Yatırıma gelin, sofistike pazar Türkiye’nin tadını siz de görün
Güncelleme Tarihi:
Hülya GÜLER
Oluşturulma Tarihi: Nisan 08, 2011 00:00
TESCO’nun eski CEO’su Terry Leahy, “Türkiye’den çok memnunuz. Herkese Türkiye’ye yatırım yapmalarını tavsiye ediyorum. Bence daha çok sayıda uluslararası şirket Türkiye’nin büyük ve sofistike pazarının tadına varmalı” dedi.
İNGİLTERE’nin önde gelen perakende zincirlerinden Tesco’da 14 yıllık CEO’luk yapıp, geçen ay emekliye ayrılan Sir Terry Leahy, “Türkiye’deki yatırımımızdan çok memnunuz. Buradaki deneyimimiz her şeye rağmen çok iyi. Konuştuğum herkese Türkiye’de yatırımı tavsiye ediyorum. Bence daha fazla şirket büyük ve sofistike Türkiye pazarının tadına varmalı. Türkiye’de işlerimiz çok çok iyi gidiyor. Derin ve büyük bir pazar olmasına rağmen organize perakendenin hâlâ alabileceği çok yol var” dedi.
Organik büyümek istiyoruz
Soysal Grubu’nun Londra’da düzenlediği Retail London (Perakende Londra) konferansına bir konuşma yapmak üzere katılan Terry Leahy, sorularımızı yanıtladı. Türkiye’de Tesco-Kipa adı ile şu ana kadar ağırlıklı olarak Ege ve Akdeniz bölgesinde büyümeye odaklandıklarını kaydeden Leahy, sergiledikleri yavaş genişleme politikasının nedenlerini şöyle açıkladı: “Organik büyümeyi tercih ediyoruz. Satın alma yoluna gitmedik. Sadece 4 mağaza ile başladık. Bu kadar küçük başladığınızda ne kadar hızlı büyüseniz de rakiplerinize yetişmeniz zaman alır.”
Yerel rekabet çok güçlü
Türk tüketicisinin her geçen gün artan alım gücü ile daha fazla tüketme imkanı bulduğunu belirten Leahy, şöyle konuştu: “Evet tüketim artıyor. Ancak yerel rekabet çok güçlü. Yerli rakiplerimiz müşterilerini çok iyi tanıyorlar. Onlarla yıllara dayanana bir sadakat ilişkisi kurmuş durumdalar. Biz de bu güven ilişkisini kurmak zorundayız ve bunu kurmaya başladık.”
Marketler çeşitlenecek
Leahy, İngiliz ile Türk tüketicisinin benzer özellikler taşıdığını kaydederek, şunları anlattı: “Bir fark var, Türk tüketicisi halen geleneklerine bağlı. Kendi tüketim alışkanlıklarını girdiği marketlerde sürdürmek isteyen bir tüketici var. Biz de bir kombinasyon sunduk müşterilerimize. Büyük modern süpermarketlerin yanında bazı küçük marketler de açarak tüketiciye ulaşmaya çalıştık. Önümüzdeki dönemde farklı konseptlerde marketlerle Türk tüketicisinin karşısına çıkacağız.”
Yetenekli ve çalışkan
Türkiye’deki yatırım deneyimini ‘çok çok iyi’ olarak niteleyen Leahy, şunları dile getirdi: “Tükiye’de hükümet ve yerel yönetimlerden her zaman destek gördük. Gittiğimiz her yerde çok iyi karşılandık. Türkiye’de özellikle iyi eğitimli, yetenekli ve çalışkan insanlarla çalışmanın sağladığı avantajlardan keyif oldık. En şanslı oldğumuz alanlardan biri de kaliteli iş gücü. Bizim için çok iyi bir deneyim oldu.”
Küçük de olsa hayal kırıklığı yaşamadık
TERRY Leahy, Tesco’nun Türkiye’deki performansından memnun olduklarını belirterek, “Türkiye’de hiç bir hayal kırıklığımız ya da kırgınlığımız yok. Küçük de olsa böyle bir kırgınlığımız yok. 2008-2010 yılında biraz daralma oldu ama bu tüm dünyada olduğu için anlaşılabilir bir durum. Biz buradaki operasyon-larımızdan son derece mutluyuz” diye konuştu.
