Güncelleme Tarihi:
Almanlar dünyanın en fazla gezen ulusları sıralamasında hiç kuşkusuz en üst sıralarda yer alıyor. Gelir seviyesi yüksek, yılın 11 ayı yoğun bir tempoyla çalışan 30 milyon Alman, yaz tatilini yurtdışında geçiriyor. Almanlar'ın bir başka özelliği de kendi ülkeleri dışında çok sayıda gayrimenkul satın almaları. Her yıl binlerce Alman, başta İspanya olmak üzere Fransa, Finlandiya, Amerika gibi ülkelerde konut satın alıyor.
Özellikle İspanya'nın tatil cenneti Malorka tam anlamıyla Almanlar tarafından istila edilmiş durumda. Gerek tatil, gerekse yatırım amacıyla alınan bu evler Malorka'ya milyarlarca mark kazandırıyor. Her yıl çok sayıda turisti ağırlayan ülkemizde gayrimenkul satın alan Alman sayısı İspanya ile kıyaslandığında çok düşük kalıyor. Oysa, doğal güzellikleri kur farkından doğan fiyat avantajı, vergi kolaylıkları ve yeni inşa edilen havaalanları sayesinde kolaylaşan ulaşımıyla Türkiye, bu alanda da önemli bir potansiyele sahip.
Türkiye'nin şansı yüksek
Almanya'da gayrimenkul pazarlayan The Pink House adlı Türk firması da, ülkemizin ub alandaki avantajlarını değerlendirmeye çalışıyor. Nazar Tur ile 1986 yılında Almannlar'a Türkiye'deki yazlıkları kiralayarak turizm sektörüne giren v edaha sonra Almanya'nın ikinci büyük Türk tur operatörlüğüne kadar yükselen firma bu birikimini konut pazarlamada da kullanmayı amaçlıyor. Türkiye'nin özellikle Almanlar'a yönelik konut pazarlamasında büyük şansı olduğunu belirten The Pink House Genel Müdürü Mücella Tarhan şu bilgileri veriyor:
‘‘Almanlar, tatillerin daha ucuza geldiği, vergi kolaylıkları, iklimi uygun bir ülkeye yerleşmek istedikleri için yurt dışında gayrimenkul satın alıyor. İspanya başta olmak üzere, Akdeniz ülkelerindeki gayrimenkul piyasasının lokomotifliğini Almanlar'a yapılan satışlar yapıyor. Özellikle 2. konut dediğimiz yazlıkların satışından ub ülkeler milyarlarca mark kazanıyor. Oysa Türkiye'nin bu tür satışlardaki şansı oldukça yüksek. Bu yüzden firma olarak Ege sahillerinin kuzeyinden, Ayvalık'tan başlayarak, güneye Alanya'ya kadar uzanan sahil şeridinde bulunan villa, yazlık ve daireleri Almanlar'a pazarlıyoruz.’’
Almanlar güvenli firma istiyor
Bir durgunluğun gözlendiği ülkemiz gayrimenkul piyasasının artık dışa açılma zamanının geldiğini belirten Tarhan, yabancılara yazlık turizm tesisi gibi gayrimenkullerin satışından hem ekonominin hem de sektörün kazançlı çıkacağını vurgulayarak şöyle konuştu:
‘‘Doğu fiyatlandırma, başarılı pazarlama teknikleri ve Almanlar'ın beklentilerini doğru değerlendirerek Türkiye Malarko'ya alternatif olabilir. Fakat bu süreç yaşanırken fiyat politikasına dikkat edilmeli ve fiyatların İspanya ile kıyaslanabilirdüzeyde olması gözetilmelidir.
Yabancılara yönelik yapılacak yeni projeler onların istekleri, beklentileri doğrultusunda inşa edilmelidir. Aynı şekilde yeni pazarlama sistemleri de düşünülüp, Almanlar'ın beklentileri değerlendirilmelidir. Bu yüzden satışlarda, Almanlar'a güven verecek projeler, dil bilen personel ve deneyimli firmalara ihtiyaç vardır.’’
Türkiye'nin bütün olumlu yönlerine karşın dezavantajlarının da bulunduğuna dikkat çeken Tarhan, turistik yerlerde özellikle kış aylarında yaşanan altyapı sorunları, siyasi belirsizlikler, yabancıların gayrimenkul sahibi olmasını kısıtlayan kanunlar, ulaşım zorlukları ve triptik hakkının olmamasının ülkemizin yabancılara gayrimenkul satışında şansını azalttığını belirtiyor.
Pink House, Türkiye'yi İspanya'ya rakip yayacak
Her yıl tatilini yurt dışında geçiren 30 milyon Alman, vergi kolaylıkları, tatilin daha ucuza gelmesi gibi nedenlerle başka ülkelerde tam 150 milyar marklık gayrimenkul satın alıyor. Yılda 2.2 milyon Alman turist çeken ülkemizin bu pazarda şansının yüksek olduğunu düşünen The Pink House, Türkiye'deki yazlıkları Almanlar'a pazarlıyor.