Yılmaz: Türkiye'den kaçan zarar eder

Güncelleme Tarihi:

Yılmaz: Türkiyeden kaçan zarar eder
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 29, 1998 00:00

Haberin Devamı

Dünyadaki global krizin Türkiye'de de etkisini giderek artırması üzerine dün bir basın toplantısı düzenleyen ve piyasaları rahatlatmaya yönelik dört önlem aldıklarını açıklayan Başbakan Mesut Yılmaz, ‘‘Türkiye'den kaçanlar zararlı çıkacaktır. Türkiye'nin geleceğine güvenenler kârlı çıkacaktır’’ dedi.

Başbakan Mesut Yılmaz, piyasalardaki gelişmeler karşısında herkesin rahat olmasını isterken, ‘‘Rusya'daki krizden dolayı Türkiye'den kaçanlar, sonunda zararlı çıkacaktır. Bu krize rağmen Türkiye'nin geleceğine güvenen ve Türkiye'de yatırıma devam edenler de kârlı çıkacaktır’’ dedi. Yılmaz, global ekonomik krizin etkilerinin azaltılabilmesi için bankalararası işlemlerde stopajın yüzde 6'dan sıfıra, kamu kağıtlarının alım satımında ve Takasbank piyasasında uygulanan Banka Sigorta ve Muamele Vergisi oranının yüzde 5'ten yüzde 1'e indirileceğini açıkladı. Yılmaz, bankalara vadeli döviz alım-satımı (forward) işlemlerinde getirilen sınırlamanın da kaldırılacağını bildirdi. Yılmaz, bu kararların 1 Eylül itibarıyla yürürlüğe gireceğini kaydetti.

Başbakan Mesut Yılmaz, ekonomik krize karşı alınan önlemleri Devlet Bakanı Güneş Taner, Maliye Bakanı Zekeriya Temizel ile Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'in de katıldığı bir basın toplantısı ile açıkladı.

PROGRAMA SADIĞIZ

Daha önce açıklanan ekonomik programa titizlikle bağlı kalmaya devam edeceklerini ve seçim ekonomisi uygulanmayacağını bildiren Yılmaz, uluslararası piyasalarda son dönemde meydana gelen gelişmeler ve bu gelişmelerin Türkiye ekonomisine etkilerinin hükümet tarafından değerlendirildiğini anlattı ve şöyle devam etti: ‘‘1998 sonu itibariyle enflasyonu yüzde 50'ye, 1999 yılı sonu itibariyle de yüzde 20'ye indirmeyi hedefleyen hükümetimiz, bütün dünyaya ilan ettiği ve IMF ile Yakın İzleme Anlaşması'na dönüştürdüğü ekonomik programa titizlikle bağlı kalmaya devam edecektir. Bu ekonomik programdan herhangi bir taviz verilmesi söz konusu değildir. Ek ödenek için Meclise başvurmayacağımıza dair açıklamalarımız, enflasyonu düşürmeye dayalı ekonomik programımızın en önemli teminatıdır. Seçim ekonomisi uygulanmayacaktır.’’

YENİ ÖNLEM ALINABİLİR

Mesut Yılmaz, mali piyasaları rahatlatmaya dönük alınan önlemleri açıklarken, gerektiğinde alınan önlemlere ilave tedbirlerin de süratle uygulamaya konulacağını bildirdi. Yılmaz, kamu kağıtları, mevduat ve repo gelirlerine uygulanan stopaj oranları ile ilgili çalışmaların da sürdürüldüğünü ifade ederken, şöyle devam etti: ‘‘Alınan bu tedbirler, hükümetimiz tarafından gerçekleştirilen vergi reformundan herhangi bir sapma anlamına gelmemektir. Bu tedbirler, dış piyasalarda ortaya çıkan gelişmelerin hükümetimiz tarafından yakından izlenmesini, bizim dışımızdaki bu gelişmelerin ekonomimize herhangi bir olumsuz etki yaratmaması amacıyla, hükümetimizce yapılan ayarlamalardır. Hepinizin bildiği gibi dış piyasalar, Türkiye ekonomisi üzerinde de geniş ölçüde etkili olan bazı ülke ekonomilerinde yaşanan gelişmeler, henüz daha istikrara kavuşmamıştır. Kısa vadede bu gelişmelerin devam edeceği kabul edilmektedir. Dolayısıyla bu piyasalardaki gelişmelerde yakından izlenerek, gerektiğinde bazı ek düzenlemeler de yürürlüğe konulabilecektir.’’

