Güncelleme Tarihi:
Öner, bir grup basın mensubuna yaptığı değerlendirmede, rüzgâr türbini ve ekipman üretimi de dahil edildiğinde rüzgâr sektörünün 25 bin kişiyi aşan istihdam ve yüzde 80’ini ihraç edecek şekilde 1.5 milyar Euro’nun üzerinde bir sanayi üretimine ulaştığını ifade ederek, yerlilik oranlarının da her geçen gün arttığını söyledi. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’nın (YEKDEM) kendini yenileyerek daha da iyi hale geldiğini anlatan Öner, “Coğrafi koşullar da göz önüne alınarak YEKDEM’e yeni kaynak türleri eklendi. Dalga ve akıntı kaynaklarından da elektrik üretilebilecek. Ayrıca Marmara, Ege kısmen Karadeniz kıyılarında da deniz üzerine rüzgâr santralları kurulabilecek. Kredi veren kuruluşların istekleri göz önüne alınırken; teşvik süreleri de kimi durumlarda uzatıldı. Yerli yatırımcı için tekrar cazibe merkezi haline geldi” dedi.
Katı atık bertarafı yapan ITC’nin de İş Geliştirme Direktörü olan Öner, çöpten enerji işinin desteklenmesinin önemine değinerek, şunları söyledi: “Metan gazı karbondioksite göre 24 kat daha tehlikeli bir gaz. Yani ozon tabakasına olan olumsuz etkisi çok azaltılmış oluyor, karbon salınımı düşüyor. Bu sebeple bu tür tesislerin yaygınlaşması önemli ve YEKDEM den faydalanması en azından 10 yıl süre ile fiyatı sabitlemesi bu yatırımların yapılmasının önündeki yatırımcı riskini azaltmış olacak.”
YURTDIŞINDA YATIRIMLAR ARTACAK
Küresel ekonominin düzelmesi ve kredi musluklarının açılmasıyla beraber 2025 yılı sonuna doğru yenilenebilir enerji yatırımı furyasının artarak pik noktaya geleceğini anlatan Öner, “Türk yatırımcısı yenilenebilir enerji işlerini çok sevdi. Özellikle rüzgâr ve güneş yatırımları için kendi tesisini kendi kabiliyeti ile kuran inşaat şirketleri ve enerji şirketleri başta Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Makedonya, Ukrayna, Arnavutluk, İtalya, Fransa, Almanya ve İngiltere’de yatırımlara başladı. ABD ve Afrika’da da daha fazla Türk yatırımcı göreceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.