ANKA
Oluşturulma Tarihi: Aralık 21, 2009 00:33
Türkiye’nin önde gelen beyin avcısı şirketlerinden Alanyalı&Alanyalı’nın yönetici ortağı Mehtap Alanyalı, her kriz döneminde talep edilen yönetici tanımının değiştiğini, eskiden cazip olan bazı sektörlerin bugün öneminin daha azaldığını ve yeni sektörlerin öne çıktığını vurguladı.
Alanyalı, 2001 yılına kadar bankacılık sektörü en cazip iş alanı iken, şimdi perakende, enerji, gıda, inşaat sektörlerinin ön plana geçtiğini söyledi.
Kriz ortamında insan kaynakları sektöründeki gelişmeleri değerlendiren Alanyalı, orta ve üst yöneticiler açısından eskiden cazip olan bazı sektörlerin bugün öneminin daha azaldığını ve artık yeni sektörlerin gündemde olduğunu vurgularken, 2001 yılına kadar bankacılık sektörü en cazip iş alanı iken, şimdi perakende, enerji, gıda, inşaat sektörlerinin ön plana çıktığını söyledi.
“2009 DURAĞAN GEÇTİ, 2010’DA DAHA FAZLA HAREKET BEKLİYORUZ”
Krizin en fazla hissedildiği alanın insan kaynakları ve istihdam konusu olduğunu söyleyen Alanyalı, Türkiye’de insan kaynağı hareketi açısından 2009 yılının çok durağan geçtiğini, krize pek alışık olmayan yabancı şirketlerin yeni istihdam konusunda hızlı frene bastıklarını, Türk şirketlerinin ise krizler konusundaki deneyimli olmaları nedeniyle daha temkinli davrandıklarına dikkat çekti. Yeni gelişen sektörler sayesinde belirli bir hareketliliğin yaşandığını ifade eden Alanyalı, 2010 yılında daha olumlu bir tablo beklediklerini, ekonominin zor zamanlarında doğru kişiyi doğru şirketle buluşturmanın çok daha önemli hale geldiğini, bu nedenle de insan kaynakları şirketlerine daha fazla iş düştüğünü kaydetti. Alanyalı, yabancı sermayeli şirketlerin İK danışmanlık şirketleriyle çalışma alışkanlığının eskiden beri yüksek olduğunu, şimdi Türk şirketlerinde de bu eğilimin güçlendiğini söyledi.
“BİR LİDERDE ARANAN YETENEKLER ESKİYE GÖRE ÇOK ARTTI”
Alanyalı, “Bir liderde aranan yetenekler eskiye göre çok artmış durumda. Bu nedenle lider yöneticilere yönelik olarak Türkiye’de şu anda gerçek anlamda bir yetenekler savaşı(talent war) yaşanıyor. Aynı anda değişik yetenekleri ve nitelikleri taşıyan lider yönetici arayışı söz konusu. Her kurumun liderlik yetenekleriyle ilgili ihtiyaçları farklı. O yüzden liderlik niteliklerini iyi tanımlamanın, tespit etmenin ve buluşturmanın önemi de arttı. Bunun için şirketin yapısını iyi tanımak ve ihtiyaçlarını iyi tespit etmek gerekli. Bizlere de en doğru lideri bulmak, yetkinliklerini iyi analiz etmek ve onları talep eden kurumlarla buluşturmak düşüyor” dedi. İş arzının düştüğü, işsizlerin sayısının arttığı bir ortamda krizin hem şirketler hem de yönetici adayları için yeni fırsatlar sunduğunu vurgulayan Alanyalı, ücret-maaş ve diğer haklar konusunda mevcut işleri olan yönetici adaylarının iş güvenliğini riske atmama açısından daha yüksek ücret talebinde bulunduklarını, şirketlerin ise yönetici seçiminde çok daha titiz davrandıklarını ifade etti.
