Yaşlıların yarısı çalışmaya ihtiyaç duyuyor

Güncelleme Tarihi:

Yaşlıların yarısı çalışmaya ihtiyaç duyuyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 16, 2011 16:19

Yapı Kredi Emeklilik tarafından yapılan “Yaşlılık Geçim Endeksi Araştırması”nın sonuçlarına göre emeklilerin yüzde 41'i geçinmek için çalışmaya ihtiyaç duyuyor.

Yapı Kredi Emeklilik'in 20. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Rahmi Koç Müzesi'nde düzenlenen basın toplantısında, şirkete ve sektöre ilişkin bilgi verilerek, Yaşlılık Geçim Endeksi Araştırması'nın sonuçları açıklandı.

Yapı Kredi Emeklilik Genel Müdürü Taylan Türkölmez, 7. yılını dolduran Bireysel Emeklilik Sisteminin (BES) 2010 yılında yüzde 32 büyüyerek 12 milyar TL'lik fon büyüklüğüne ulaştığını, sözleşme sayısının da yüzde 15 büyüyerek 2,5 milyon civarında olduğunu kaydetti.

Bu büyüklük içinde şirketin yüzde 15,5'lik pazar payı ile 1,9 milyar TL fon büyüklüğüne ulaştığını belirten Türkölmez, 2010 yılında yatırım fonları yüzde 12 büyürken, emeklilik fonlarının yüzde 32, şirketin de fon büyüklüğü bazında yüzde 36 büyüme gerçekleştirdiğini vurguladı.

Türkölmez, aynı gelişimin 2011 yılında da devam ettiğini belirterek, bugün itibariyle bireysel emeklilik sisteminin 13 milyar TL'nin biraz üzerinde fon büyüklüğüne ulaştığını, yıl sonunda 15 milyar TL'ye ulaşabileceğini ve kendilerinin de bu büyüklük içinde 2,1 milyar TL ile yüzde 16'ya yakın pazar payıyla 3. olarak yer aldıklarını belirtti.

Sözleşme sayılarının 325 bin civarında olduğunu, bunun 2,7 milyonu aşmış olan sözleşme sayısında yüzde 12 civarında pazar payına denk geldiğini ifade eden Türkölmez, “Henüz istediğimiz gelişimi gösterememiş olan işveren katkılı planlarda şirketimizin pazar payı sektör lideri olarak yüzde 22 civarındadır. Yıllardır burada gelişim bekleriz ama istediğimiz rakamlara ulaşamadığımız da bir gerçek” dedi.

Türkölmez, son dönemde bireysel emeklilik şirketlerinin hayat branşında da büyüdüğünü gördüklerini, Yapı Kredi Emeklilik'in 2011 yılının ilk çeyreğinde kredi hayat prim üretiminin yüzde 106 arttığını ve bunun sektördeki artışın üzerinde olduğunu ve pazar paylarının yüzde 1 artışla yüzde 5,6'ya ulaştığını kaydetti.
Taylan Türkölmez, 2,8 milyar TL aktif büyüklüğe sahip olduklarını, bunun 2,1 milyar TL'sinin bireysel emeklilik fonlarından oluştuğunu anlattı.

“BES DAHA İYİ KONUMLANDIRILMALI”

BES'in hem tasarruf açığını gidermek hem de sosyal güvenlik açığının tamamlayıcısı olması açısından büyük önem taşıdığını, daha fazla yatırım yapılması ve daha farklı konumlandırmaya ihtiyaç olan bir sistem bulunduğunu ifade eden Türkölmez, sistemin 3. noktasının da Türkiye'de yaşayan emeklilerin açığı olduğunu söyledi.

Türkölmez, 2009 yılında yapılan araştırmaya katılanların mevcut ortalama aylık gelirlerinin 1300 lira civarında olduğunu, geçinebilmek için gerekli olan minimum paranın 2100 lira olduğunu belirttiklerini dile getirerek, “Bugün itibariyle iki yılda emeklilerin aylık gelirinin arttığını ve ekonomiye olumlu baktıklarını görüyoruz. Beklentilerin de 2009 yılına göre arttığını görüyoruz. Hala şu anda mevcut aylık gelirinin yüzde 50 fazlasının olması gerektiğini düşünen emekliler var ki emeklilik döneminde istedikleri hayatı sürdürebilsinler. Tasarruf, sosyal güvenlik ve emeklilerin açığı BES'in konumlandırmasının farklılaşması gerektiğini çok net ortaya koymakta” dedi.

