Güncelleme Tarihi:
Makro koşullar ne en dipte bıraktı bizi, ne de hep yüksekte uçurdu. Ama hem toplumsal hareketlilik, demografik koşullar mikro çapta farklılık yapanın kazançlı çıktığını öğretti bize; deneyimlerle.
Makroekonomik gelişme yukarıdan aşağıya uç noktalara kadar mikro düzeyde değişime yol açarken, yerel düzeyde farklı dokunan yönetimler bulundukları yerlere daha büyük kazançları; hem değer artışını, hem de “yaşanabilir” olma niteliğini ekliyorlar.
Son 20 yılda büyük metropol kentlerin çevresinde oluşan yeni mahalleler artık yeni ilçelerin bir parçası. Yeni olmanın avantajlarını taşıyorlar; potansiyel olarak da gelecekte, “kentten kaçırılmış” yeni yaşamların gelişme merkezleri olacaklar. Başakşehir gibi ilçeler de buna örnek.
Başakşehir gibi metropolün çevresinde kurulmuş ve “yeni” diye nitelenebilecek ilçeler, metropolün merkezi ile olan ulaşım bağlantısında toplu ulaştırma olanaklarını geliştirdikçe; kent merkezindeki iş merkezleri ile çalışma alanlarına gidiş-gelişleri rahatlaştıkça değerli hale gelecek. Bu tür kolaylıklar, çevrede oturmanın değerini yükseltiyor.
Özellikle, çevre beldelerde oturmanın azaltıcı yönde etki yaptığı unsur olan, kadınların işgücüne katılımının ise küçük dokunuşlarla yükseltilebileceği hesaba katılmalı. Kadınların işgücüne katılımının yükseltilmesi, ulaşım ve güvenlik kaygılarının azaltılması ile de büyük ivme kazanacak. Özellikle kent aydınlatmasının sağlanması ile bu ivme güçlendirilecektir. Daha fazlası, kreş ve yaşlı bakım merkezleri arttığı ve erişilebilir olduğu ölçüde; kadınların, özellikle de çevre beldelerde işgücüne katılımı arttırılabilecek. Bu da o beldelere akan gelirin artması demek.
Bulunduğu beldede günlük hayatın akışını kolaylaştıran, basit dokunuşla ekonomik kazançların artmasına ve değer artışına yol veren yönetimler, “yaşanabilir kent” sıfatını da kazanıyor. Kolaylıklar “yaşanabilir” kılıyor, yaşanabilir olmak değer artırıyor.