Çiğdem TOKER/ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2005 00:00
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın, ‘Sigarayla mücadelenin en iyi yolu zam yapmak’ görüşüne katıldığını söyledi. Unakıtan, 2006’da vergilerde artış düşünmediklerini belirterek, ‘Ancak, sigarayı bilemem’ dedi. Unakıtan, Kuzey Irak’taki kaçak sigara üretimi için de, ‘Gidip orayı bombalayacak halim yok’ diye konuştu.
MALİYE Bakanı Kemal Unakıtan, 2006’da vergi artışı düşünmediklerini söyleyerek, ‘Ancak sigarayı bilemem!’ dedi. Bu sözüyle sigaradan alınan ÖTV’nin önümüzdeki yıl artırılacağının sinyalini veren Unakıtan, ‘Sağlık Bakanımız Meclis’te sigarayla mücadelenin en iyi yolunun fiyatını arttırmak olduğunu söyledi zaten’ diye konuştu.
BOMBALAYACAK HALİM YOK:
Sigaradan alınan yüksek ÖTV’nin kaçakçılığı arttırdığı görüşüne katılmadığını tekrarlayan Unakıtan, bu görüşünü Avrupa’da sigaranın 5
Euro düzeyinde olmasına karşın kaçakçılık olmamasına dayandırdı. Unakıtan, ‘Türkiye’nin coğrafi konumu da Avrupa’da yok. Bu özel konum kaçakçılığı besliyor olamaz mı?’ sorumuza ise ‘Hayır. İş mücadelede bitiyor’ yanıtını verdi. Unakıtan Kuzey Irak’taki sahte Marlboro fabrikasıyla ilgili önlem alınıp alınmadığı sorumuzu ise ‘Maliye Bakanı olarak gidip orayı bombalayacak halim yok ya?’ diye yanıtladı.
CARİ AÇIK KORKUTUCU DEĞİL:
Türkiye’de tasarrufların az, sermaye birikiminin düşük olduğunu vurgulayan Unakıtan, şöyle konuştu: ‘Kamuda da özel sektörde de böyle. Cari açık bundan dolayı artıyor. Ama cari açık korkutucu düzeyde değil. IMF Temsilcisi Bredenkamp’ın bu konudaki sözleri uyarı mahiyetinde değil. Ben sonra onunla görüştüm. Söylemek istediği, aklı başında herkesin söylemek istediği, yani izlenmesi gerektiği bir husus. Şimdi bazıları ‘2001 yılında da böyle olmuştu. Cari açık büyümüştü, sonra da kriz çıktı’ya getirmek istiyor. Ama Türkiye 2001’in Türkiye’si değil. O zaman bankaların açık pozisyonu 5.5 milyar dolarken, şimdi 600 milyon
dolar. Yabancı sermaye girişi 5 milyar dolara ulaşacak. Telekom’dan da yeni para aldık.’
TELEKOM BASAMAK ATLATTI:
Türk Telekom’da yargıdan olumsuz karar çıkmasını beklemediğini vurgulayan Unakıtan, ‘Ha öyle birşey olursa da oturur konuşuruz.
Doğmamış çocuğa don biçilmez.
Ama yurtdışından, uluslararası kuruluşlardan o kadar çok tebrik aldık ki.
Bu satış, kamunun menfaatine olan ve Türkiye’ye basamak atlatıcı ender işlemlerden bir tanesi’ diye konuştu.
10 YIL ÖNCE OLSAYDI:
Türkiye’nin bugünkü ekonomik sorunlarında Türk Telekom’un zamanında özelleştirilememesinin payı olduğunu savunan Unakıtan, ‘Eğer 10 yıl önce yapılsaydı, Türkiye’nin bütün iç ve dış borçları ödenirdi. Ve Türkiye o borçlarını ödeseydi, bu kadar vahşice borçlanmazdı. Bu millet 40 milyar doların üzerinde senelik borç ödemiş. Yazık değil mi?’ dedi.
ANTİKA ŞEKERLİĞİ SATMIYORUZ:
Unakıtan, Türkiye’nin özelleştirme operasyonunun, ‘Evde büyüklerden kalan, gümüş tepsi, antika broş, şekerlik gibi yadigarların elden çıkarılması’na benzetildiğini hatırlattığımızda ise şu yanıtı verdi: ‘Fevkalade yanlış. Kimse alıp hiçbir şeyi götürmüyor. Hepsi memlekette duruyor. Aksine onlar paraları bize getiriyor. Bu antika bir eşya değil ki alıp kaçırdılar diyesiniz. Fabrikayı burada iştelecek, teknolojik altyapısını burada geliştirecek ve Türk insanına hizmet edecek.’