ÖZELLEŞTİRMEYE DEVAM

Mesut Yılmaz, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Yılmaz, bir gazetecinin ekonomideki son gelişmelerin özelleştirme kapsamında bulunan THY ile Erdemir'in halka arz yöntemiyle özelleştirilmesini olumsuz etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin sorusu üzerine, şöyle konuştu: ‘‘Şu anda böyle bir erteleme eğilimimiz söz konusu değil. Daha önce de açıkladığımız özelleştirme programı çerçevesinde belirttiğimiz özelleştirme işlemleri ve buna ilaveten programımızda yer alan diğer özelleştirme işlemleri, aynen uygulanacaktır.’’

GECİKMEDİK

Bir başka gazetecinin, ekonomi ile ilgili bu kararların alınmasında gecikme olup olmadığına ilişkin sorusu üzerine, Başbakan Yılmaz, şunları söyledi: ‘‘Herhangi bir gecikme olduğunu sanmıyorum. Türkiye'deki mali piyasalar sizin de izlediğiniz gibi, son günlerde son derece dalgalı bir seyir takip etmiştir. Ani girişler, ani çıkışlar ihtiva eden bu gelişmelerin belli bir eğilimi ortaya koyması, yani bu kararların gerekli ve yararlı olması beklenilmiştir. Belki gelişmeler böyle bir eğilimin varlığını ortaya koyduğu için, değerlendirmemiz bu yönde olduğu için zaten daha önceden hazırlığı tamamlanmış olan bu kararlar şimdi açıklanmaktadır ve 1 Eylül tarihi itibariyle yürürlüğe konulacaktır.’’

BORSADA DERİNLİK YOK

Başbakan Yılmaz, ‘‘Türkiye'de neler oluyor? Kriz mi var?’’ diyen bir başka gazeteciyi, şöyle cevaplandırdı: ‘‘Borsamızın özellikle dış gelişmelerden bu kadar abartılı olarak da etkilenmesinin temel nedeni Borsa'nın derinliğinin yeterli olmaması ve Borsa'da kısa vadeli işlemlerde bulunan yabancı yatırımcıların payının yüksek olmasıdır. Rusya'da yaşanan gelişmeler sonrasında, bu kısa vadeli yatırımcılar, Türk ekonomisini Rusya ekonomisiyle aynı katagoride mütalaa etmişler ve daha güvenli gördükleri piyasalara yönelmek amacıyla kağıtlarını likid etmeye başlamışlardır. Borsamızdaki aşırı düşüşün temel nedeni budur. Ama Borsa'nın derinliğinin yetersiz olması, yabancı yatırımcıların bu eğilimlerini aşırı değer yitirmeleri şeklinde ortaya çıkmaları sonucuna getirmiştir. Şimdi getirdiğimiz bu düzenlemelerle, bu etkinin bertaraf edileceğini düşünüyoruz.’’ ANKARA

Krize karşı şimdilik dört önlem

Bankalararası mevduatta stopaj oranı yüzde 6'dan sıfıra indirilecek.

Kamu kağıtlarının alım satımındaki banka sigorta ve muamele vergisi yüzde 5'den yüzde 1'e düşürülecek.

Takasbank’ta gerçekleştirilen işlemlerde, banka ve sigorta muamele vergisi oranı yüzde 5'den 1'e indirilecek.

Vadeli döviz alım-satım (forward) işlemlerine getirilen sınırlama kaldırılacak.

Devalüasyona ihtiyacımız yok

Başbakan Mesut Yılmaz, bir gazetecinin ‘‘Önümüzdeki günlerde alınacak tedbirler arasında devalüasyon sözkonusu mu?’’ sorusu üzerine, şu anda dünya ekonomileri içerisinde devalüasyon gereksinimi en son sözkonusu olabilecek ülkelerden birinin, Türkiye olduğunu söyledi. Türkiye'nin, Uzak Doğu'da ve en son Rusya'da yaşanan ağır ekonomik krizlere rağmen, bugün itibariyle 22.6 milyar dolarlık bir döviz rezervinin söz konusu olduğuna dikkati çeken Yılmaz, Rusya'da şu anda döviz rezervlerinin 2 milyar dolar civarında olduğu dikkate alınırsa, Türkiye'de bir devalüasyon ihtiyacından sözetmenin, olsa olsa ‘‘kötü niyetin’’ işareti olduğunu ifade etti. Merkez Bankası dövizine ilave olarak, bankacılık sisteminde de 10 milyar dolar döviz rezervinin olduğunu belirten Yılmaz, şöyle devam etti: ‘‘Dolayısıyla devalüasyon konusunda her hangi bir düşüncemiz yoktur. Bu konuda herhangi bir gereksinme, baskı söz konusu değildir.’

