Güncelleme Tarihi:
Şimşek, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) tarafından İstanbul'da düzenlenen “Fırsatlar Ülkesi Türkiye, Yatırımlar İçin Güvenli Bir Liman” konulu uluslararası konferansta konuştu.
Yeni teşvik sistemi ile ilgili teknik çalışmaların bittiğini söyleyen Şimşek, teşvik sisteminin üç unsuru olacağını belirtti. Şimşek, şöyle konuştu:
"Birincisi yeni yatırımlara katkıda bulunacağız. İkincisi sektörel ve bölgesel önceliklerimizi dikkate alan yeni bir düzenlemeye gideceğiz. Özellikle illerin ekonomik potansiyelini ön plana çıkaran bir düzenleme olacak. İller arasında bir kademeleştirme olacak, teşvikler her yerde aynı olmayacak. Üçüncüsü de büyük sermaye getiren büyük yatırımlara daha özel teşvikler getireceğiz"
Şimşek, yeni teşvik sisteminin gümrük muafiyeti, indirimli kurumlar vergisi, faiz, vergi, arsa desteği gibi birçok yeni unsuru kapsayacağını ifade etti.
ANLAŞIRSAK IMF İLE YENİ BİR PROGRAM YAPARIZ
Şimşek, dış finansman arayışlarının bir unsurunun da IMF programı olduğunu, bu konuda uzun bir süredir müzakere süreci bulunduğunu anımsattı. Şimşek, “Bu müzakerelerin tabii ki Türkiye ekonomisini destekleyici bir program niteliğine dönüştürme çabası olduğu içindir, biraz zaman alıyor. Birinci boyutu bu. Yani biz yarardan çok zarar getirecek birtakım adımları, birtakım taahhütleri vermek istemiyoruz, adımları atmak istemiyoruz” diye konuştu.
Buna bir örnek de vermek istediğini ifade eden Şimşek, dün veya önceki gün uluslararası raporlardan birinde Macaristan'a yer verildiğini, bu ülkenin IMF ile program yaptığını ve bu programda birtakım taahhütler bulunduğunu anlattı. Şimşek, şöyle devam etti:
“Mesela bütçe açığının milli gelirin yüzde 2,5'inde tutturmak için, bunlar henüz tam olarak yapılmış şeyler değil ama, öngörülen tedbirlerden bir tanesi, daha önceden verilmiş birtakım taahhütleri tutturmak için, belki de KDV oranının 4 puan artırılacağı gibi bir önlem var. Mesela kurumlar vergisinin artırılması öngörülüyor. Bu dönemde onun için tabii ki bizim bir yandan bu finansal istikrarı, ekonomik istikrarı korumaya çalışmamız lazım. Bütçemizin ve borçlanma imkanlarımızın elverdiğince de reel sektörü desteklememiz lazım. Daha önemlisi durumu daha da kötüleştirecek birtakım tedbirlerden, unsurlardan da sakınmamız lazım.
Önümüzdeki dönemde bu program çalışmaları mutlaka devam edecek. Bizim gündemde bu konuya çok yoğun ilgi var. Daha önce de söyledim. Yani birkaç unsur var. Aslında içerik olarak değil de birtakım kurumsal altyapı, yasal gerekler olarak ortaya çıkan, yani IMF'nin öne sürdüğü birtakım unsurlar var. O unsurlar üzerinde bir uzlaşma sağlanırsa, ek birtakım bütçe tedbirleriyle birlikte yeni bir programın ortaya konulmaması için hiçbir sebep yok.”