Yılmaz: Para politikası araçları ile siyasi risklere tepki vermeyiz

Güncelleme Tarihi:

Yılmaz: Para politikası araçları ile siyasi risklere tepki vermeyiz
Oluşturulma Tarihi: Eylül 08, 2006 00:00

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, siyasi risklerin yakından izlendiğini söylemekle birlikte, Ortadoğu’daki gelişmelerin ekonomiye etkisine karşın bankanın tepki vermeyeceğini belirtti. Yılmaz, "Para politikası araçlarının etkili olamayacağı değişkenlere karşı Merkez Bankası tepki vermeyecektir" dedi.

ABD, AB ve Japonya’daki faiz artışlarının kur üzerindeki etkisine politika araçlarıyla tepki verebileceklerini dile getiren Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Ortadoğu’daki gelişmelerin ise tepki verilecek riskler kapsamında olmadığını söyledi. Yılmaz, Merkez Bankası’nın para politikası araçılarının etkili olmayacağı değişkenlere karşı tepki vermeyeceğini açıkladı.

MERKEZ TAKİPTE: Malatya’da Dünya Gazetesi ve Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nın ortaklaşa düzenlediği "Para Politikaları" konulu konferansta konuşan Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Türkiye’de beklentilerin çok hızlı bir biçimde değişerek hızla aşırı uçlara kayabildiğine, enflasyonun düşüş sürecini ve makroekonomik istikrarı olumsuz etkileyebildiğine dikkat çekti. Özellikle orta ve uzun vadeli beklentiler bakımından IMF ve AB ile ilişkiler iki önemli çıpa olduğunu dile getiren Yılmaz, "Ülkemizde son dönemde daha fazla gündeme gelen siyasi riskler de bankamız tarafından dikkatle takip edilmektedir. Bu kapsamda ülkedeki siyasi gelişmelerin enflasyonu olumsuz yönde etkileyeceğinin öngörülmesi halinde bankamız gerekli tedbirleri alacaktır" dedi.

JEOPOLİTİK RİSKLER: AB ile iniş-çıkışların olacağını, karşılıklı tavizlerin verileceğini ifade eden Yılmaz, "Bunların fiyat istikrarını etkilediğini, kalıcı olduğunu görürsek tepki vermekten çekinmeyeceğiz" dedi. ABD, AB ve Japonya’daki faiz artışlarının, Türkiye’de kur üzerinde etki oluşturduğunu kaydeden Yılmaz, bunun politika araçları ile tepki verebilecekleri bir risk olduğunu vurguladı. Ortadoğu’daki gelişmelerin ise bu kapsamda olmadığını dile getiren Yılmaz, "Bölgedeki risklere politika araçları ile tepki veremeyiz, zaten doğru da değil. Para politikası araçlarının etkili olamayacağı değişkenlere karşı Merkez Bankası tepki vermeyecektir. Jeopolitik riskler de bunun bir parçasıdır" diye konuştu.

AĞUSTOS’TAKİ İYİLEŞME: Ağustos ayında sürpriz bir şekilde düşüş kaydeden enflasyon verilerinin yılsonu için belirlenmiş olan tek haneli enflasyon hedefine yakınsama açısından önemli olduğunu söyleyen Yılmaz, enflasyon hedeflemesi çerçevesinde 2007 ve 2008 yılları için belirlenen yüzde 4 TÜFE hedefinin ise ulaşılabilir olduğunu belirtti. Yılmaz, ham petrol fiyatlarındaki artış, global likidite koşullarında gelişmekte olan ülkeler aleyhine görülen değişim, fiyatlandırma davranışlarında değişme ihtimali, hizmet fiyatlarındaki katılığın devam etmesi ve siyasi gelişmeleri enflasyon açısından hálá risk olarak tanımladı.

SIKI MALİYE POLİTİKALARI: Enflasyonla mücadele ve orta vadeli enflasyon hedeflerine ulaşılabilmesi açısından sıkı maliye politikasının kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini bir kez daha vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu: "Mali disiplinin sürdürülmesi konusundaki kararlı tutumun bugün itibariyle korunduğu görünüyor. Bu çerçevede, enflasyonla mücadele kapsamında Merkez Bankası açısından kamu gelirler ve fiyatlama politikalarının enflasyon hedeflerine uyumlu olarak oluşturulması ve bütçe harcama sınırlarına uyularak program dışı kamu fiyat ayarlamalarına ihtiyaç bırakılmaması çok büyük öneme sahip."

Cari açık bu yıl gerileyecek

DURMUŞ Yılmaz, işlemler açığının gayrisafi milli hasılaya (GSMH) oranının 2006 yılında 2005’e kıyasla düşmesinin beklendiğini açıkladı. Cari açıkta yüksek oranların sadece Türkiye’de değil, Türkiye gibi yüksek hızlarda büyüyen geçiş ekonomilerinde de görüldüğünü belirten Yılmaz, sıcak paranın cari işlemler açığına oranının haziran ayı sonunda yüzde 27.8’e düştüğünü, uzun vadeli sermayenin cari açığın finansmanındaki payının hızla artarak yüzde 82’ye ulaştığını belirtti.

