Güncelleme Tarihi:
Bakan Ergün, şöyle konuştu:
''Eminim en güzel şekilde tedbirler alınacaktır. Ben şahsen bu konuda hem Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın hem de Milli Eğitim Bakanlığı'nın, bu yönetmeliğin uygulanması sırasında özellikle kılık kıyafetle ilgili sosyal farklılıkları ortadan kaldıracak bir takım mekanizmaları harekete geçireceklerine inanıyorum. Hem ilköğretimde hem ortaokulda hem liselerde özellikle imkanı olmayan öğrencilerimize senede birkaç defa kıyafet alabilecekleri imkanlar sunulabilir. Bu konuyla ilgili eminim Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığımız güzel çalışmalar yapacak. Bir uygulamaya geçsin, bu düşünülen problemlerin hiç birinin olmayacağını düşünüyorum.''
"HALTERCİYE 2 BİN CUMHURİYET ALTINI, BİLİM ADAMINA BİRKAÇ BİN ÖDÜL OLUR MU?"
Ankara'da, 20. Ulusal Bilim Olimpiyatları, 17. Ulusal Ä°lköğretim Matematik Olimpiyatları'nın ÅŸampiyonları ile 2012 Uluslararası Bilim Olimpiyatları'nda Türkiye'ye madalya kazandıran öğrencilere madalyalarının verildiÄŸei törende konuÅŸan Ergün, baÅŸarılı Türk vatandaÅŸlarına ödül sistemini de eleÅŸtirdi.Â
Ödüllerin adil şekilde dağıtılmadığına dikkat çeken Nihat Ergün, spor olimpiyatlarında başarılı olan bir halterciye 2 bin Cumhuriyet Altını ödül verildiğini hatırlattı ve şöyle konuştu.
 ''Bu sporda. Peki bilimde ne oluyor? 10 bin lira, 20 bin lira. Halterde şampiyon olan kardeşimizin toplumun geleceğine etkisi ile bilim olimpiyatlarında başarılı olan arkadaşımızın bu toplumun geleceğine etkisi aynı değil. Onun için neye önem vermemiz gerektiğini yeniden gözden geçirmemiz lazım'' dedi.
Bilim olimpiyatlarında başarılar elde eden öğrencilerin herkesçe daha fazla takdir edilmesi gerektiğini dile getiren Ergün, ''Onların bu marifetini yeterince dile getirmemiz lazım. Tabi bu sadece 'Aferin, iyi yaptınız' değil, daha somut şeylerin de olması gerekir'' dedi.
Bu nedenle, bilim olimpiyatlarında başarılı olan gençlerin, en az spor olimpiyatlarında başarılı olanlar kadar gündemde olmasını istediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Nasıl ki spor olimpiyatlarında başarılı olanlar göğsümüzü kabartıyorlarsa, bu gençlerimizin de başarıları toplumda aynı karşılığı görmelidir. Fiziki gücünü veya teknik başarısını ortaya koyan bir gencimiz gibi zihinsel gücünü ortaya koyan, başarısını ortaya koyan bir gencimizin başarısı da aynı derecede, hatta daha fazla önem taşımaktadır.
 ''Steve Jobs, Suriye'de doğsaydı Steve Jobs olur muydu?''Ergün, 2023 yılında Türkiye'nin, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacağını, bunun için de önemli üniversitelere, önemli bilim adamlarına, önemli sanatçılara, önemli teknolojilere sahip olunması gerektiğini ifade etti.
Bunun için de Ar-Ge'ye daha fazla kaynak ayırdıklarını belirten Ergün, sözlerini şöyle tamamladı:
''Gençlerimize daha fazla imkan sunabildiğimiz zaman bu ülke, yeni fikirlerin, yeni bilgilerin, yeni teknolojilerin adresi olacaktır. Akıl ve zeka olarak herhangi bir toplumdan zerre kadar eksiğimiz yok. Gelişmiş ülkelerde daha fazla bilim insanlarının, teknoloji firmalarının çıkmasının nedeni, o ülkelerin o insanlara gereken ortamı sunmuş olmalarıdır. Bizim de bunu sunmamız lazım. Steve Jobs'un babası Suriyeli idi. Amerikalı bir hanımla evlenmiştir. Amerika'da doğmuş, bir araba garajında bu teknoloji işleriyle haşır neşir olmuş, üniversite tahsilini bile bitirmemiş. Steve Jobs, Suriye'de doğsaydı Steve Jobs olur muydu? Aynı adam, olmazdı. Aynı adam nasıl oluyor da Suriye'de olsaydı bu yaptıklarını yapamazdı? Muhtemelen orada kan dökücülerin eylemine, cinayetlerine maruz kalırdı, bir sürü kabiliyetlerin maruz kaldığı gibi. Onun için ortam, iklim son derece önemlidir. Biz bu ortamı, iklimi oluşturduğumuz sürece bizim gençlerimizin kabiliyetleri her şeyi ortaya koyabilecek niteliktedir. Biz gençlerimizi güveniyoruz.
CEKETÄ°MÄ°ZÄ° SATACAÄžIZ VE BUNU YAPACAÄžIZ
Biz de devlet olarak, millet olarak tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz, etmeliyiz de. Eskiden babalarımızın, dedelerimizin söylediği güzel sözler vardı. Ne diyordu? 'Ceketimi satarım, kızımı, oğlumu okuturum' diyordu ya, ceketimizi satacağız ve bunu yapacağız. O zamanlar ceket önemli bir şeymiş demek ki. Adamın 1 tane elbisesi varmış zaten. Şimdi ceket o kadar önemli değil ama önemli bir sembol. Ceketimizi satacağız ve çocuklarımızı okutacağız. Neyimiz para ediyorsa bunu harcayacağız. En değerli şeylerimizi bu iş için harcamamız lazım. Adamın o zaman en değerli şeyi ceketiymiş. 'Ceketimi starım, bunu yaparım' dediğine göre, bizim de en değerli şeyimiz neyse bu işe harcamamız gerekiyor.''
Â
Â