Güncelleme Tarihi:
Raporda üç gökdelenin tarihi yarımadanın siluetini bozacağı vurgulanarak, “İstanbul’un tarihi, kültürel ve doğal değerlerini kalıcı olarak tahrip etmekle kalmayacak, dünya kültür mirası listesi içindeki yerini de tartışmalı hale getirmesi tehlikesini yaratacaktır.” deniliyor. TMMOB Başkanı Eyüp Muhçu, “Raporumuzu valilik, belediyeler ve 3 bakanlığa ilettik. Tüm bu kurum ve kişilerin Başbakanı haberdar etmemesi imkan dahilinde görünmüyor” diyor. Öte yandan yıkım kararı alan mahkemede davalı olarak projeyi savunan ve davanın reddini isteyen İBB ile Zeytinburnu Belediyesi’nin, Başbakan Erdoğan’ın karşı çıkmasına rağmen kararı Danıştay’da temyiz edip etmeyecekleri merak ediliyor.
ÇED RAPORU
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Mesleki Denetime Çevresel Etki Değerlendirmesi Çekince Raporu başlıklı rapor 4 Şubat 2010 tarihini taşıyor. “Apart Otel-Rezidans Turizm Kompleksi” adını taşıyan projeyle ilgili ÇED raporunda şu bilgiler veriliyor:
*1/5000 ölçekli Nazım İmar Tadilat Planı kararlarına karşın, tarafımıza sunulan mimari avan ve uygulama projesinin 27.791 metrekare yüzölçümlü arsada TAKS : 0.50 ve Kaks: 2.50 yapılaşma koşulları 150.017.26 metrekare toplam inşaat alanı içerdiği, düzenlenen imar durumu da dahil olmak üzere parsele ilişkin alınan bütün kararlarda sadece “ otel bünyesinde hizmet eden ticari üniteler yer alabilir” açık hükmüne rağmen onaylanan projelerde emsal dışı da tutularak 23.158.35 metrekarelik ticaret (market) kullanışı getirilmiş; projenin antetlerinde yapının kullanım amacı olarak apart otel +rezidance+sosyal tesis+ticaret belirtilmiştir.
UNESCO’NUN İSTANBUL RAPORLARINA AYKIRI
*İstanbul’un 2010 yılı Avrupa kültür başkenti olması dolayısıyla şölenlerin düzenlendiği tarihlerde bütün UNESCO raporlarında; “Dünya mirası alanının görsel bütünlüğünü korumalı ve yüksek yapılaşma da dahil olmak üzere, yeni imar girişimlerinin denetlenmesine yönelik araç olarak bir etkileme bölgesi tanımını getirmelidir, Tarihi yarımadanın her iki yakasında sahil şeridiyle tanımlanan mevcut sınırlar tarihi yarımadayı korumak için yeterli değildir.” denildiği halde, Tarihi Yarımadanın ve İstanbul’un siluetinin en etkili ve zemin koşullarının problemli olduğu bölgesinde bütün teknik uyarılara rağmen planlama imar ve ilgili uluslararası mevzuata da aykırı olarak; meşruluğu tartışılı bir mevzuat maddesine sığınılarak yapılan bürokratik işlemlerle 137.80 m, 123,80 m ve 108.10 m yüksekliğinde üç gökdelenin inşasına kalkışmak; İstanbul’un tarihi, kültürel ve doğal değerlerini kalıcı olarak tahrip etmekle kalmayacak,dünya kültür mirası listesi içindeki yerini de tartışmalı hale getirmesi tehlikesini yaratacaktır.