Hijyen anlayışınız bize örnek oldu
TÜRKİYE’de perakende sektöründe özellikle gıda perakendesindeki hijyen anlaşıyından çok etkilendiğini söyleyen Terry Leahy, “Bütün çalışanlarımızın hijyene çok önem verdiklerini gördüm. Türkiye’nin temizlik geleneği ve modern dünyanın olanakları birleşince ortaya çok ciddi standartta bir hijyen anlayışı çıkıyor. Bunu diğer tüm mağazalarımızda örnek aldık” dedi.
Londra’nın pazarcısı:Kayısı-incir satarım
RETAIL London’da kentin en eski semt pazarlarından biri olan ve turistlerin de uğrak yeri haline gelen ünlü Portebello Road pazarında 30 yıldır sebze ve meyze satan Cheryl Devlin de bir konuşma yaptı. Devlin, işine kalbini ve ruhunu katarak çalıştığı için başarılı olduğunu belirtti. Sebzelerin en iyisini almak için sabah saat 4’te hale giderek güne başladığını aktaran Devlin, “Alışveriş yaptığım hale Türkiye’den de bazı meyveler geliyor. Kayısı ve inciri Türkiye’den gelenler arasında tercih ediyorum” dedi. Kadınlara mal satmakta zorlandığını kaydeden Devlin, en kolay ise acelesi olanlara satış yaptığını kaydetti.
Türkiye’den mal almak Çin’e göre daha kolay ve hızlı
TESCO’nun Türkiye pazarına girişinden sonra Türkiye’den daha çok alım yapmaya başladıklarını kaydeden Terry Leahy, şöyle konuştu: “Çipura ve levrek gibi balıklar İngiltere’de yok ve bunlar Türkiye’de çok iyiler. Dolayısıyla Türkiye’den balık almaya başladık. Aynı şekilde Ege’nin inciri çok güzel, incir alıyoruz büyük miktarda. Tekstil ve elektronik ürün de alıyoruz. Türkiyeden mal satın almak Uzak Asya’dan almaktan çok daha kolay ve çabuk. O nedenle Türkiye ile bu anlamdaki bağlarımızı güçlendirdik.”
Müşteri her iş için diktatördür
TÜRK müşteriden aldıkları talebi ‘modern ama geleneksel tüketim alışkanlıklarımızı karşılayın’ şeklinde özetleyen Terry Leahy, şunları anlattı: “Tesco’nun Türkiye’deki planlarını müşteriler belirleyecek. Müşterinin taleplerini iyi okuyup geleceğinizi iyi planlamalısınız. Her işte müşteri diktatördür. Her işte aslında geleceği müşteri belirler. Türk tüketici bizim mağazalarımızı seviyor, sunduklarımızı beğeniyor. Türkiye’de büyümek istiyoruz. Farklı amaç ve büyüklükte mağazalar açacağız. mızı müşterilerimiz belirleyecek. Müşteri her iş için diktatördür. Eğer bir iş yaparsak daha fazla mağaza açmak istiyoruz, farklı tiplerde mağazalar açmak istiyoruz.”
Organik büyümek istiyoruz
Soysal Grubu’nun Londra’da düzenlediği Retail London (Perakende Londra) konferansına bir konuşma yapmak üzere katılan Terry Leahy, sorularımızı yanıtladı. Türkiye’de Tesco-Kipa adı ile şu ana kadar ağırlıklı olarak Ege ve Akdeniz bölgesinde büyümeye odaklandıklarını kaydeden Leahy, sergiledikleri yavaş genişleme politikasının nedenlerini şöyle açıkladı: “Organik büyümeyi tercih ediyoruz. Satın alma yoluna gitmedik. Sadece 4 mağaza ile başladık. Bu kadar küçük başladığınızda ne kadar hızlı büyüseniz de rakiplerinize yetişmeniz zaman alır.”
Yerel rekabet çok güçlü
Türk tüketicisinin her geçen gün artan alım gücü ile daha fazla tüketme imkanı bulduğunu belirten Leahy, şöyle konuştu: “Evet tüketim artıyor. Ancak yerel rekabet çok güçlü. Yerli rakiplerimiz müşterilerini çok iyi tanıyorlar. Onlarla yıllara dayanana bir sadakat ilişkisi kurmuş durumdalar. Biz de bu güven ilişkisini kurmak zorundayız ve bunu kurmaya başladık.”
Marketler çeşitlenecek
Leahy, İngiliz ile Türk tüketicisinin benzer özellikler taşıdığını kaydederek, şunları anlattı: “Bir fark var, Türk tüketicisi halen geleneklerine bağlı. Kendi tüketim alışkanlıklarını girdiği marketlerde sürdürmek isteyen bir tüketici var. Biz de bir kombinasyon sunduk müşterilerimize. Büyük modern süpermarketlerin yanında bazı küçük marketler de açarak tüketiciye ulaşmaya çalıştık. Önümüzdeki dönemde farklı konseptlerde marketlerle Türk tüketicisinin karşısına çıkacağız.”
