Yılda yüzde 9.2 büyüyün, 2023'te Yunanistan olun

Güncelleme Tarihi:

Yılda yüzde 9.2 büyüyün, 2023te Yunanistan olun
Oluşturulma Tarihi: Mart 28, 2002 01:58

IMF Avrupa Bölgesi İcra Direktörü Willy Kiekens, Türkiye'nin 2020-2023 yıllarında Yunanistan, Portekiz veya İspanya düzeyine gelebilmesi için, her yıl kesintisiz yüzde 9.2 büyümesi gerektiğini söyledi.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Avrupa Bölgesi İcra Direktörü Willy Kiekens, Türkiye'nin, ekonominin başına bela olan çarpıklıkları düzeltmesi halinde, sürdürülebilen bir yüzde 6-9'luk büyüme tutturabileceğini söyledi. Kiekens, ‘‘Forum İstanbul Yarının Kurulması Hedef 2023’’ başlıklı konferansın öğle yemeği bölümüne konuk konuşmacı olarak katıldı. Türkiye'nin amacının Avrupa Birliği'ne (AB) yetişmek olduğunu ifade eden Kiekens, satın alma gücü paritesi açısından AB üyesi ülkelerle Türkiye'yi kıyasladı. Türkiye'nin 2020-2023 yıllarına kadar Yunanistan, Portekiz ve İspanya'ya yetişmesi için sürekli, yıllık olarak yüzde 9.2 oranında büyümek zorunda olduğunu vurgulayan Kiekens, şöyle devam etti:

‘‘Eğer yüzde 6 büyürse, o zaman kişi başına gelir o ülkelerin yarısı olacaktır. Eğer o ülkeler kadar büyüme tutturulursa, o zaman sapma gösterecek aşağı dönecektir. Türkiye'de yüzde 4.1'lik bir büyüme öngörüyoruz. Bu da size, rakip ülkelere ulaşmak için ne kadar büyük bir iddianın gerekli olduğunu gösteriyor.’’

Öngörülerinin Türkiye'nin büyüme hızının yüzde 4.1 bir büyüme sağlayacağı yönünde olduğunu açıklayan Kiekens, 80'lerde yüzde 4.8 büyüyen Türkiye'nin 90'larda yüzde 3.1'lik büyüme hızıyla hayal kırıklığı yarattığını da vurguladı.

Kiekens, Türkiye'nin yüzde 6'lık bir büyümeyi sürekli olarak sağlayabileceğini de kaydetti. Batı Avrupa'da ve Asya'da bunun örnekleri bulunduğunu söyleyen Kiekens, ‘‘Türkiye 95'ten 99'a kadar yüzde 7'nin üzerinde büyüme göstermiş, ama bu sürdürülemediği gibi çok ciddi kesintilere de uğramış. Yine de yüzde 6 ile 9 arasında sürdürülebilir bir büyüme tutturabilirsiniz’’ dedi. Büyümenin önündeki engellerden birinin de verimdeki düşüş olduğunu belirten Kiekens, ‘‘Türkiye'de yıllık verim 80'lerde yüzde 3'lerdeyken, 90'larda binde 2'lere kadar düştü. Oysa bu rakam Batı Avrupa'da yılda 5 büyüyor’’ diye konuştu. Kiekens, Türkiye'de istihdam oranının ise verim rakamından bile daha kötü bir performans gösterdiğini vurguladı.

BÖLGESEL FARKLAR

Türkiye'de bölgeler arasındaki farklılığa da dikkat çeken Kiekens, Türkiye nüfusunun yüzde 45'inin halen tarımda çalıştığını, bu rakamın AB ile uyumun sağlanması için yüzde 25'in altına çekilmesi gerektiğini savundu. İtalya'nın da eskiden böyle olduğunu ancak bu durumu değiştirdiklerini belirten Kiekens, Türkiye'nin de 2023'de bunu sağlaması için nüfusun yarısından daha azının tarımda çalışması ve gelir düzeyinin artırılması gerektiğini kaydetti. Kiekens bu noktada sermaye birikimi ve eğitimine ihtiyaç duyulacağını belirterek, Türkiye'nin tarımda işsiz kalanlara ve onların çocuklarına da iş yaratmak zorunda kalacağını söyledi.

