Yoksul ülkeler daha fazla rol istiyor
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Haziran 25, 2009 17:03
Yoksul ülkeler dünya ekonomisinde daha fazla rol almak istiyorlar.
Üç gün sürecek BM Finas Zirvesi, dün New York'ta başladı. Bangladeş Dışişleri Bakanı Dipu Moni, dünyanın en yoksul ülkeleri adına yaptığı konuşmada, “Piyasanın etkinliği ve devletin küçülmesi inanışına dayanan reformlar işe yaramadı. Reformların, risklerle baş etmede kapasite ve verimliliğin artırılmasına ihtiyacı var” dedi.
Finans ve Mali Reform Uzmanları Komisyonu Başkanı Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Joseph Stiglitz, “Küreselleşme ilerleme kaydederken, biz küresel finans kurumları oluşturamadık” diye konuştu. Stiglitz, 2008 yılında başlayan krizin yol açtığı sorunlarla ilgilenmek için Küresel Ekonomik Koordinasyon Kurulu oluşturulması çağrısında da bulundu.
Sadece G-8 ya da G-20'nin değil, BM üyesi 192 ülkeyi temsil eden G-192'nin dünya ekonomisinde karar alma sürecine katılması gerektiğini ifade eden Stiglitz, gelişmekte olan ülkelere yapılan yardımların kredi değil, hibe şeklinde olması gerektiğini, mevcut krizi başka bir borç kriziyle sonlandırmak istemediklerini vurguladı.
ABD'nin BM Büyükelçisi Susan Rice da, “BM, küçük ve büyük ülkelerin seslerinin duyulabileceği tek platformdur. Biz ayrıca, krizin farklı boyutlarının üstesinden gelmede her türlü aracı kullanmamız gerektiğine inanıyoruz” dedi.
Dünyanın on yıllardır gördüğü en kötü ekonomik ve finans krizinin çözümünde kapsamlı bir stratejinin parçası olarak uzlaşma sağlama ve politika oluşturmada G-20 aracılığıyla çalıştıklarını belirten Rice, bunun için gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin katılımıyla çaba gösterdiklerini ve önemli başarı sağlandığını ifade etti.
Çin Dışişleri Bakanı Yang Jiechi ise devam eden finansal kriz ve ekonomik resesyondan dünyanın çeşitli yerlerindeki ülkelerin ciddi kayıpları olduğunu söyledi.
Önemli rezerv paraların değişim oranlarının göreli olarak istikrarının sağlanması, çeşitliliğin oluşturulması ve mantıklı uluslararası para sistemi konusunda önemli bir uzlaşma bulunduğunu belirten Yang, “bu, gelişmekte olan ülkelerin daha fazla seçeneğe sahip olmasını, riskleri daha iyi savuşturmasını ve gelişmeleri için yabancı fonları daha etkili kullanmasına olanak yaratacak” dedi.
Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Ngozi Okonjo-Iweala ise 2007 yılında yüzde 7,7 büyüyen gelişmekte olan ülkelerin 2009 yılında sadece yüzde 1,2 büyüyeceğinin tahmin edildiğini kaydetti.
Mevcut tahminlerin, gelişmekte olan 109 ülkeden 84'ünün, birçok durumda rezervleriyle karşılayamayacağı finans açıklarıyla karşı karşıya kalacağını belirten Okonjo-Iweala, krizin devam etmesi halinde bunun, şimdi ve 2015 arasında her yıl ek olarak 200 bin çocuğun yetersiz beslenme ya da diğer hastalıklardan öleceği anlamına geldiğini söyledi.
“Bu, gelişmekte olan ülkelerin sebep olduğu bir kriz değil” diyen Okonjo-Iweala, Dünya Bankası'nın, “finansal krizin alevlerini söndürmek” amacıyla acil çaba gösterilmesi çağrılarını desteklediğini ve kredileri artırdığını ifade etti.
Finans ve Mali Reform Uzmanları Komisyonu Başkanı Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Joseph Stiglitz, “Küreselleşme ilerleme kaydederken, biz küresel finans kurumları oluşturamadık” diye konuştu. Stiglitz, 2008 yılında başlayan krizin yol açtığı sorunlarla ilgilenmek için Küresel Ekonomik Koordinasyon Kurulu oluşturulması çağrısında da bulundu.
Sadece G-8 ya da G-20'nin değil, BM üyesi 192 ülkeyi temsil eden G-192'nin dünya ekonomisinde karar alma sürecine katılması gerektiğini ifade eden Stiglitz, gelişmekte olan ülkelere yapılan yardımların kredi değil, hibe şeklinde olması gerektiğini, mevcut krizi başka bir borç kriziyle sonlandırmak istemediklerini vurguladı.
ABD'nin BM Büyükelçisi Susan Rice da, “BM, küçük ve büyük ülkelerin seslerinin duyulabileceği tek platformdur. Biz ayrıca, krizin farklı boyutlarının üstesinden gelmede her türlü aracı kullanmamız gerektiğine inanıyoruz” dedi.
Dünyanın on yıllardır gördüğü en kötü ekonomik ve finans krizinin çözümünde kapsamlı bir stratejinin parçası olarak uzlaşma sağlama ve politika oluşturmada G-20 aracılığıyla çalıştıklarını belirten Rice, bunun için gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin katılımıyla çaba gösterdiklerini ve önemli başarı sağlandığını ifade etti.
Çin Dışişleri Bakanı Yang Jiechi ise devam eden finansal kriz ve ekonomik resesyondan dünyanın çeşitli yerlerindeki ülkelerin ciddi kayıpları olduğunu söyledi.
Önemli rezerv paraların değişim oranlarının göreli olarak istikrarının sağlanması, çeşitliliğin oluşturulması ve mantıklı uluslararası para sistemi konusunda önemli bir uzlaşma bulunduğunu belirten Yang, “bu, gelişmekte olan ülkelerin daha fazla seçeneğe sahip olmasını, riskleri daha iyi savuşturmasını ve gelişmeleri için yabancı fonları daha etkili kullanmasına olanak yaratacak” dedi.
Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Ngozi Okonjo-Iweala ise 2007 yılında yüzde 7,7 büyüyen gelişmekte olan ülkelerin 2009 yılında sadece yüzde 1,2 büyüyeceğinin tahmin edildiğini kaydetti.
Mevcut tahminlerin, gelişmekte olan 109 ülkeden 84'ünün, birçok durumda rezervleriyle karşılayamayacağı finans açıklarıyla karşı karşıya kalacağını belirten Okonjo-Iweala, krizin devam etmesi halinde bunun, şimdi ve 2015 arasında her yıl ek olarak 200 bin çocuğun yetersiz beslenme ya da diğer hastalıklardan öleceği anlamına geldiğini söyledi.
“Bu, gelişmekte olan ülkelerin sebep olduğu bir kriz değil” diyen Okonjo-Iweala, Dünya Bankası'nın, “finansal krizin alevlerini söndürmek” amacıyla acil çaba gösterilmesi çağrılarını desteklediğini ve kredileri artırdığını ifade etti.