Yerin 3 bin 300 m altından elektrik üretecek

Aydın'da iki yıldır sıcak su arama çalışması yürüttüklerini ve bölgede yerin 3 bin 300 metre altına inerek saniyede 200 litreye ulaşan 180 derece sıcaklıkta jeotermal su çıkardıklarını ifade eden Çevik, 2014 yılından itibaren sıcak sudan elektrik üretimine başlayacaklarını dile getirdi.

Şu ana kadar 20 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını ve kurulacak santralle yatırım tutarının 50 milyon dolara ulaşacağını belirten Çevik, şunları kaydetti:

"İlk etapta yılda 25 megavat elektrik enerjisi üreteceğiz. Daha sonra her yıl 35 megavatlık santraller kurarak 10 yıl içerisinde kurulu gücümüzü 500 megavata çıkarmayı hedefliyoruz. Ürettiğimiz elektriği devlete satacağız. Türkiye hızla büyüyen bir ülke ve bu büyümeyle birlikte her yıl enerji ihtiyacı da artıyor. O nedenle yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılması gerekiyor. Şu anda Türkiye dışarıdan aldığı elektrik enerjisi için 60 milyar dolar para ödüyor. Yaptığımız yatırımlarla ülkenin enerjide dışa bağımlılığını azaltmayı hedefliyoruz. Jeotermal enerji diğer yenilebilir enerji kaynaklarına göre hem daha düşük maliyetli hem de karlılığı yüksek bir enerji."

Dünyanın birçok ülkesinde jeotermal sudan elektrik enerjisi üretildiğini, Türkiye'de ise bu çalışmaların yeni başladığını ifade eden Çevik, İzlanda'da 3 bin 200 megavat, Amerika'da ise 1700 megavat kurulu santral bulunduğunu, Türkiye'nin bu alandaki kurulu gücünün ise 300 megavat olduğunu söyledi.

Güneş ve rüzgar enerjisinden 4 kat daha verimli

Türkiye'nin coğrafi yapısı itibariyle jeotermal kaynaklar ve kızgın kayaçlar bakımından zengin bir ülke olduğunu ve jeotermal sudan elektrik enerjisi üretme çalışmalarına destek verilmesi durumunda ülkenin enerji ihtiyacının önemli oranda karşılanabileceğine dikkati çeken Çevik, "Türkiye'de güneş ve rüzgardan bir yılda en iyi şartlarda 85 gün, hidroelektrik santrallerinden 150-160 gün civarında elektrik üretilebiliyor. Jeotermal kaynaklardan ise 365 gün elektrik enerjisi üretilebiliyor. Yani rüzgar ve güneş enerjisinden 4 kat, hidroelektrik santrallerinden ise 2 kat daha verimli bir enerji kaynağı. Jeotermal kaynaklarla oluşturulacak 25 megavatlık bir santral, rüzgar ve güneş enerjisinin 100, hidroelektrik santralinin ise 50 megavatına eşit. Oranlara bakıldığında jeotermal enerji kaynağının diğer yenilebilir enerji kaynaklarla kıyaslanamayacak derece karlı olduğu görülüyor" şeklinde konuştu.

Çıkartılan su tekrar yer altına veriliyor

Elektrik üretimi için çıkardıkları suyun ekonomik verimliliğini tamamen kullandıktan sonra tekrar yer altına vererek, yer altı su seviyesini koruyacaklarını belirten Çevik, bu şekilde dünya var olduğu sürece jeotermal sudan elektrik üretiminin yapılabileceğini vurguladı. Çıkartılan suyun tarım arazilerinde kullanılamadığını ve tekrar yer altına verilmemesi durumunda kaynakların tüketilebileceğini ifade eden Çevik, jeotermal sudan elektrik üretimi yapan firmaların da bu konuda denetlenmesi gerektiğini söyledi.

Elektrik enerjisi üretebilmek için su sıcaklığının 100 derecenin üzerinde olması gerektiğini ve Türkiye'de bu sıcaklıktaki suya 1000 ile 3 bin 500 metre arası derinlikte ulaşılabildiğini belirten Çevik, bugünkü teknoloji ile günlük 100 metre derinliğe inilebildiğini söyledi.

3 bin metrelik bir kuyunun 3 milyon dolar maliyeti olduğunu ifade eden Çevik, "Daha derinlere inildikçe su sıcaklığı artıyor. Biz 3 bin 300 metreye kadar indik ve 180 derece sıcaklıkta suya ulaştık. Su ne kadar sıcak olursa elektrik üretimi de o kadar verimli ve kolay oluyor. Çünkü suyun ısısı ve basıncı kurulan santrallerdeki tribünlere gönderilerek elektrik üretiliyor. Bu nedenle jeotermal su arama çalışmaları Türkiye'de bin metre ve altında devam ediyor" diye konuştu.