Yetenekli ve çalışkan
Türkiye’deki yatırım deneyimini ‘çok çok iyi’ olarak niteleyen Leahy, şunları dile getirdi: “Tükiye’de hükümet ve yerel yönetimlerden her zaman destek gördük. Gittiğimiz her yerde çok iyi karşılandık. Türkiye’de özellikle iyi eğitimli, yetenekli ve çalışkan insanlarla çalışmanın sağladığı avantajlardan keyif oldık. En şanslı oldğumuz alanlardan biri de kaliteli iş gücü. Bizim için çok iyi bir deneyim oldu.”
Küçük de olsa hayal kırıklığı yaşamadık
TERRY Leahy, Tesco’nun Türkiye’deki performansından memnun olduklarını belirterek, “Türkiye’de hiç bir hayal kırıklığımız ya da kırgınlığımız yok. Küçük de olsa böyle bir kırgınlığımız yok. 2008-2010 yılında biraz daralma oldu ama bu tüm dünyada olduğu için anlaşılabilir bir durum. Biz buradaki operasyon-larımızdan son derece mutluyuz” diye konuştu.
Hijyen anlayışınız bize örnek oldu
TÜRKİYE’de perakende sektöründe özellikle gıda perakendesindeki hijyen anlaşıyından çok etkilendiğini söyleyen Terry Leahy, “Bütün çalışanlarımızın hijyene çok önem verdiklerini gördüm. Türkiye’nin temizlik geleneği ve modern dünyanın olanakları birleşince ortaya çok ciddi standartta bir hijyen anlayışı çıkıyor. Bunu diğer tüm mağazalarımızda örnek aldık” dedi.
Londra’nın pazarcısı:Kayısı-incir satarım
RETAIL London’da kentin en eski semt pazarlarından biri olan ve turistlerin de uğrak yeri haline gelen ünlü Portebello Road pazarında 30 yıldır sebze ve meyze satan Cheryl Devlin de bir konuşma yaptı. Devlin, işine kalbini ve ruhunu katarak çalıştığı için başarılı olduğunu belirtti. Sebzelerin en iyisini almak için sabah saat 4’te hale giderek güne başladığını aktaran Devlin, “Alışveriş yaptığım hale Türkiye’den de bazı meyveler geliyor. Kayısı ve inciri Türkiye’den gelenler arasında tercih ediyorum” dedi. Kadınlara mal satmakta zorlandığını kaydeden Devlin, en kolay ise acelesi olanlara satış yaptığını kaydetti.
Türkiye’den mal almak Çin’e göre daha kolay ve hızlı
TESCO’nun Türkiye pazarına girişinden sonra Türkiye’den daha çok alım yapmaya başladıklarını kaydeden Terry Leahy, şöyle konuştu: “Çipura ve levrek gibi balıklar İngiltere’de yok ve bunlar Türkiye’de çok iyiler. Dolayısıyla Türkiye’den balık almaya başladık. Aynı şekilde Ege’nin inciri çok güzel, incir alıyoruz büyük miktarda. Tekstil ve elektronik ürün de alıyoruz. Türkiyeden mal satın almak Uzak Asya’dan almaktan çok daha kolay ve çabuk. O nedenle Türkiye ile bu anlamdaki bağlarımızı güçlendirdik.”
Müşteri her iş için diktatördür
TÜRK müşteriden aldıkları talebi ‘modern ama geleneksel tüketim alışkanlıklarımızı karşılayın’ şeklinde özetleyen Terry Leahy, şunları anlattı: “Tesco’nun Türkiye’deki planlarını müşteriler belirleyecek. Müşterinin taleplerini iyi okuyup geleceğinizi iyi planlamalısınız. Her işte müşteri diktatördür. Her işte aslında geleceği müşteri belirler. Türk tüketici bizim mağazalarımızı seviyor, sunduklarımızı beğeniyor. Türkiye’de büyümek istiyoruz. Farklı amaç ve büyüklükte mağazalar açacağız. mızı müşterilerimiz belirleyecek. Müşteri her iş için diktatördür. Eğer bir iş yaparsak daha fazla mağaza açmak istiyoruz, farklı tiplerde mağazalar açmak istiyoruz.”