Rusya'nın kurtuluşu ekonomik programda

Rusya ekonomisinin şu andaki en acil ihtiyacının, Türkiye'de zaten uygulamakta olana benzer, bir ekonomik program yürürlüğe koymak olduğunu belirten Mesut Yılmaz, şöyle devam etti: ‘‘Rusya böyle bir ekonomik program ortaya koymadıkça, dış borçlanmanın gerçekleşmesi zor gözükmektedir. Belki de imkansızdır. Dolayısıyla Türk ekonomisinin Rusya ekonomisiyle karşılaştıranların bu gerçekleri gözardı etmemesi gerekir. Türkiye, zaten rakamların ortaya koyduğu tablo itibariyle Rusya ekonomisine göre çok daha sağlıklı bir ekonomidir. Ama buna ilaveten bir ekonomik programın kararlılık ve tutarlılıkla izlemekte olan bir ülkedir.’’

Piyasalar başka neler istiyor?

Peşin vergi uygulaması ertelensin.

Bireysel yatırımcılar için hisse senedinden doğan kazançlar vergi dışı tutulsun.

Yatırım fonu alım satımı kazançları vergi ve beyanname dışı tutulsun.

Kamu borçlanma senetlerinden alınan stopaj sıfırlansın.

Halka açık şirketlerin temettü ödemelerinde Gelir Vergisi stopajı yapılmasın.

Yabancıların hisse senedi ve tahvil portföy yatırımları, kurumların özelliğine bakılmaksızın, kurumlar ve gelir vergisinden muaf tutulsun.

Finansal kurumların üç aylık dönemlerde 1999 yılından itibaren yapması gereken reeskontların sadece yıl sonlarında yapılmasına olanak sağlansın.

Piyasalar: Önlemler gecikmiş ve cılız

Başbakan Mesut Yılmaz'ın global ekonomik krizin Türkiye'deki etkilerini azaltmak için açıkladığı dört önlem, borsacı ve bankacıları tatmin etmedi. ‘‘Beklediğimiz bu değildi, düşüş sürer’’ değerlendirmesini yapan borsacılar, bankalararası mevduatta stopajın sıfırlanması ve kamu kağıtlarındaki Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi'nin (BSMV) düşürülmesini, ‘‘Gecikmiş ve bugün için cılız bir karar’’ olarak değerlendirdiler. Çağdaş Menkul Değerler Genel Müdürü Berki Özmen, ‘‘Piyasanın esas beklediği hisse senedi vergilendirilmesine ilişkin açıklamaydı. O açıklama gelmeyince de borsa düştü.’’ dedi. Ulus Menkul Değerler Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Yılmaz da şu değerlendirmeyi yaptı: ‘‘Piyasaların sıkıntısının ne olduğunu hükümete anlatamadığı bugünkü toplantıda ortaya çıktı’’ dedi.

Cindoruk: Bunlar yeterli olmaz

Hükümetin küçük ortağı DTP'nin Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Başbakan Mesut Yılmaz'ın, Rusya'ya yaşanan ekonomik krizin Türk ekonomisine etkisini azaltmak için alınacağını açıkladığı ekonomik tedbirlerin yeterli olmadığını vurguladı. Cindoruk, dün DTP'de yaptığı değerlendirmede ‘‘Bunlar yeterli değil. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na destek verilmeli. Hisse senetlerinden alınacağı belirtilen vergi indirilmeli ya da sıfırlanmalıdır. Bu yapılmazsa, kuşku duyulacak gelişmeler yaşanabilir’’ dedi.

DTP lideri, Rusya'daki ekonomik krizin, İMKB'yi 2 günde yaklaşık yüzde 20 kayba uğrattığını ve yabancı alıcıların 3 milyar dolarlık satış yaparak borsadan çıktıklarına dikkat çekti.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!