Köylü beni kolay anladığı için seviyor, IMF pratik buluyor
MALİYE Bakanı Kemal Unakıtan, ‘Ekonomik politikalara ilişkin (dükkan, pazar, babalar gibi) yarı argo üslubunuz, herkese şirin gelmiyor. Eleştiri konusu da oluyor’ hatırlatmamıza şu yanıtı verdi: ‘40 senedir bir terminoloji kullanmışın. Birdenbire bakan oldum diye her şeyi değiştirecek halim yok. Köylüler bana diyor ki ‘Biz senin ne konuştuğunu gayet iyi anlıyoruz. Ondan dolayı da seni seviyoruz’. Önemli olan meramını karşı tarafa anlatabilmektir. Bakın buraya Anne Krueger geldi. Dedi ki, ‘Sayın bakan, hükümetiniz pek çok reformu başarıyla uyguladı. Ve Türkiye’yi iyi yerlere götürüyor. Diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda sizi takdir ediyoruz. Bu bakan bazı şeyleri çok kolay hallediveriyor, acaba nasıl yapıyor diye kendi aramızda tartıştık. Sonra da sizinle ilgili şu karara vardık ki, herhalde özel sektörden geldiği için o usullerle çalışıyor ve daha pratik oluyor’.’
Kurumlar vergisi tek kalemde 10 puan inecekMALİYE Bakanı Kemal Unakıtan, kurumlar ve gelir vergisindeki indirimleri, 10 gün sonra Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıklayacağını söyledi. Unakıtan, ‘Bir ipucu verir misiniz?’ sorumuzu, ‘İpucu mipucu, hepsi üç-dört kelime zaten. Ucu verirsek ipi de vermiş oluruz zaten’ diye yanıtladı. Ancak Unakıtan, ayrıntı vermemesine karşın, kurumlar vergisinde halen yüzde 30 olan oranı, daha önce basında yer aldığı gibi iki aşamalı olarak değil, ‘tek kalemde’ indireceklerini söyledi. Son anda bir değişiklik olmazsa, Kurumlar Vergisi’nde 10 puanlık bir indirimle oranın yüzde 20’ye çekilmesi planlanıyor. Unakıtan, özel okullarda büyük beklenti yaratılan KDV indirimi konusunda da ‘Zaten yüzde 8’e indirmiştik’ diyerek doğrudan KDV indirimi ümidi vermedi. Ancak Maliye Bakanı, ‘Farklı imkanlar üzerinde çalışıyoruz’ dedi.
Unakıtan, kurumlar vergisi indirimini şöyle anlattı:
‘Kurumlar Vergisi indirimi iki aşamalı olmayacak.
Tek bir indirim.
Sayın Başbakan’la görüşüp son kararı öyle vereceğiz. Türkiye öyle bir konumda ki, daha fazla yabancı sermaye çekmek için yakın komşularımızla rekabet etmek zorundayız. Romanya, Bulgaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti’ndeki imkanlar gibi, bizim de yatırımların önünü açmak için elimizdeki imkanları zorlayarak vergileri düşürmemiz ve Türkiye’yi cazip hale getirmemiz lazım. Kurumlar Vergisi kanunu değişikliğini en geç aralık ayı başında TBMM’ye sunulmasını planlıyoruz. Bir hafta 10 gün sarksa da mühim değil. Vergi Usul Kanunu’nun daha basit ve anlaşılır olmasına dönük çalışma da bitmek üzere. Kanunlar yamalı bohçaya dönmüş durumda. Değil vatandaş, mali müşavir bile anlamakta zorlanıyor. Bunu da yakında Bakanlar Kurulu’na sunacağız.’
Ofer’le kaç kez görüştüğümü saymadım, mektup da almadımKEMAL Unakıtan, Kuşadası liman ihalesi ile ilgili olarak Ofer ile mektuplaştığına ilişkin Tempo dergisinde yayımlanan belgeli habere ilişkin sorumuza öfkelendi. Hakkını yasal yollardan arayacağını söyleyen Unakıtan, ‘Ne böyle bir mektup aldım, ne de cevaben mektup yazdım. Kesinlikle yok böyle mektuplar, kesinlikle. Siyasi rant peşinde olanların yakıştırması bütün bunlar’ diye konuştu. Unakıtan, ‘Ofer’le ilk kez ne zaman ve daha sonra kaç kez nerede görüştünüz?’ sorumuza ise şu yanıtı verdi: ‘Ofer ile ilk kez 2004 Davos toplantısında görüştüm. Kesinlikle 2003 Davos’unda görüşmedim. O zaman özelleştirme de bana bağlı değildi. Ofer’i tanımazdık. Davos’ta Galataport’u sordular. Ondan sonra da burada (makamımda) görüştüm. Ama geceyarısı değil, gündüz vakti geldiler görüştüm. Bakan olarak her yatırımcıyla görüşürüm. Ofer ile kaç kez görüştüğümü de saymadım. Müteaddit defalar görüştüm. Burada önemli olan, ihale sürecinin şeffaflığıdır. Herkesin gözünün önünde olmasıdır.’