Genç bir nüfusu olan Türkiye'nin ileride nüfusu yaşlandığında bugünkü sosyal güvenlik açığının daha da artacağını ifade eden Türkölmez, bugün gelinen noktada OECD ülkelerinde emeklilik fonlarının GSMH içindeki oranı yüzde 67 civarında iken Türkiye'de bu oranın yüzde 2,3 olduğunu söyledi.

DOĞRUDAN TEŞVİK SİSTEMİ

Türkölmez, yapılması gerekenlerden birinin doğrudan vergi teşviki (tax credit) olduğunu ve var olan vergi teşvik sistemi değiştirilerek tüm katılımcılara doğrudan vergi teşviki sunulması ve teşvikin artması gerektiğini düşündüklerini dile getirdi.

Emeklilerin ihtiyaç ve beklentilerinin değiştiğini, bunun da gelir beklentisini değiştireceğini dile getiren Türkölmez, araştırmaya göre emeklilerin gelirlerinin ortalama yüzde 50 artmasını istediklerini, ancak hala yüzde 34'lük bir kesiminin gelirinin bin liranın altında olduğunun görüldüğünü kaydetti. Türkölmez, “Yaşlılarımızın elde ettikleri gelirler şu anda ihtiyaçlarını karşılayacak boyutta değil. Emeklilerimizin yüzde 41'i çalışmaya devam etmesi gerektiğini düşünüyor. 2011 yılında emeklilerin rahat şekilde yaşayabilmeleri için istedikleri ortalama gelir 2 bin 159 TL. Yaşlılarımızın yüzde 41'i de gençlik döneminde kurdukları finansal hayallerinin gerçekleşmediğini söylüyor. O nedenle bizlere tavsiyeleri, 'çalışın ve tutumlu olun'...” dedi.

Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Türkölmez, BES'ten çıkanların genelde kredi kartı borcunu ödemek gibi kısa vadeli ihtiyaçlarını gidermeyi amaçladığını, bunların büyük kısmının da 5 bin TL civarında birikimi olanlar olduğunu söyledi.

ARAŞTIRMANIN SONUÇLARI

“Yaşlılık Geçim Endeksi” araştırmasının sonuçlarını açıklayan Yapı Kredi Emeklilik Genel Müdür Yardımcısı Bülent Eriş de, 2009 yılında ilki yapılan araştırmanın ikincisini bu yıl TNS Piar ile yenilediklerini amaçlarının 55 yaş üzerindeki nüfusun çalışma ve sosyal güvenlik durumlarını, harcama ve tasarruf davranışlarını belirleyerek, onların yaşlılık dönemlerinde ilişkin geçim endeksi oluşturmalarına katkı sağlamak olduğunu belirtti.

10 ilde 548'i emekli 850 kişi ile yüz yüze görüşme yöntemiyle yapılan araştırmaya göre herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olma oranı 2011'de erkeklerde yüzde 93, kadınlarda 59 ve ortalama yüzde 78 düzeyinde. Kadınların ve erkeklerin en fazla bağlı oldukları sosyal güvenlik kurumu SSK.
Herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olanların yüzde 82'si emeklilik hakkı kazanmış. Halen aktif çalışma hayatı sürdüren kişilerin bu sene artış gösterdiği tespit edilen araştırmaya göre artış 55-59 yaş grubundan ve özellikle kadınlardan kaynaklanıyor. Ortalama emekli olma yaşı 51 ve emekli olmadan önce prim ödenerek çalışılan süre ortalama 21 yıl.

Emeklilerin yaklaşık olarak yüzde 33'ü emekli olduktan sonra bir süre çalışmış ya da hala çalışmaya devam ediyor. 2011 yılı için emeklilik sonrası tam zamanlı olarak ortalama çalışma süresi ise 6 yıl. Kadınların emekli olduktan sonra çalışma hayatını bırakma oranı (yüzde 85), erkeklere (yüzde 61) göre daha fazla. Emekli olup halen tam zamanlı çalışanların yüzde 32'si Bağ-Kur'a bağlı. Buna karşın, 2009 yılı sonuçları ile karşılaştırıldığında bütün Sosyal Güvenlik Kurumu emeklilerinin tam zamanlı çalışma oranında, geçen araştırmaya göre düşüş gözlemleniyor. Ancak en dikkati çekici düşüş Bağ-Kur emeklilerinde (yüzde 16) gerçekleşiyor. Herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olmayan 55 yaş üstü kişilerin oranı yüzde 22. Bunların yüzde 17'si erkek, yüzde 83'ü ise kadın. Herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olmayanların yüzde 77'si hiç çalışmamış, yüzde 11'i ise tam zamanlı olarak halen çalışıyor. Hiç çalışmamış olanların daha çok kadınlar (yüzde 90) olduğu görülüyor.