“LİDERLİK YETENEĞİ KRİZDE BİRİNCİ ÖNCELİK HALİNE GELDİ”
Kriz koşullarının egemen olduğu 2009’da enerji, gıda, perakende ve inşaat sektörlerinin çalışan ve yönetici talebi açısından cazip hale geldiğini belirten Alanyalı, “Krizde şimdi liderlik vasfı en fazla aranan özelliklerin başında geliyor. Artık krizi yönetebilmeyi başaran, krizde farklılaşmayı sağlayan ve çalışanlarını iyi motive eden yöneticilere ihtiyaç var. O yüzden liderlik her zaman önemlidir, ama içinde bulunduğumuz bu zor zamanlarda liderlik yeteneği diğer özelliklerin önüne geçmiş durumda. Tabi ki böyle bir liderlik iyi takımlar kurmayı da gerektiriyor. Çünkü hiçbir liderin tek başına krizle baş edebilecek enerjisi yoktur” dedi. Alanyalı, yönetici adaylarında aranan ikinci önemli noktanın da yüksek mobiliteye ve hareket yeteneğine sahip olmak ve farklı çalışma koşullarına hızla adapte olabilme özellikleri olduğunu vurgulayarak, “Ücret ve maaş konularında da sabit maaşın yanı sıra değişik ücret paketlerine de sıcak bakabilecek ve esnek davranabilecek kişiler daha fazla tercih ediliyor. Şirket sadakati de ön planda. Bu nedenle CV’sinde çok iş değişikliği olanlara pek sıcak bakılmıyor” diye konuştu.
“REKABET ORTAMINDA ÜST YÖNETİCİ TRANSFERİ ZORUNLU OLABİLİR”
Alanyalı kriz ortamında yönetici adaylarında, sektörel uzmanlığın da çok belirleyici olduğuna dikkat çekerken, üst düzeyde yönetici transferlerinde sektörel uzmanlığın yanı sıra genel yöneticilik performansının da önemli olduğunu söyledi. Alanyalı bu konuda şu görüşü açıkladı:
“Her zaman sektörel uzmanlık şartını karşılamak kolay değil. Çünkü zaten bazı sektörlerde parmakla sayılacak kadar uzman yönetici var ve herkes de bunların peşinde. Dolayısıyla sektör dışından transferler tabi ki oluyor. Bu şirketin içinde bulunduğu özel durumla da ilgili olabilir. Kendi sektöründe çok başarılı olan ve önemli değişimler yaratmış bir yönetici, bir başka şirkette arzulanan değişimi sağlayabilecek bir karizmaya, yeteneğe sahipse uzmanı olmadığı bir sektöre de rahatlıkla transfer edilebiliyor. Bu konuda Türkiye’de iyi örneklere tanık oluyoruz. Çünkü özellikle yeni gelişen sektörlerde her zaman uygun kişi bulmak zor.”
“FİNANS SEKTÖRÜNDE KRİZ PSİKOLOJİSİ ”
Finans sektörünün 2001 krizine kadar, gerek ödenen ücret ve primler gerekse de popülarite yönünden en cazip sektör olduğunu, ancak 2001 krizinde çok sayıda bankacının işini kaybettiğini hatırlatan Alanyalı, “2001 krizinde bankacılık sektörü çok kan kaybetti. Çok nitelikli birçok insan uzun süreli işsizlikler yaşadı. Eğitim ve yöneticilik kariyer gelişimi konusunda bu nitelikli insan gücüne çok büyük yatırımlar yapılmıştı.Şimdi o insanların önemli bir kısmı başka alanlara kaymış durumda. Geçmişten gelen bu işsizlik korkusu hala bir takım insanları etkiliyor. Özellikle yeni şube açılışlarında yeni yönetici adayları bulmakta zorlanıyoruz. Bu durum özellikle Anadolu’da daha fazla hissediliyor. Sektörden gideni geri getirmek bankacılık söz konusu olduğunda artık pek kolay değil. O yüzden dışarıdan transferlerde zorlanıyorlar. Bankalarda içerden yetişen elemanlar yoluyla yönetici ihtiyacını karşılama politikası olmakla beraber, iç kaynak yeterli olmadığı için, şube yöneticisi vb. pozisyonlar için yine dışardan insan kaynağı arayışı devam ediyor" dedi.
2001 döneminde Türkiye’de yönetici ücretlerinin çok yüksek olduğunu hatırlatan Alanyalı, “O dönemde maaş-ücret paketleri Avrupa ortalamasının çok üzerinde idi. Türkiye’ye gelmeye istekli yabancı yatırımcılar o dönemde bu yüksek maaşlar nedeniyle ciddi tereddütler yaşamıştı. Şimdi bu uçurum kapandı, yabancı şirketlerin de işi kolaylaştı” diye konuştu.