Güncelleme Tarihi:
Hidroelektrik Santralları Sanayi İşadamları Derneği (HESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Arman, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını dolayısıyla tüm dünyada yatırımların durma noktasına geldiğini belirterek, "Türkiye'nin elektrik üretiminin yüzde 30'u hidroelektrik santrallerinden (HES) sağlanıyor. Salgın nedeniyle, bu yıl 750 megavat güçte projenin devreye alınması tehlike altına girdi. Devletin en az 6 ay destekleme mekanizmasını uzatmasını bekliyoruz." dedi.
Arman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizmasının (YEKDEM) son bulacağı tarihin uzatılmasının, yıllık cirosu 5,5 milyar dolar olan hidroelektrik enerji sektörü için “can suyu” olacağını söyledi.
Arman, diğer yenilenebilir kaynaklarla karşılaştırıldığında, elektrik sistemine 24 saat kesintisiz enerji verebilen, ilk yapım aşamasından itibaren istihdama katkı sağlayan kaynakların başında gelen HES'lerin, böylece sistem operatörü Türkiye Elektrik İletim AŞ'nin (TEİAŞ) işlevini de sürdürülebilir kıldığını anlattı.
Dünya genelinde koronavirüs salgını nedeniyle üretim, lojistik ve ulaşım sektöründeki sıkıntıların yenilenebilir enerjinin her alanındaki yatırımları da olumsuz etkilediğini belirten Arman, şöyle konuştu.
"Türkiye'de geçen yıl, yaklaşık 304 milyar kilovatsaat elektrik üretimi oldu. Türkiye'nin elektrik üretiminin yüzde 30'u HES'lerden sağlanıyor. Salgın nedeniyle bu yıl 750 megavat güçte projenin devreye alınması tehlike altına girdi. Devletin en az 6 ay destekleme mekanizmasını uzatmasını bekliyoruz. 750 megavat yatırım yaklaşık 600 milyon dolar değerinde. Bunun bırakın devreye girememesini, yatırımcının üzerine getirdiğiyük çok fazla olacak. Projeksiyonlardan tamamen sapma durumuna gidiyorsunuz, sıkıntı yaşanır. YEKDEM'in uzatılması bizim için can suyu olur."
“HES'LERİN İSTİHDAMA KATKISI DAHA FAZLA”
HES yatırımlarının diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına göre daha uzun süreçler içerdiğini ifade eden Arman, şunları kaydetti:
"HES projelerinin yüzde 70’ini inşaat işleri oluşturur. Rüzgar enerjisi yatırımlarındaysa projelerin yüzde 70’i ekipman, yüzde 30’u inşaattır. Dolayısıyla HES’lerin yapımındaki finansman maliyetlerinin şartları biraz daha ağırdır. Yüzde 70’i için uzun vadeli kredi aramak zorunda kalırsınız. Rüzgarda ise bunun tam tersidir, yüzde 70’ine daha kolay uzun vadeli kredi bulabilirsiniz. Ancak HES yatırımları uzun ömürlüdür. Ayrıca, HES’lerin istihdamı, iş gücüne katkısı güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarından daha fazladır.”
Türkiye'nin kurulu gücünün yaklaşık 91 bin megavat seviyesinde bulunduğunu anımsan Arman, bu toplam içinde HES'lerin payının barajlı ve akarsu olmak üzere 28 bin 500 megavat olduğunu sözlerine ekledi.