Güncelleme Tarihi:
GÜÇLÜ büyümenin yaşandığı 2017’de birleşme ve satın alma işlemlerinde hız kaybı sürmüş, Türkiye 2017’yi açıklanan 7.4 milyar dolar, açıklanmayanlarla beraber 10 milyar dolarlık birleşme ve satın alma işlemiyle tamamlamıştı. Bu yıl ise hızlı başladı. Yılın ilk 6 ayında Türkiye’de açıklanan 7.6 milyar dolarlık birleşme ve satın alma işlemi yapıldı. Bunun açıklanmayan işlemlerle beraber 9 milyar doları aştığı düşünülüyor. Ernst&Young Türkiye Kurumsal Finansman Hizmetleri Lideri Müşfik Cantekinler, 2018 başında 10-15 milyar dolarlık bir birleşme satın alma olacağını tahmin ettiklerini ancak ilk yarı sonrasında bunu 15-20 milyar dolar bandına çıkardıklarını söyledi. Cantekinler’in umudu ise 2020’de, bu yılın ikinci yarısında çok büyük işlem beklemeyen Cantekinler 2019 seçiminin de atlatılmasıyla 2020’nin Türkiye’nin ayağa kalkış yılı olacağını vurguladı.
BEKLE GÖR POLİTİKASI
Cantekinler ile ekonominin hızlı büyüme ile başladığı 2018’de birleşme ve satın alma beklentilerini konuştuk. Dünyada da 2018’in iyi başladığını ve 2.4 milyar dolarlık işlem yapıldığını söyleyen Cantekinler, en yüksek işlemin ise 62 milyar dolar ile Japon şirketin İrlandalı ilaç üreticisini satın alması olduğunu kaydetti. Türkiye’de geçen yılın ilk yarıda geçildiğini açıklanmayan işlemlerle 10 milyar dolarlık hacmi yakaladığımızı dile getiren Cantekinler şöyle konuştu:
“Aslında bir ülkenin gayrisafi milli hasılasına bakarak ne kadar yabancı sermaye çıkacağını hesaplayabiliriz. ABD ekonomisi 4 milyar dolar ile bazı yıllar yüzde 10’una ulaşıyor milli gelirinin. Türkiye için de ilk çeyrekteki 882.7 milyar dolarlık büyüklüğe göre yüzde 7-10 arasında yabancı sermaye çekmemiz halinde rakamın 56-80 milyar dolar arasında olması gerekir. Bu gidilecek daha çok yolumuz olduğunu gösteriyor. Yabancılar da Türkler de bekle gör politikası izliyor. Ekonomik ortam yüzünden.”
Türkiye ekonomisinin 30-40 milyar dolarlık yabancı sermaye çekmesi durumunda rahatlayacağını kaydeden Cantekinler, bunu başaramamamızın ekonomik ve psikolojik faktörleri olduğunu dile getirdi. Cantekinler, neden yeterli yabancı sermaye çekemediğimizi şöyle anlattı: “Biz yabancıya hep hızlı büyümemizi satıyorduk. Son iki yıl yavaşlamıştık şimdi yeniden büyümeyi söylüyoruz. Diğer bir etken kurlar. Para piyasalarındaki belirsizlikler sıkıntı. Dolar kuru 4.80 ise yabancının tek isteği artık bir seviyede kalması, yüksek de olsa dalgalı olması daha büyük sorun. Yabancıyı rahatsız ediyor. Türk Lirası değer kaybetti ve Türkiye’de varlıklar ucuzladı, yabancının yağması lazım ama öyle olmuyor. Yabancı Türkiye’de yatırım yaptım 3-5 yıl sonra çıkarken dolar Euro kuru nerede olacak diye kalıcı bir yatırım yaptığında ise aldığı temettünün ne kadar olacağını hesaplıyor. Yani istikrar istiyor. Hem politik hem de ekonomik olarak.”
OHAL ETKİSİ DE ARTIK KALKTI!
MÜŞFİK Cantekinler, seçim öncesi ve sonrasının yabancı yatırım açısından 6 ayı götürdüğünü ve bunların tamamlanmasını bekleyeceğini belirterek “Onu yaşıyoruz aslında. Kurdaki dalgalanma son derece rahatsız ediyor. Bunlar için hükümeti mi suçlamalıyız hayır, sadece bunlar da değil büyüme hızı tek başına yetmiyor. Uzun süre devam eden OHAL de engelledi. Birçok şirketin ve fonun yönetim kurulları OHAL olan ülkeye yatırım yapamıyor, onaydan çıkmıyor. Şimdi OHAL’in bitmiş olması son derece pozitif” dedi. Dördüncü sorunun ise tamamen bizim dışımızda Suriye ve Irak’taki durum olduğunu kaydeden Cantekinler, yabancının Türkiye’nin Suriye’ye kaç kilometre olduğunu sorduğunu ve korktuklarını kaydetti. Son olarak da Türkiye’nin ekonomi politikasıyla beraber bir de iletişim, psikoloji politikası olması gerektiğini vurgulayan Cantekinler şöyle konuştu: “Burası çok güzel ve yabancı için büyük fırsatlar vaat ediyor. İnanılmaz tüketim alışkanlığı var. Yabancı bunu kullanmak istiyor. Tüketimden şikayet ediyoruz ama her şeyin tüketimi düşük. Yol var alınacak. Dolayısıyla her haliyle yabancı yatırımcının ağzını sulandıracak ülke. Demek ki iletişim, sosyal, psikolojik politika kullanmamız lazım sadece ekonomiyi düzeltmekle de olmuyor. Özel sektörle kamu elele verip ülkenin tanıtımını yapmalı.”
EN BÜYÜK İŞLEM DENİZBANK
BU yıl sığ olsa da yani işlem adedi bakımından az olsa da hacimlerin büyüklüğünün geçen yılı aşılmasını sağladığını vurgulayan Cantekinler, “İyi yıllarımızda toplamda 300’ü aşan işlem sayıları görüyoruz. Şu anda 65 yıl sonu için iyi haber değil. Tek tek işlemler büyüklüğü belirledi. Denizbank’ın satışı, her ne kadar para Türkiye’ye girmeyecek olsa da Türk bankası satışını işlemlere alıyoruz. İkincilik Un Ro-Ro da. Üçüncü işlem de medya satın alması. Türkiye’de finansal işlemler hep birinci olur. İnternet teknoloji şirketleri de küçük işlemler olsa da adet bakımından ilk 3’e girer. Yıl sonuna kadar bu listeye enerji girecektir ve yiyecek içecek sektörü de işlemlerle öne çıkacaktır” dedi.
2020 AYAĞA KALKIŞ YILI
Müşfik Cantekinler, ocak ayında Türkiye’de yabancı yatırım için iyi bir yıl olmayacağını hem seçim hem de jeopolitik sebeplerden dolayı söylediklerini hatırlatarak “Görüyoruz ki şu an tahminimizi aştık. Ben 15-20 milyar dolar bandına çıkabileceğimizi düşünüyorum. Geçen yıla göre veriler iyi ama yeterli değil. İşlem sayısı düşük, çok yol var almalız gereken. 2019 bilhassa 2020’nin ayağa kalkış yılı olacağını düşünüyorum. Görüştüğüm yabancılar hep şunu söylüyor seçim oldu politik sistem değişti bunların bir oturması lazım. 2018’in ikinci yarısı çok büyük hareket beklemiyorum devasa işlem de beklemiyorum. 50-100 milyon dolarlık küçük işler olacak ve ilk 10’a girecek bekleyen işlem yok” dedi.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR