzluk algısı artma eğiliminde’ Yani bir algı operasyonundan bahsetmiyoruz, algının kendisinden ve bu algının uluslararası çalışmaları teyit ettiğinden bahsediyoruz.”
Rüşvet ve yolsuzluk katılımcılara göre, iş yapma ortamı içinde orta derecede önemli bir sorun olarak sıralanıyor. Yolsuzluğu en fazla sorun olarak algılayan sektör ulaştırma ve iletişim iken, en az sorun olarak algılayan sektör inşaat olarak ortaya çıkıyor. İnşaat sektörü yolsuzluğu en az sorun olarak görüyor ancak kendi sektörlerinde çok sık ve boyutunun çok yüksek olduğu kanaatindeler.
17 Aralık'tan önce başladı
İŞ Dünyası Bakış Açısıyla Türkiye’de Yolsuzluk Projesi Lideri Avukat Gönenç Gürkaynak, TÜSİAD araştırmasının sonuçlarını paylaşmadan önce, araştırma için 17 ve 25 Aralık operasyonlarından önce çalışmaya başladıklarını vurguladı. Anket çalışmasının ise Haziran 2014’te yapıldığını kaydeden Gürkaynak “İş dünyasının kafası karışık. Araştırmada ‘Artık buna da yolsuzluk demezsen yatacak yerin yok’ türünden sorular da soruldu. Örneğin ‘Kanuna uymayan bir işi yaptırmak için kamu yetkililerine rüşvet vermek yolsuzluk mudur’ şeklindeki soruya yüzde 11 oranında katılımcı kesinlikle yolsuzluk değildir ya da pek sayılmaz cevabı verdi” dedi.
Yolsuzluğun 3 nedeni
KATILIMCILARA göre yolsuzluğun ilk 3 nedeni, gelir dağılımındaki eşitsizlik, kamu görevlilerinin kazanç ve güç elde etme istekleri ve yasal mevzuatın uygulanmaması olarak ortaya çıkıyor. Yasal düzenlemelerdeki eksiklikleri işaret edenlerin oranı yüzde 21. Katılımcıların genel görüşü, aslında Türkiye’de kanunların yeterli olduğu ama uygulama ve denetimin yetersiz olduğu yönünde.
Küçükleri daha çok vuruyor
ANKETE katılanların yüzde 58’i yolsuzluğun bir maliyet yaratmadığı görüşünde. Yüzde 4’lük bir kesim ise, yolsuzluğun maliyetinin cironun yüzde 20’sinden fazlasını oluşturduğunu düşünüyor. Yolsuzluk firmalara ek yük getirir diyenlerin 4’te 3’ü bu yükün yüzde 10 ve altında olduğuna işaret ediyor. Yolsuzluğun küçük şirketlere yüklediği maliyet yüzde 4.6 olarak ortaya çıkarken, orta büyüklükteki şirketlere yüzde 4.1 büyüklere ise yüzde 3.7.
Yılda 1 trilyon dolar rüşvet
DÜNYA Ekonomik Forumu verilerine göre yolsuzluğun dünyada iş yapma maliyetini yüzde 10 arttırdığına dikkat çeken Haluk Dinçer, “Araştırmalar yolsuzluğun maliyetinin küresel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 5’ini oluşturduğunu gösteriyor. Avrupa Komisyonu’nun raporuna göre, yolsuzluğun AB ekonomisine yıllık maliyeti 120 milyar Euro. Dünyada ise yılda rüşvete ödenen paranın 1 trilyon doları aştığı tahmin ediliyor” dedi.
Peki ne yapmalı?
ÖNCELİKLİ olarak gelir dağılımının düzeltilmesi ve ekonomik eşitsizlik giderilmeli, eğitim ve bağımsız yargı ve yolsuzluğa karşı mevcut mevzuatın etkin olarak kullanılması gerektiği vurgulanan raporda özel sektörün yapması gerekenler de şöyle özetleniyor:
Şirketlerin yüzde 46’sında etik kurallar belgesi bulunmuyor.
Katılımcıların yüzde 60’ı yolsuzluğu ihbar etmem diyor.
Yolsuzlukla mücadele deklarasyonları, dürüstlük sözleşmeleri, şirket koalisyonlarından oluşan ortaklaşa eylem ile yolsuzluğa karşı kazan-kazan durumu yaratılmalı.
Katılımcıların yüzde 67-77’si ortaklaşa eylem türünün yolsuzluğu engelleyebileceğini veya farkındalığı artırabileceğini belirtiyor.