Tarım reformunun programın en radikal aşaması olduğunu söyleyen Kiekens, 2003'te sübvansiyonların kalkacağını, onun yerine 2 milyar dolarlık doğrudan gelir desteği sağlanacağını, böylece 12 milyar dolarlık tasarruf elde edileceğini kaydetti. 2023'te tarımın GSMH'nın yüzde 9'unu, nüfusun ise yüzde 40'dan daha azını oluşturması gerektiğini belirten Kiekens, bu noktada sanayide ve hizmet sektöründe hızlı büyümenin gerekliliğini vurguladı.

Türkiye'nin en büyük zaafının yabancı sermaye eksikliği olduğunu belirten Kiekens, Türkiye'nin bu konuda önemli bir yol alması gerektiğini, Orta Avrupa ülkelerinin AB'ye ilk girecek ülkeler olmalarının meyvelerini bu alanda toplamaya başladığını söyledi. Kiekens, ‘‘Bana sorsalar Türkiye'nin siyasi, sosyal ve entellektüel liderlerine düşen en önemli görev nedir? Derim ki bu görev toplumu her kademesine, her katmanına AB'ye üye olmanın ne kadar önemli olduğunu anlatmak ve bu konuda halktan gerekli desteğin sağlanmasıdır’’ diye konuştu.

IMF destek vermeseydi haliniz felaketti

Forum İstanbul'dan sonra dün İstanbul Sanayi Odası'nın Meclis toplantısında da bir konuşma yapan IMF Avrupa Bölgesi İcra Direktörü Willy Kiekens, Türkiye'nin daha önce içinde bulunduğu şartlar düzeltilmemiş olsaydı çok büyük bir ekonomik felaket beklendiğini anlatırken, ‘‘Türkiye IMF'den daha önce görülmemiş düzeyde yüksek finansal destek almamış olsaydı, bu kesin bir felakete neden olacaktı. Allahtan hükümet, bu çarpıklıkları ve Türkiye ekonomisindeki sorunları çok kararlı biçimde düzeltmeye başladı’’ dedi.

Türkiye 10 yıldır yerinde sayıyor

IMF Avrupa Bölgesi İcra Direktörü Willy Kiekens, ‘‘Son 10 yılda bütün ülkeyi düşündüğümüz zaman yaşam standardı yerinde saydı diyebiliriz. Türkiye aslında bir ilerleme kaydetmedi, AB ile aynı hızı tutturmaya doğru bir adım atamadı’’ dedi.

BDDK’yı takdir etmek gerekir

Türkiye'de bankacılık kesiminin çok zayıf ve finans şoklarına dayanıklı olmadığını dile getiren Willy Kiekens, buna karşın hükümeti ve BDDK'yı övdü. Kiekens, ‘‘Hükümet bankacılık krizini atlatmada iltifat edilecek düzeyde başarı sağlamıştır. BDDK da takdir edilecek düzeyde çalışıyor. Sistem yıl sonunda uluslararası düzeye ulaşacaktır. Merkez Bankası şimdi sıkı bir enflasyon hedeflemesinin içine girebilir’’ dedi.

Friedman: Türkiye hem demokratik hem zengin

Harvard Üniversitesi Ekonomi Profesörü Benjamin Friedman, her Amerikalı gibi Türkiye'nin demokrasi yolunda gerçekleştirdiği ilerlemeleri takdir ettiğini söyledi. Friedman Türkiye'nin eskiden yoksul bir ülke olduğunu ama artık hem demokratik hem de zengin bir ülke haline geldiğini belirterek, ‘‘Türkiye, İspanya ve Güney Kore'nin seviyesine gelecektir. Bu yolda riskler var ama gereken adımları atarak önümüzdeki nesillerin çok başarılı olacağına inanıyorum’’ diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!