Güncelleme Tarihi:
Üniversitede halka ilişkiler ve tanıtım bölümünden mezun olduktan sonra sosyal medya uzmanı olarak profesyonel hayata adım attı, Selin Taylan. Ancak yaptığı işten mutlu değildi. Sonunda kararı verdi ve baba mesleği olan çiftçiliğe adım attı. Şu an 8 inek ve 7 buzağı sahibi olan 24 yaşındaki Selin Taylan, hayvancılıkla uğraşmaya başlayınca eski mesleğini tamamen bırakmadı. Hatta geçmişte sosyal medya uzmanı olarak çalışmış olması ona yeni işinde de katkı sağladı. Sosyal medya hesaplarında ineklerinin, ahırının, ürünlerinin fotoğraflarıyla videolarını düzenli olarak paylaşıyor ve ‘yeni nesil çiftçi’ profiliyle geniş bir müşteri ağına ulaşıyor.. Ankara İncek’te şehir merkezine çok da uzak olmayan, plazaların ve iş merkezlerinin yakınında aslında üniversite ve geçmişteki iş hayatının çok yakınında, dededen kalma bir ahırda kendi doğal yaşamını kurdu Taylan, İşte 24 yaşındaki ‘yeni nesil çifti’ Selin Taylan’ın hikâyesi...
‘DÜKKÂN İSTEDİM ÇİFTLİĞİM OLDU’
MUTLU değildim, hep farklı bir iş yapmak istiyordum. Bir gün babamla konuşurken süt ürünleri satabileceğim bir dükkân açmak istediğimi söyledim. Babam da ‘O zaman işe temelden başla’ diyerek beni motive etti. Birikmiş bir sermayem yoktu, kredi çektim ve 8 tane inek aldım. Burada, şehrin hemen yanı başında dedemin evinde 70’li yıllardan kalma bir ahır vardı. Biraz bakımla burayı yeniden yaşar hale getirdim. Başlangıçta sadece süt satıyordum, sonra yoğurt, tavuk, yumurta, mantar derken ürün yelpazemi genişlettim. Tavuk, yumurta ve mantarı şimdilik başka üreticilerden alıyorum., İleride çiftliğimi istediğim gibi büyütebilirsem hepsini kendim yetiştirmek istiyorum.
‘İKİ MESLEĞİ BİRLEŞTİRDİM’
BİR fikir üretmek tarif edemeyeceğim kadar güzel bir şey, bir reklam filmi ya da içerik fikri bulduğunda insana günün sonunda inanılmaz mutluluk veriyor. Ama iş yaşamında her gün birbirini tekrarlamıyor maalesef. Benim kısa süren deneyimime göre iş yaşamında başkalarına bağımlı olmak da var bazen akıntıya kürek çekmek de hayal kırıklıkları da. Kısacası sosyal medya uzmanlığı yaparken yastığa başımı koyduğumda mutsuz oluyordum. Böyle olunca ‘Hayat böyle geçmeyecek’ dedim ve bir yerden başlayıp kendi işimi yapmaya karar verdim. Bunu yaparken de şu an yaptığım meslekle geçmişte yaptığım mesleği bir yerde birleştirmem gerektiğini düşündüm. Sonuçta ben iletişim fakültesinde 4 yıl eğitim aldım, üzerine bir iş deneyimim oldu. Ben de hayvanlarımı alıp çiftliğimi çalışır hale getirdikten sonra kendi tanıtımımı yapmak için sosyal medya paylaşımlarına ağırlık verdim. Böylece takipçi sayım ve doğal olarak müşterim artmış oldu. Ayrıca yaptığım paylaşımlar sayesinde müşterilerimin tükettiği ürünle ilgili farkındalığı yüksek oluyor. Şehir dışından ürün alan müşteriler bile sütün nereden gelmiş olduğunu görüyor, hatta süt veren ineği tanıyor.
‘MESLEĞİN İNCELİKLERİNİ BABAMDAN ÖĞRENDİM’
BEN her ne kadar hayvan sevgisiyle dolu bir insan olsam da hayatım boyunca büyükbaş hayvana yaklaşmış bir insan değildim. ‘Hem kendi işim olacak hem de severek yapacağım’ düşüncesi beni motive etti ve ailemin desteği de cesaret verdi. Dedem ve babam geçmişte bu işle uğraşmışlar. Babam mesleğin inceliklerini bildiği için sağ olsun bana da öğretti. Bana sosyal medya üzerinden çok tavsiye soran oluyor, bence eğer çiftçilik, hayvancılık işine girişmek istiyorsanız ya yakın çevrenizde bu işi bilen biri olsun ya da mutlak eğitimini alarak başlayın. Parayla alınamayacak çok bilgi var, çalıştıkça öğreniliyor. İlk 3 ay hiç ahırdan çıkmadım diyebilirim. Başlangıçta yanına yaklaşamadığım 500 kiloluk hayvanlar şimdi çocuğun gibi oldu. Artık iğnelerini bile ben yapıyorum.