EMEKLİLERİN YÜZDE 16'SI İŞ ARIYOR

Tüm yaş gruplarındaki kişilerin yüzde 18'inden fazlası 16 yaşından önce çalışmaya başlamış, ancak yoğunluklu olarak çalışmaya başlama yaşı 16-20 arası. Ortalama çalışmaya başlama yaşı 20.

“Aktif çalışma hayatını bırakma yaşı ideal olarak ne olmalıdır?” diye sorulduğunda, erkekler için 57, kadınlar için ise 50 olması gerektiği ifade edilirken, kişilerin çalışma hayatını gerçekte bırakacakları yaş incelendiğinde, 55-59 yaş grubu erkekler çalışma hayatını 65 yaşında bırakırken, kadınlar ise 62 yaşında bıraktıklarını/bırakacaklarını belirtiyor.

2011 yılı verilerine göre kişilerin yüzde 41'i geçimlerini sağlamak için halen çalışmak zorunda olduklarını söylüyor. Çalışmaya gereksinimi olduğunu söyleyenlere, ihtiyaçları olmasa da yine çalışmayı isteyip istemedikleri sorulduğunda, yüzde 46'sı çalışmak isteyeceğini belirtiyor. Emeklilerin yüzde 16'sı iş arıyor.

AYLIK ORTALAMA GELİR 1.398 TL

Araştırmaya göre 55 yaş ve üzeri kişilerin aylık ortalama geliri 1.398 TL. Emeklilik hakkı kazananların ortalama aylık geliri ise 1.453 TL. Buna karşın, halen yüzde 34'lük bir kesim aylık 1.000 TL'nin altında bir gelire sahip. Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı olmayanların yüzde 45'inin 300 ile 900 TL aralığında bir gelir ile geçindiği, ortalama aylık gelirlerinin 1.199 TL olduğu gözlemleniyor. 2011 yılında emeklilerin rahat bir şekilde geçinebilmesi için istedikleri gelir ortalama olarak 2.159 TL.

Aylık geliri oluşturan kalemlerin başında yüzde 63 emekli maaşı, yüzde 33 eşin emekli maaşı, yüzde 21 kendi maaşı ve yüzde 21 de çocuklardan ve akrabalardan alınan destekler geliyor. Araştırmaya katılanların yüzde 6'sı hayatından çok memnunken, yüzde 50'si memnun, yüzde 21'i ne memnun ne değil, yüzde 15'i memnun değil, yüzde 8'i ise hiç memnun değil.

“Yılda kaç kez tatil yapıyorsunuz?” sorusuna yüzde 68 “hiç tatil yapmıyorum”, yüzde 27 “yılda bir kez”, yüzde 5'i ise “yılda bir ve daha fazla sık” yanıtını verdi.
55 yaş ve üzeri kesimin harcama kalemlerinin başında temel ihtiyaçlar geliyor. Isınma, elektrik, su gibi faturalar ve gıda harcamaları başı çekiyor. Kişinin kendi yaptığı aylık harcama kalemlerine bakıldığında, gıda harcaması yüzde 31 ile ilk sırada yer alırken, yüzde 15 ile ısınma ikinci, yüzde 11 ile su elektrik ve telefon faturaları üçüncü sırada yer alıyor.

En düşük harcama kalemlerinde ise yüzde 1 oranı ile sinema tiyatro, tatil, yemek, lokanta ve otel harcamaları başta geliyor. Sosyal ve kültürel faaliyetlere harcanan aylık gelir bakıldığında da yaşlıların yüzde 87'si harcama yapmadığını belirtiyor. Çocukların ailelerine destek olduğu konuların başında ise gıda, ısınma, giyim ve faturalar geliyor.

Araştırmaya göre yaşlıların yüzde 75'i emeklilik dönemi için yaptıkları hazırlığın yeterli olmadığını düşünüyor. Yaşlıların yüzde 86'sı bir sağlık güvencesine sahip. Türkiye'nin şu andaki ekonomik durumuna olumlu bakanların oranı ise yüzde 22.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!