Yeşil mahalle zamanı

Güncelleme Tarihi:

Yeşil mahalle zamanı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 23, 2018 01:08

Gayrimenkul, sanayiden sonra en çok enerji tüketen ikinci sektör, binalarda enerji verimliliği adına yapılacak birçok şey var. Binaların daha yeşil, daha güvenli ve daha verimli olması için inşaat sektörü üzerinde de artan baskı var. Yeşil bir dünya için yeşil binaların olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan sektör temsilcileri, kentsel dönüşümün sürdürülebilir olması gerektiğini söylüyor.

Haberin Devamı

YEŞİL bina ve sürdürülebilirlik hizmeti veren danışmanlık şirketi Altensis Yönetim Kurulu Üyesi ve kurucu ortağı Emre Ilıcalı, sürdürülebilir kentsel dönüşüm olması gerektiğini söyleyerek, “Yeşil binalar yaygınlaşıyor. Yani daha planlama aşamasından başlayarak tüm süreçte kaynaklarını çevre ve topluma duyarlı ve verimli bir şekilde kullanan çevreye uyumlu, insan sağlığına zarar vermeyecek malzemelerle yapılan binalar. Sadece bina değil, artık yeşil mahalleler de yapmak mümkün. Kentsel dönüşüm bunun için fırsat sunuyor. Günün sonunda insanların sokağa çıktığında yaşadığı sorunlara çözüm üretmek için bölgelerin de entegre bir şekilde yapılması lazım” diyor.

OFİSLERİNİ BÖYLE İSTİYOR

Çevre ve sürdürülebilirlik denildiğinde olmazsa olmaz koşullardan biri de yeşil binalar. Yeşil binalar, arazi yer seçiminden, yenilenebilir enerji ve su gibi kaynakların kullanımına kadar bir dizi kriter temel alınarak tasarlanıyorlar. Ve son yıllarda konutta da yükselen trendlerden biri yeşil binalarda yaşamak. Zira yeşil binalarda yaşamak hem enerji, hem de ekonomik tasarruf sağlıyor. Ilıcalı, herhangi bir konut projesinin yeşil bina kategorisinde yer alabilmesi için doğa dostu bir sertifikaya sahip olması gerektiğini belirterek, “Bunlar gayrimenkul sektöründe çok önemsenen sertifikalar. Bunları almak için verimlilik, konfor ve kaliteye yönelik uygulamaları yapmış oluyorsunuz. İşletmesinde daha az enerji tüketiyor. Artık global şirketlerin bir çoğunun bu binaların tercih edilmesi yönünde politikası var. Birçok projede özellikle ofis binalarını da bu şekilde istiyorlar. Binadan binaya değişmekle birlikte yeşil binalar elektrik ve su kullanımında ortalama yüzde 20 tasarruf sağlayabiliyor. Bizim gibi danışmanlık veren firmalar, binalarda birçok kritere bakarak bir binayı daha verimli hale getirecek, bölgeye ve binaların yapısına uygun uygulamaları seçiyor” şeklinde konuşuyor.

Haberin Devamı

YEŞİL KENTSEL DÖNÜŞÜM

Türkiye’deki konut projelerinde “yeşil bina” olabilmek için ağırlıklı olarak LEED (ABD) ve BREEAM (İngiltere) sertifikaları tercih ediliyor. Bunların yanı sıra CASBEE (Japonya) ve DGNB (Almanya) sertifikaları da bulunuyor. Ayrıca geçtiğimiz yıllarda Türkiye koşullarına en uygun olduğu belirtilen ulusal yeşil bina sertifikasyon sistemi “SEEB-TR” de oluşturulmuştu. Yeşil bina sertifikaları, binanın yalıtımdan, karbondioksit salınımına ve toplu taşıma ulaşıma yakınlığına kadar birçok kriteri kapsıyor. Bir mahalleyi de yeşil yapmanın mümkün olduğunu anlatan Ilıcalı, “Hatta kentsel dönüşüm kapsamında komple yeşil yapmaya çalıştığımız bölgeler var. Yeşil bina ve yerleşke sistemlerinde, hem binalara hem ofislere hem de yerleşkelere göre kategoriler var. Bir yerleşkeyi planlarken, binalara yönelik de kriterler var. Burada ön plana çıkan konular arasında yeşil alanların arttırılması, yağmur suyu ve gri su gibi alternatif uygulamalar, yenilebilir enerji sistemlerinden faydalanma, tasarımın ve sistem seçiminin enerji verimliliğinin arttırılması yönünde yapılması, bina iç hava kalitesinin arttırılması gibi başlıklar sayılabilir. Aynı zamanda yollar, toplu taşıma, bir bölgenin altyapısına yönelik, daha çok şehir planlamaya yönelik çalışma yapılıyor. Toplu taşımaya yakın olması sebebiyle daha az araç kullanılması ve daha az karbon emisyonuna sebep olmak kriterlerden biri. Türkiye’de kentsel dönüşüm bunun için çok büyük bir fırsat, yapılsın da bitsin gözüyle bakılmamalı” yorumunu yapıyor.

