Yoksulluk sınırı 3 bin 714 liraya çıktı, en zenginle uçurum 8 kata geriledi

Güncelleme Tarihi:

Yoksulluk sınırı 3 bin 714 liraya çıktı, en zenginle uçurum 8 kata geriledi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 2011 00:00

Türkiye’de en yoksul ile en zengin kesim arasındaki gelir farkı 8 kat gerilerken, ortalama yıllık hane halkı kullanılabilir geliri 22 bin 63 lira oldu. Nüfusun yüzde 16.9’u yoksulluk riski altında bulunurken, Türkiye’nin yoksulluk sınırı 3 bin 714 lira, yoksul sayısı ise 12 milyon 25 bin oldu.

Haberin Devamı

TÜRKİYE İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’na göre, Türkiye’de en yoksul kesim ile en zengin kesim arasındaki gelir farkı, 2010’da 8 kata gerilerken, nüfusun yüzde 16.9’unun yoksulluk riski altında olduğu belirlendi. Sürekli yoksulluk riski altında bulunanların oranı yüzde 18 olarak gerçekleşti. 2009 yılında 3 bin 522 lira olan yoksulluk sınırı 3 bin 714 liraya çıktı. 2009’da 12 milyon 97 bin olan yoksul sayısı ise 12 milyon 25 bine indi. Yoksulluk açığı da 26.6’da kaldı. Ortalama yıllık hanehalkı kullanılabilir geliri ise 22 bin 63 lira oldu.
Zengin-fakir farkı 8 kat
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2010 verilerini açıkladı. Buna göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirlere göre oluşturulan yüzde 20’lik gruplarda, en yüksek gelire sahip son gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 46.4 olurken, en düşük gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 5.8’de kaldı. 2009 yılına göre bu pay 0.2 puan arttı. Böylece, en yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasındaki gelir farkı, 2010’da 8 kat oldu. 2009 yılında bu fark, 8.5 kattı. Bu gösterge kentsel yerler için 7.3, kırsal yerler için ise 7.1 oldu. Gelir dağılımı eşitsizlik ölçütlerinden gini katsayısı bir önceki yıla göre 0.013 puan düşüş ile 0.402 olarak tahmin edildi. Katsayı, kentsel yerleşim yerleri için 0.389, kırsal yerleşim yerleri için ise 0.379 olarak tahmin edildi. Gelirin nüfusa dağılımındaki eşitsizliğin grafik gösterimi olan Lorenz eğrisi de, gelir dağılımında önemli bir değişim olmadığını gösterdi.
Yüzde 16.9’u yoksulluk riski
Araştırmaya göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, nüfusun yüzde 16.9’u yoksulluk riski altında bulunuyor. Kentsel ve kırsal yerler için ayrı ayrı hesaplanan yoksulluk sınırlarına göre, kentsel yerlerde bu oran yüzde 14.3’e, kırsal yerlerde yüzde 16.6’ya iniyor. Sürekli yoksulluk riski altında bulunanların oranı ise yüzde 18 olarak belirlendi. Dört yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan sürekli yoksulluk oranı, dört yıl boyunca hanenin üyesi olan fertlerden en az üç uygulamada yoksulluk riski altında olanlar olarak tanımlanıyor.
Yıllık gelir 22 bin 63 lira
Türkiye’de hanehalkı başına düşen ortalama yıllık kullanılabilir gelir 22 bin 63 lira iken, ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelir ise 9 bin 735 lira oldu. İstanbul Bölgesi 13 bin 382 lira ile ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir geliri en yüksek olan bölge durumunda iken, bunu, 11 bin 116 lira ortalama gelir ile Batı Anadolu Bölgesi izledi. En düşük ortalamaya sahip bölge ise 5 bin 144 lira ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi oldu. Toplam gelirler içerisinde en fazla paya yüzde 43.7’lik oranıyla maaş-ücret gelirleri sahip. Bunu yüzde 20.5 ile sosyal transferler ve yüzde 20.2 ile müteşebbis gelirleri izliyor. Sosyal transferlerin yüzde 91.1’ini emekli ve dul-yetim aylıkları oluşturuyor.

Haberin Devamı

Nüfusun yüzde 63’ü iki günde bir balık et, tavuk yiyemiyor

Haberin Devamı

 TÜİK’in yaşam koşulları göstergelerine göre, nüfusun yüzde 63.3’ü iki günde bir et, balık ve tavuk yiyemediğini belirtiyor. Bu oran, geçtiğimiz araştırmada yüzde 60.5 oranında bulunuyordu. Nüfusun yüzde 81.7’si de yıpranmış ya da eskimiş mobilyalarını yenileyebilecek ekonomik güce sahip olmadığını ifade ediyor. Nüfusun yüzde 62.8’i de yeni giysiler alabildiğini söylüyor. Geçtiğimiz yıl bu oran yüzde 56.1 oranındaydı.
Emekli ve dul-yetim aylıkları toplam gelir içinde yüzde 18.6’lık paya sahip iken, diğer sosyal transferlerin payı yüzde 1.8 oldu. Müteşebbis gelirlerinin ise yüzde 68.5’i tarım-dışı sektörden oluştu.

Nüfusun yüzde 43.8’inin çatısı akıyor evinin pencere çerçevesi çürük

Haberin Devamı

GELİR ve Yaşam Koşulları Araştırması’na göre, kurumsal olmayan nüfusun, yüzde 60’ı kendilerine ait konutta oturuyor.
Nüfusun yüzde 43.8’inin konutunda ‘sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi’ gibi sorunlar bulunuyor, yüzde 43.3’ünün oturduğu konutta ise ‘izolasyondan dolayı ısınma sorunu’ yaşanıyor.
Nüfusun yüzde 61.4’ünün hanesinin konut alımı ve konut masrafları dışında taksit ödemeleri ve borçları bulunuyor. Bu borç ödemeleri, yüzde 28.3’ünün hanesine çok yük getiriyor.
Kurumsal olmayan nüfusun yüzde 87.5’i evden uzakta bir haftalık tatili, yüzde 65.7’si beklenmedik harcamalarını ve yüzde 81.7’si  yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını ekonomik nedenlerle karşılayamıyor.
Ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun oranı olarak tanımlanan ve belirlenmiş 9 maddeden en az 4 tanesini karşılayamama ya da mahrum olma durumunu tanımlayan “maddi yoksunluk” oranı 2009 yılında yüzde 63, 2010 yılında ise yüzde 63.5 olarak hesaplandı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!