Seçim popülizmine izin vermeyiz

DURMUŞ Yılmaz, 2007’nin seçim yılı olmasına da değinerek, "Hükümetler popülist davranabilirler, bazı harcama kalemlerini artırmak isteyebilirler. Biz böyle bir etki görürsek kamuoyu ile paylaşırız. ’Hükümet ile birlikte enflasyon hedefi belirledik. Bu bizim hedefimizi tehlikeye sokar’ deriz" değerlendirmesinde bulundu.

Yüzde 5 enflasyona ulaşmak mümkün değil

YILIN ikinci yarısındaki talep koşullarının enflasyon üzerindeki olası olumlu etkisine rağmen, 2006 yılı sonu için belirlenen yüzde 5’lik enflasyon hedefine ulaşılmasının mümkün görünmediğini vurgulayan Yılmaz, 2007 için ise düşüş öngördüklerini ifade etti. Para Politikası Kurulu’nun son toplantısında faizi değiştirmeme kararı aldığını anımsatan Yılmaz, şunları söyledi: "Ancak dezenflasyon süreci önündeki risklerin hala devam etmesi para politikasının temkinli tavrını devam ettirmesini gerektiriyor. Bu çerçevede enflasyonu orta vadede olumsuz etkileyecek gelişmelerin ortaya çıkması halinde bankamız ek parasal sıkılaştırmaya gitmekten kaçınmayacaktır."

Merkez günü geldiğinde çekinmeden faizini artırır

DURMUŞ Yılmaz, hükümetle ilgili bir soru üzerine de şöyle konuştu: "Bugüne kadar aldığımız kararlarda hiçbir zaman ’hükümet buna ne söyler, ne düşünür, hükümetin de bir beklentisi var mıdır’ diye aklımızdan geçmedi, geçmemelidir. Biz sadece o elimizdeki veriye bakarız. O veri bize ileriye yönelik bilgi veriyorsa, o bilgi çerçevesinde karar alırız ve almaya da devam edeceğiz. Dolayısıyla toplumun bazı kesimlerinde ’acaba Merkez Bankası günü geldiğinde faizi artırması gerektiğinde çekinmeden bunu yapabilecek mi’ endişesi varsa, o endişeyi taşıyan toplum kesimlerine söylüyorum. Siz bizi takip etmeye devam edin, eleştirmeye de devam edin. Bu bize güç veriyor. Biz sadece elimizdeki verilere bakarız, elimizdeki enstrümanların gücüne bakarak karar alıyoruz, almaya devam edeceğiz."

Haziran sonundan bu yana YTL yüzde 16.7 değerlendi

ALINAN önlemler sayesinde piyasalarda yaşanan dalgalanmanın kontrol altına alındığını belirten Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, Türk parasının haziran ayı sonundan bugüne kadar yaklaşık yüzde 16.7 oranında değer kazandığını, gösterge Devlet İç Borçlanma Senedi faizlerinin 3 puan, Merkez Bankası depo alım ihalelerinde oluşan ortalama faiz oranı 3.1 puan düştüğünü belirtti. Yılmaz, "Sabit kur rejimi altında bu tür şokların etkileri çok daha büyük boyutlarda olurdu. Bugün, dalgalı kur şok emici işlevini yerine getirmektedir" derken, tüm ekonomik birimlerin bilançolarındaki faiz veya kur riskine karşı kendilerini korumaları gerektiğini vurguladı.

IMF borcu bizim değil hükümetin

MERKEZ Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile ilgili bir soruya da şu yanıtı verdi: "Merkez Bankasının IMF’ye borcu yok. Hükümetin borcu var. Ülkenin dış kaynağa ihtiyacı var. Dolayısıyla IMF borçlarının, planlanan, öngörülen vadelerde ödeneceğini düşünüyorum. IMF’yi Türkiye’ye biz davet ettik, bir program yaptık. Karşılıklı birtakım taahhütlerde bulunduk ve şu anda istikrar programı uygulanıyor. Dolaylısıyla biz kendi evimizi düzene sokabiliyorsak başkasına ihtiyacımız yok. Düzene sokamıyorsak bir yerlerden yardıma ihtiyacımız varsa bu yardımı almaya devam edeceğiz." Türkiye’de işsizlik sorununun önemli bir konu olduğunu ve mutlaka çözülmesi gerektiğini belirten Yılmaz, bu sorunun kalıcı bir şekilde çözülebilmesi ve sürdürülebilir bir istihdam artışının sağlanabilmesinin ise ancak uzun vadeli ve arz yönlü politikalar ile mümkün olduğunu ifade etti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!