Güncelleme Tarihi:
Karacar, yatırımcı ilişkileri standartlarını yükselterek, Türkiye'nin, piyasaların ve şirketlerin yatırımcılara daha iyi tanıtılması ve sermaye piyasalarına derinlik kazandırılması amacıyla kurulan TÜYİD'in faaliyetlerine ilişkin, yaptığı açıklamada, Türkiye'de yatırımcı ilişkileri fonksiyonunun, sadece halka açık şirketleri ilgilendiren bir departman olduğunu, halka açılma potansiyeli olan şirketler için de sermaye piyasası mevzuatına uyum açısından bu departmanın faaliyette olmasının çok önemli bir kazanç olduğunu söyledi.
Yatırımcı ilişkilerinin bugüne kadar Türkiye'de bir araya geldiği bir platform bulunmadığını belirten Karacar, özellikle son yıllarda SPK'nın çıkardığı tebliğler, yeni duyurular ve düzenlemelerin bu uzmanlık alanını daha da öne çıkarmaya başladığını anlattı.
Bundan dolayı daha fazla şirketin, yatırımcı ilişkileri konusunda faaliyet gösteren uzmanlara ve departmanlara ihtiyaç duyduğunu ifade eden Karacar, bu uzmanlık alanını bir araya getirmek için meslek profesyonellerinin birleşerek küçük gruplar oluşturmaya başladığını, Türkiye Kurumsal Yönetim Derneğinde de uzmanlar forumu altında bir çalışma gurubu oluşturulduğunu anlattı.
“BÜYÜK İLGİ GÖRÜYOR”
Bu çalışma grubunun büyük ilgi gördüğünü söyleyen Karacar, şöyle devam etti:
“Buradaki büyük ilgiyle birlikte, meslek grubunun standartlarının uluslararası düzeye taşınması hedefleriyle bir çatı oluşturulmuş oldu. Yatırımcı İlişkileri Derneği, 9 aylık bir çalışmanın sonunda 7 Ocak 2009 tarihinde kuruldu. Derneğin en temel misyonu; yatırımcı ilişkileri konusunda ülkeyi iyi temsil etmek. Çünkü sonuçta uluslararası konferanslarda kuruluşlarımızın tanıtımı yatırımcı ilişkileri uzmanları tarafından yapılıyor. Yapılan sunumlar, ülke hakkında verilen datalar bütün bunlar tabii ki yabancı yatırımcı için öncelikle karar faktörleri. Kuruluşlarımızın doğru tanıtılması da önemli. Finansal krizin ardından şeffaflık çok öne çıktı. Artık kuruluşların bir ana hissedarın ya da kişinin malı olmadığı zaten herkesçe hakim. Artık şirketler toplumun malı, bu anlayış artık uluslararası düzeyde kabul görmüş durumda.”
Güray Karacar, bu anlayışın hayata geçmesinde şeffaflığın önemine işaret ederek, “Uluslararası düzeyde yaşanan bu finansal krizle birlikte yatırımcı ilişkileri fonksiyonunun daha da ek sorumluluklar alacağını inanıyorum” dedi.
“BÖLGESEL BİR ÖRNEĞE GİDECEĞİMİZİ ÜMİT EDİYORUM”
Yatırımcı ilişkileri konusunun, dünyada da gelişme halinde olan bir uzmanlık alanı olduğunu ifade eden Karacar, Türkiye'de de eş zamanlı olarak bu uzmanlık alanını yüceltmeyi, kariyer planı olarak kişilerin bunu ele almasını sağlamayı amaçladıklarını anlattı.
Konunun standartlarını alıp tercüme etmeyi amaçlamadıklarının altını çizen Karacar, ilgili standartları Türkiye koşullarına uyarlamak istediklerini söyledi.
ABD'deki şirketlerin sahiplerinin olmadığını, yönetim kurullarının genel kurullardan aldıkları yetkiyle şirketleri yönettiğini hatırlatan Karacar, “Bizim ülke gerçeklerimiz ise çok farklı. Türkiye'deki şirketlerin yüzde 97'si aile şirketi. Dolayısıyla bizim kültürümüze uygun bir yatırımcı ilişkileri faaliyet alanı tanımlamamız sanıyorum ülkemiz kadar bölgemizde de etkili olacaktır. Çünkü bütün bölgede bizim faaliyetlerimiz yakından takip ediliyor. Güzel bir model oluşturacağımıza ve uygulanabilir bir model olacağımıza inanıyorum” diye konuştu.
Şirketlerde pay sahipleri ile ilişkiler biriminin, şirketin sermaye piyasası mevzuatı ile uyumundan sorumlu olduğunu ve SPK tebliğlerini takip ederek gerekli açıklamaları yaptığını hatırlatan Karacar, yatırımcı ilişkilerinin ise bu aldığı verilerle şirketi en doğru şekilde tanıtmakla ilgili faaliyetleri yürüttüğünü söyledi.
Karacar, “Şunu unutmamak lazım, birçok halka açık şirketimizin yatırımcı ilişkileri birimi yok. Tabii ki bizim hedeflerimiz arasında bunun ayrı bir birim olarak tanıtılması da bulunuyor” dedi.
SPK'nın bugün gelinen noktada kendisine, halka açık şirketlerde muhatap aradığını ifade eden Karacar, bununla alakalı bir tebliğ de yayımlandığını, SPK'nın, bu görevi yürütecek kişinin belli lisansa sahip olmasını talep ettiğini anlattı.
Karacar, lisanslı kişilerin şirketlerin içinde yer alıyor olmasının, dernek olarak kendilerinin muhatap sayılarını artırdığına dikkati çekerek, “Tahmin ediyorum süreç çok hızlı gelişecek. Yatırımcı ilişkileri konusunda bölgesel bir örneğe gideceğiz diye ümit ediyorum”dedi.
İLK KEZ YATIRIMCI İLİŞKİLERİ ZİRVESİ DÜZENLENECEK
Güray Karacar, şu anda derneğe üyelik işlemleri süren 20'nin üzerinde halka açık şirket olduğunu ifade ederek, İMKB şirketlerinin bir süreç içinde tamamının derneğe üye olmasını beklediklerini, çünkü derneğin şirketler için çok hazır bir platform olduğunu söyledi.
TÜYİD'in çalışmaya başlarken uluslararası ağa dahil olduğunu belirten Karacar, “Temel hedefimiz uluslararası bilgiyi, tecrübeyi ülkemize taşımak” dedi.
Bir takım eğitim programları yapmayı da hedeflediklerini anlatan Karacar, aynı zamanda bu yıl içinde çok üst düzeyli bir katılımla Yatırımcı İlişkileri Zirvesi yapacaklarını, bunun da bir ilk olacağını, ilgili bütün çevrelerin bu zirvede bir araya geleceğini söyledi.
Derneğin misyonlarından birinin de ülkenin reytingini yukarı taşımak olacağını bildiren Karacar, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ortada çok net bir durum var. Bir şirketin reytingi hiçbir zaman ülkenin reytingini geçemiyor. Dolayısıyla bir ülkenin belli reytingi varsa siz bir özel sektör kuruluşu olarak ne yaparsanız, o reytingle sınırlısınız. Ülkenin iyi tanıtılması için ortak çaba içinde olmak gerekiyor.”