Güncelleme Tarihi:
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan dün “büyümede aşırı fren yapılıyor” eleştirilerine cevap verdi. Bu yıl yüzde 3’ler seviyesinde gelecek olan büyümenin belki düşük ama sürdürülebilir olduğunu belirterek, “Bir bakıma siste, virajlı yolda otobüsü dikkatle kullanan şoföre yolcular ‘ya kardeşim niye yavaşlıyorsun bas gaza bas gaza’ dediğinde tabii ki şoför dinlemeyecek ve gereğini yapacaktır. O nedenle bizim de mutlaka dikkatli gitmemiz gerekiyor. Türkiye’nin potansiyel büyümesiyle, kaynaklarıyla, tasarruf oranlarıyla orantılı büyüme oranları görmemiz gerekiyor” dedi.
Rahatlama riskli
3’üncü İstanbul Finans Zirvesi’nde konuşan Babacan ekonomideki olumlu gelişmelere bakarak, ‘Biraz rahatlasak mı’ gibi yaklaşımların son derece riskli olduğunu söyledi. İhtiyatı asla elden bırakmayacaklarını ve her adımı ölçerek atacaklarını söyleyen Babacan “Yüksek büyüme gördüğümüz yıllarda riskleri de fark ettik. Bunlardan biri cari açık, diğeri de enflasyondu. Bankaların kredi hacminin hızla artıyor olması, bu hızlı artan kredi hacminin tüketici finansmanına ve iç tüketime yönelmesi, hükümet olarak bazı adımları atmamızı gerektirdi. Bu atılan adımlarla hızlı kredi artışının önünü kesmeyi, yavaşlaşmayı sağlayacak tedbirler gerçekleştirildi ve sonuçlarını aldık” diye konuştu.
ÖTV’ye ayar
Babacan, 2010-2012 yılı bütçe açığının yıl başında öngörülen rakamlardan biraz daha fazla olacağına ilişkin öngörülerin bulunduğunu belirterek, “Önemli olan bu açığın 2013’e nasıl sirayet edeceği. Bütçe dengesi bozulursa Türkiye’de ne güven kalır, ne huzur” dedi.
Babacan şöyle devam etti: Sadece yaptığımız 2009 Aralık’tan bu yana ne kadar enflasyon olmuşsa, o enflasyon oranında o akaryakıt içerisinde kuruş bazında sabit olan ve 2.5 yıldır değişmeyen ÖTV’yi enflasyon oranında bugüne getirmiş olduk. Önemli olan buradaki istikrardır.”
Çağlayan ‘balatalar bitiyor’ demişti
EKONOMİ Bakanı Zafer Çağlayan geçtiğimiz günlerde büyümeyi daraltıcı etkilerin ve politikaların yumuşatılması gerektiğini belirterek
“Sürekli ayağınızı frene basarak sadece fren balatalarını bitirirsiniz ve fren diskine zarar vermeye başlarsınız. Ben bir makine mühendisi olarak bir sanayici olarak
otomotiv sektörünü de yakın bilen biri olarak bunu ifade ediyorum” demişti.
Gelirdeki düşüş büyümeden değil
BÜYÜME yüzde 4 değil de yüzde 3.5 oldu diye vergi gelirlerinin düştüğü yaklaşımının doğru olmadığına dikkat çeken Ali Babacan, “Türkiye’de büyümenin kompozisyonu değişti. Büyüme iç tüketimden ihracat ağırlıklı bir büyümeye döndü. İç tüketimden ihracat odaklı büyümeye dönülünce vergi gelirlerinde bir miktar kayıp oldu. Sadece yüzde 4’lük büyüme yüzde 3’e düştü. ‘O yüzden vergi gelirleri düştü’ demek yanlış bir analiz” diye konuştu.
2012’nin büyümesi genel olarak sağlıklı
BİRKAÇ haftaya kadar yenilenmiş Orta Vadeli Programı açıklayacaklarını söyleyen Ali Babacan, şunları kaydetti: “Genel tabloya bakılacak olursa 2012’de çok sıhhatli bir büyüme söz konusu. Beklediğimizin daha da ötesinde bir başarı ile bu yılı tamamlayacağız. Bütçe konusunda belki 1 puanlık bir sapma olabilir. İşsizlik de beklenilen oranın 1 puan altında gelebilir. 2013 için neler yapabileceğimizi Orta Vadeli Program’la ortaya koymamızda fayda olabilir.”
Elde tüfek avcı gibi bekliyoruz
HALKBANK’ın ikincil halka arzı için düğmeye bastıklarını belirten Ali Babacan, “Şu anda Halkbank’ın yüzde 25’i halka açık. Ama yüzde 15, 20 ve 24’e kadar daha halka açılabilme durumu olabilir. Halkbank, halka açıldıktan sonra yüksek performans gösterdi. İkincil halka arz için, Özelleştirme İdaresi’ne talimat verdik. Yetkililer ellerinde tüfek, avcı gibi bekliyor. Avı görünce işlemi yapabilirler. Ama önce Özelleştirme İdaresi’nin uygun gördüğü değerlerin oluşması gerekiyor” diye konuştu.
Vakıfbank için menkul kıymet sepeti oluşacak
ŞU an için Vakıfbank’ın ikincil halka azrının söz konusu olmadığını kaydeden Ali Babacan şöyle devam etti: “Vakıfbank’ın hisse ve ortaklık yapısı ile ilgili de bir miktar belirsizlik var. Yani kamu bankası mıdır özel banka mıdır, bu noktada belirsizlik söz konusuydu ama bundan önce asıl Vakıflar Genel Müdürlüğü’müzün bu hisseye sahip olup da çok düşük miktarda temettülerle işini yapmasındansa, hisseler karşılığında bir fon oluşturup bunun geliri ile Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün görevlerini yapmasının daha uygun olacağını düşündük.”
Babacan, şunları söyledi: “Bankacılık sektörümüz hızla büyüyor, kredi hacmi büyüyor, doğal olarak sermayenin de banka içerisinde olması gerekiyor. Özellikle Vakıfbank açısından durum böyle olunca, kârın da ağırlıklı olarak banka içerisinde tutulması gerekir, doğrusu da o. Biz Hazine olarak bir menkul kıymet sepeti oluşturacağız. Bu menkul kıymet sepetinin hisseleri karşılığında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün iradesine vereceğiz. Bunun sahibi Vakıflar Genel Müdürlüğü değil. Sadece idaresini ve temsilini yürütecek. Vakıfların tarihinde önemli bir adım olacak.”
Krizin öncü göstergesi kredi büyümesi
MERKEZ Bankası Başkanı Erdem Başçı, alınan tedbirler sonucunda otoritelerce 2011 sonunda kredi büyüme hızının yüzde 25’e, 2012 sonunda ise yüzde 15’in altına indirilmesi amacına ulaşıldığını söyledi. Finansal krizlerin en önemli öncü göstergesinin aşırı hızlı kredi büyümesi olduğunu kaydeden Başçı şöyle konuştu: “Gelişmekte olan ülkeler bunu defalarca yaşayarak öğrendi. Gelişmiş ülkeler ise, 2008-2009 yıllarındaki küresel kriz sayesinde öğrenmiş oldu.”
Bütçenin tutmaması önemli değil
DÜNYA Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, Türkiye ekonomisinin doğru yolda olduğunu belirterek, bu yılın ikinci çeyrek büyümesinin hız kesmesiyle ilgili olarak, “Bu kesinlikle endişe edilecek bir durum değil. Eğer ekonominin yeniden dengeye kavuşmasını istiyorsanız, büyümenin azalması da kaçınılmaz. Bu kesinlikle endişe edilecek bir durum değil. İyi haber şu ki; Türkiye’nin ihracatı halen oranda artmaya devam ediyor” dedi.
Türkiye’nin kriz deneyimi önemli
İSLAM Kalkınma Bankası (IDB) Grubu Başkanı Dr. Ahmad Muhammed Ali Al Madani de, ‘Hassas Bir Dünyada Finans: Riskler ve Fırsatlar’ temalı 3’üncü İstanbul Finans Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin de zirvenin bu teması çerçevesinde sunabileceği birçok deneyim var. Çünkü Türkiye bölgedeki birçok ülkede zengin deneyimlere sahiptir” dedi. Konuşması sonrasında Al Madani’ye Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından küresel kalkınmaya katkılarından dolayı bir plaket takdim edildi.
İflas edeceklerse bırakın etsinler
SERMAYE Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray, söyleyeceği her şeyin kendi şahsi fikri olduğunu bir SPK başkanı olarak konuşmadığını ifade ederek şunları söyledi: “Eğer ki, Avrupa tek bir ülke ve devlet olsaydı yapılması gereken son derece açık net ve basit olurdu. Ama durum böyle değil. O yüzden bu mali anlaşmalar bütün ülkelerin ortak bir davranışına dönüşmezse ben karamsarlığıma devam edeceğim. Bırakalım orada iflas edeceklerse iflas etsinler. Ülkeleri de buna dahil ederek söylüyorum.”
Türkiye krizi 7 yıl önce yaşadı
TÜRKİYE İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi de, Türkiye’nin finans kriziyle dünyadan 7 yıl önce tanıştığını hatırlatarak, şunları söyledi: “Türkiye, 2001’den sonra yaptığı köklü ekonomik ve siyasi reformlar sayesinde küresel krizden çok az etkilendi. İstanbul artık bölgesel finans merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. İhracatımızın yaklaşık yarısına damgasını vuran İstanbul, bizi büyük düşünmemiz konusunda da motive ediyor.”
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş ise zirvede yaptığı konuşmada, “İstanbul iş dünyasını temsil eden bir başkan olarak, İstanbul Finans Zirvesi’nin, İstanbul’u finans dünyasında da hak ettiği yere taşımada çok önemli bir adım olduğunu düşünüyorum” dedi.