İKLİM VE EKOLOJİK DENGELER İÇİN SAKINCALI
*Ayrıca; Taban alanı katsayısının tanımı ve amacı merî mevzuatımızda son derece açık olarak tanımlanmışken taban alanı katsayısının arsa alanında değil zemin kattan sonra uygulanacağının plan hükmü haline getirilmesi, planlama ilke ve kurallarına açıkça aykırı bulunmaktadır. Bu açık tanımlara rağmen taks değerini yok hükmüne indirilmesine olanak sağlayan yorum ve uygulamaların plan hükmü haline getirilmesi son derece sakıncalı uygulamalara yol açıyor olup ve meri mevzuata da aykırı bulunmaktadır. Ayrıca TAKS kısıtlamasına bağlı olmadan neredeyse parsel tamamında yapılan otoparklar, kentsel toprakların koruma kullanma dengesini bozmakta; kentleri insanların değil otomobillerinin yaşadığı betonlaşmış bir alanlar haline getirerek gerek kentsel toprak kaybı gerekse iklim ve ekolojik dengeler açısından son derece büyük sakıncalar taşımaktadır.
ŞEHİRCİLİK İLKELERİ VE KAMU YARARINA AYKIRI
*Mimarlar Odası olarak; kentin doğal tarihi ve kültürele değerleri ve yerleşme sağlık ve bütünlüğü gözetilmeden yapılan imar planı değişikliklerinin; sağlıklı ve düzenli kentlere ulaşma konusunda en önemli araç olan planlamanın yönlendiriciliğini ortadan kaldırarak; şehircilik ve planlama ilkeleri ile kamu yararına ve planlamada eşitlik ilkesine aykırı emsaller oluşturduğu görüşündeyiz. Tüm bu nedenler ile Planlama ve Şehircilik ilkelerine aykırı, çevre ve imar bütünlüğünü bozucu, İstanbul’un dünya mirası niteliğine ve kent sağlığı ve güvenliğine aykırı yapılaşma koşullarına bağlı olarak hazırlanan mimari proje, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına aykırı bulunmakta olduğu kanaatiyle çekince ile karşılanmıştır. Tüm bu olumsuz gelişmelere ve ileride geri dönülmesi imkânsız kayıplara neden olmamak adına ruhsat işlemlerinin durdurulmasını ve imar ile ilgili kararların yeniden ele alınarak düzeltilmesini bilgilerinize sunarız…
İBB BAŞBAKANA RAĞMEN TEMYİZ EDECEK Mİ?
OnaltıDokuz projesinin imar planı İBB meclisinden oy çokluğu ile geçmişti. CHP meclis üyeleriyle eski Fazilet Partili üye plana ret oyu verdi.İBB İmar Komisyonu Başkanı ise projenin sınırları içinde bulunduğu Zeytinburnu Belediyesi’nin meclis üyesi Sefer Kocabaş. İstanbul 4. İdare Mahkemesi’ndeki dava Yusuf Özden tarafından Zeytinburnu Belediye Başkanlığı ve İBB Başkanlığı aleyhine açılmıştı. Davaya kulelerin sahibi Mesut Toprak’ın şirketi Astay Gayrimenkul A.Ş. de davalılar yanında müdahil olarak katılıp projeyi savundu. İBB avukatları da dava süresince planı savunup, davanın reddini istedi. İBB’nin şimdi kulelerin yıkımı anlamına gelen ruhsat iptal kararını Başbakan Erdoğan’ın karşı çıkmasına rağmen temyiz edip etmeyeceği merak ediliyor. İnşaatın sahibi Mesut Toprak’ın şirketi adına yapılan açıklamada kararın henüz kesinleşmediği ve temyize götürüleceği açıklanmıştı.
MUHÇU: SİLÜET UYARISINI 3 YIL ÖNCE YAPTIK
TMMOB Başkanı Eyüp Muhçu, daha önce yaptıkları uyarıyla ilgili şunları söyledi:
“Başbakan’ın daha proje aşamasındayken bu kulelerden haberi olduğuna kuşkumuz yok. Çünkü biz daha temel için kazma dahi vurulmamışken, imar planıyla ilgili bakanlıklara ÇED raporu hazırlayıp uyarıda bulunduk. İstanbul Valisi’nden pek çok bakanlığa kadar bu raporu sunduk. Hatta o dönem bizim oda olarak hazırladığımız bu rapor için ÇED ifadesini kullanmamamız yönünde hükümet çevrelerinden telkinler oldu. Biz sorumluluğumuz gereği raporumuzu hazırlayıp, tarihi yarımada için siluet uyarısını yaptık.”