 

Haberin Devamı

TEMA VAKFI DÜNYA EĞİTİM LİTERATÜRÜNE GİRDİ

TEMA Vakfı ve Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları işbirliği ile yayımlanan Dünyanın Durumu kitap serisi, bu yıl “Yeryüzü Eğitimi: Değişen Gezegende Eğitimi Yeniden Düşünmek” teması ile yayımlandı. 1993’ten bu yana TEMA Vakfı tarafından Türkçeye kazandırılan kitap, 2009’dan beri ise Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları iş birliği ile okuyucularla buluşuyor. Worldwatch Enstitüsü’nün en bilinen yayınlarından olan kitap, 40 farklı ülkede yayımlanıyor. TEMA Vakfı’nın kitaba yaptığı katkılardan söz eden TEMA Vakfı Eğitim Bölüm Başkanı Ali Değer Özbakır, “Kitapta farklı alanlardan eğitim uzmanları, yeni bir çağda öğretme ve öğrenmeye yenilikçi yaklaşımlar sunuyorlar. Eğitimi dönüştürecek ve tüm öğrencileri ekoloji temelli sosyal değişimin temsilcisi haline getirecek yeryüzü merkezli eğitim uygulamalarının örneklerini inceliyorlar” dedi.

 

Haberin Devamı

GÜNEŞ PANELLERİ ZORUNLU OLSUN

ILICALI, “Kentsel dönüşümde insanları zorlamayacak bir büyüklükte güneş panelinin çatılara kurulmasının zorunluluk olarak mevzuatla getirilmesi gerekiyor. Ciddi bir güneş potansiyeli var ama gönüllülük esasına bırakıldığı anda Türkiye’de insanlar çok yönelmiyorlar. Bunlar toplumun faydası adına zorunlu tutulabilir ve çok maliyeti de kalmadı artık. Şu anda tüm kentsel dönüşüme giren binalar için bu yapılacak olsa, çok güzel bir dağıtık enerji sistemi oluşmuş olur. Bunun birçoğu şebekeye vermeyecek zaten, kendi içinde tüketilecek işler” diyor. Ayrıca yeşil binaların kriterlerinden birinin de otopark adedinin belli bir oranı kadar elektrikli araç şarj istasyonu sunulması olduğunu vurgulayan Ilıcalı, “Binadan binaya bu oran değişiyor ama otopark kapasitesinin yüzde 2’si olması gerekiyor” diyor. Kendilerinin de yerli bir elektrikli araç şarj istasyonu ürettiklerini kaydeden Ilıcalı, “100’e yakın binaya kurduk. Elektrikli araç şarj istasyonu kurmak isteyen herkes kurabilir. Maliyetleri de gücüne göre değişiyor. Tasarımı, yazılımı, ekipmanları, dış çeperi ve markası yerli. Adı Voltran. İleride elektrikli otomobillerin sayısı arttığı zaman, yeni regülasyonlar gelebilir ama şu an için, daha çok yeni olduğu için lisans gerekmiyor. Araç ne kadar elektrik çektiyse sahibi o kadar ödüyor. Biz işletmecilere satıyoruz, fiyatı kendi ayarlıyor” diyor.

 

Haberin Devamı

YEŞİL BİNALARIN AVANTAJLARI NELER?

YEŞİL binalarda uygulanan strateji ve sistemler ile enerji verimliliği, su verimliliği, katı atıkların azaltılması, değerli hammadde kullanımının azaltılması, insan sağlığı ve konforunun arttırılması gibi birçok fayda hedefleniyor. Bu sayede binaların işletme maliyetleri azalırken, binanın varlık değeri artıyor. Aynı zamanda sunduğu sağlıklı ve konforlu ortamlar, o binalarda yaşayan ve çalışanların yaşam kalitesini ve üretkenliğini artırıyor. Dünya yeşil Binalar Konseyi (WGBC) bu konuda her sene raporlar yayınlıyor. Var olan binalar da sahip oldukları özelliklere göre belli tadilatlar sonucunda yeşil bina sertifikası alabiliyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!