‘Yedinci mühür’ün sırrı

Önceki gün, Merkez Bankası’nın üst yönetiminde görüş farklılıklarının belirginleştiğine dair kulis bilgisini alınca, bir başka kaynaktan teyit edemedim ama olabilir diye düşünmüştüm. Daha sonra Pazartesi günü Para Politikası Kurulu’nun (PPK) olağanüstü toplantı yapacağının ve bunun da hemen değil ertesi gün (dün) akşam yapılacağının ilanı, “neden ertesi gün akşam?” sorusunu gündeme getirdi. Dün Başkan Başçı, PPK üyesi Abdullah Yavaş’ın ABD’den gelişini gerekçe gösterdi. Telefonla konferans görüşme ile uzaktan da olsa toplantıya katılabileceği hatırlatılınca “tercih etmedik” dedi.
Birincisi, PPK üyesinin telefonla konferans görüşme olanağı var. Geçmişte 25 Haziran 2006’da New York’ta görev seyahatinde bulunan Başkan Durmuş Yılmaz bu yöntemle PPK toplantısına katılmıştı. Bu toplantıda, bir ay içinde ikinci faiz artırımının (2.25 puan) kararı alınmıştı. İkincisi, PPK’nın toplantı yeter sayısı 5 kişi. Geçmişte 5 kişi ile alınan çok PPK toplantısı var.
Bu bilgileri de yan yana koyunca, Ankara’dan gelen kulis bilgisinin ‘ateş olan yerden’ geldiğini düşündürüyor. PPK içinde görüş ayrılığı varsa ne olacak? Yasa gereği, eşitlik halinde Başkan’ın katıldığı tarafın görüşü kabul ediliyor. Ancak bugünlerde yaşanan gelişmelerin tarihi önemde olduğu ve potansiyel bir görüş ayrılığının ‘tam kadro’ oylamayı gerektirmiş olduğu ortada. PPK’nın yedi üyesi var ve altısı fiilen bankada görevli; Başkan, Banka Meclisi üyesi ve dört başkan yardımcısı. Yedinci üye ise dışarıdan; O da Prof. Abdullah Yavaş. İşte eldeki bulgular bizi, Yavaş’ın ABD’den apar topar PPK toplantısına gelmesinin arka planının ve nedeninin içerideki farklılaşma olduğuna getiriyor. Başbakan’ın işaret ettiği noktaya; PPK’nın her üyesinin alınan sorumluluğa mühür vurmasına.
Merkez Bankası’nın bu tür bir sisten ve muğlâklıklardan uzaklaşmasının yolu; özet yerine PPK tutanaklarını yayımlamaktan geçiyor.