Güncelleme Tarihi:
Pizza Pizza'nın sahibi Abbas Türker ile dün başladığımız röportajın ikinci bölümünü aşağıda okuyabilirsiniz.
I. Bölüm: Pizza Pizza yurtdışına açılıyor
- Diğer firmalardan ne farkınız var?
Bizim en baba yabancı ÅŸirketten bile eksiÄŸimiz yok fazlamız var. Kalite kontrol, hijyen, ekipman, gizli müşteri... Farkımız ÅŸu: Åžirketimiz yüzde 100 yerli, kullandığımız ürünler yüzde 100 yerli, bayilerimizden aldığımız paranın bir kuruÅŸu bile yurtdışına çıkmaz. Kazandığımız paranın hepsi Türkiye'de kalır. Yüzde 100 Türk sermayesi olduÄŸumuz için de bayilik anlamında çok raÄŸbet görüyoruz. Â
Türkiye'de herkes para kazanmak istiyor. Benim için önemli değil. Ben her şekilde para kazanırım hiç sorun değil. Ama milli duygularımızı ön plana çıkarmamız lazım. Bu ille de fanatizm yaratmak değil. İnsanlarımıza iş imkanı açmamız, istihdam sağlamamız, eğitmemiz lazım.
Y
Eren GÃœLER YAZIYOR |
Bir de ben finansal olarak asla hataya izin vermem. Bankadan kredi kullanmayız. Bir makinamız için bir lira kredi almadık. Bundan sonra da böyle olacak. Şimdi diyorlar ki mesela 'tekstilciler battı'. E batar tabii, adamın cebinde 10 lira var, gidiyor 1 milyar liralık kredi alıyor. Var mı öyle birşey? Senin cebinde olacak 70 kuruş, gidip 1 lira kredi alacaksın, o zaman eyvallah...
- Bundan sonraki dönemde özel olarak önem vereceğiniz bir bölge olacak mı?
İstanbul'a çok önem vereceğiz. Güneydoğu, Doğu, İç Anadolu, Ege ve Karadeniz'de hakimiyet bizde. İstanbul'da şu anda 10 şube var ama 5 yılda 100'e ulaşacağız.
- Siz alışveriş merkezlerinde fazla yoksunuz...
Ama bizim işimiz AVM'lere çok uygun değil zaten. Yüzde 60 evlere servis olduğu için dışarıları daha fazla tercih ediyoruz.
"İstanbul'da şu anda 10 şube var ama 5 yılda 100'e ulaşacağız. |
- Market ürünü derken...
Siz pizza siparişi veriyorsunuz diyelim, evdesiniz ama sigaranız yok. Veya kola istiyorsunuz ya da çocuğunuz çikolata istiyor. Biz bu ürünleri de gönderebileceğiz.
- Kaç şube olacak?
"PPX, yani Pizza Pizza Ekspress dediğimiz yeni bir konsept yaratıyoruz. |
Dünyada eşi yok bu projenin. Bizim kurduğumuz konsept çok farklı. En benzeri Seven Eleven'dır ama onlar mesela marketin bütün ürünlerini satıyor. Biz öyle olmayacağız. Biz ailenin acil ihtiyacı ne olabilir? Süt, dondurma, küçük peçeteler, sigara, 1 litrelik yağlar... Bu tip ürünleri satacağız.
- İçki?
Yerine göre o da olabilir...
Â
- Siz devamlı işin başında mısınız?
Yönetimde aile olarak varız. 150 kişilik bir kadromuz var, bayilerle birlikte 1500 kişi çalışıyor.
- Yeni yatırımlar olacak mı?
" Yeni bir promosyon şirketi kuruyorum ve 800 kişiye yeni iş kapısı açacağım. " |
- Nasıl bir iş bu?
Promosyon ve baskılı materyaller dağıtım şirketi. Şimdi bana herkes bu işe gireceğim için 'deli' diyor ama ben deli olmadığımı bir kez daha ispat edeceğim. Dünyada en güzel tanıtım ve reklam local, yani bölgesel tanıtımdır. Ben haftada bir kez sizin evinize basılı bir materyal soksam, her hafta ama, X bir marketin...
Birinci hafta aldınız, bakmayıp çöpe attınız. İkinci hafta geldi yine çöpe attınız. Üçüncü hafta da attınız diyelim ama dördüncü hafta da evinize girerse, insan psikolojisi, mutlak surette değer verirsiniz.
Ben böyle bir oluşuma girdim. Tek başımayım. Kimse desteklemiyor beni ve olmaz bu iş diyorlar. Ama ben nasıl olacağını herkese ispatlayacağım .
Bütün personel prim usulü ile çalışacak. Herkes üniversite öğrencisi olacak ve birbirini denetleyecek. Ben bütün firmalara hizmet vereceğim. Böyle ciddi bir oluşum Türkiye'de yok şu anda.
- Firmaların broşürlerini evlere servis edeceksiniz yani...
Aynen öyle. Türkiye'de bu iş çok amatör yapılıyor. Ben size sorayım, her hafta aynı firmanın broşürünü evinizde gördünüz mü? Bazen gelir, bazen gelmez. Neden düzenli gelmiyor biliyor musunuz? Birincisi dağıtım hatası, ikincisi maliyetlerin yükseliği. Ama biz onu öyle bir hale getireceğiz ki, çok düşük maliyetlerle her ile gireceğiz.
- Nasıl olacak?
Siz bir broşür yerine beş broşürle girdiğinizde otomatikman maliyetleri indireceksiniz. O kadar basit.
- Baskıyı da siz mi yapacaksınız?
" Bizim ülkemizde işsizlik var tamam ama kalifiye eleman hiç yok, hiiiç yok... " |
Normal bir iş size ne kadar zevk verir? Mesela siz ekonomi muhabirisiniz. Ama ben olsam savaş muhabiri olurdum. Gireyim kurşunların tankların altına resim çekeyim. Ben olmayan işi severim. İş kanalına girmişse, zaten oluyorsa bana keyif vermiyor.
- İlla kurşunların üzerine gideceksiniz...
Benim hayattan zevk almam başka türlü. Bu Pizza Pizza işi kurulmuş gidiyor. Ben burada ne işe yararım? Benim yararlı birşeyler yapabilmem lazım ki hem topluma bir faydam dokunsun hem de kendimi tatmin etmiş olayım.
Ben personeli topladığımda diyorum ki, "siz eğer hayat boyu benim yanımda, aynı görevde, aynı yerde çalışmayı düşünüyorsanız, gidin kendinizi çöpe atın." Gidin atın ya... Sen kendini geliştirmeyeceksen ne işe yarar? Bizim ülkemizde işsizlik var tamam ama kalifiye eleman hiç yok, hiiiç yok...