Güncelleme Tarihi:
Bu dünyanın en zengin 10. adamının hikayesi… Ama o kadar da pırıltılı değil. Kurduğu firma mobilyanın Prada’sı olarak da biliniyor. Ama pahalı olduğu için değil son trendleri belirlediği için. IKEA imparatorluğunun kurucusu Ingvard Kamprad’ın hikayesi 1926 yılında İsveç’in kuzeyindeki Smaland köyünde başladı. Çocukluğundan beri disleksi (öğrenme bozukluğu) hastalığının esiri oldu. 10 yaşına geldiğinde mobilyalar için ek parçalar üreten bir ustanın yanında işe girdi. Yılbaşları ve özel günlerde insanlara biblolar hazırlamaya başladı. İlk gençliğinde Alman bir ananesi olmasının etkisiyle İsveç’teki Nazizm hareketine katıldı. Daha sonra bunu ‘hayatının en büyük hatası’ olarak nitelendirdi. Hatta şirkette tüm çalışanlarına şirket için bir yazışma göndererek bu davranışından dolayı herkesten özür diledi. 17’sinde babasının ‘çıktığı koltukla’ ilk ve son şirketi olan IKEA’yı kurdu. İsminin baş hafleri ve bulunduğu şehrin simgeleriyle firma adını oluşturdu.
‘ASLA SÖZLÜ ANLAŞMA YAPMAYIN’
IKEA’nın ilk mağazası Kamprad’ın memleketi Smaland’da kuruldu. Firma kullanıcıların kendi mobilyalarını evde monte etmesi sistemini getirerek o günlerde mobilya sektöründe görülmemiş bir işe imza attı. Kısa sürede başta başkent Stockholm olmak üzere ülkenin pek çok yerine sıçradı. 1973 yılında IKEA’nın anavatınında çok yüksek vergi ödemesi nedeniyle firmanın merkezini Danimarka Kopenhag’a taşıdı. IKEA’yı büyütürken çok zorluk çekti. Bazı insanlara güvendiği için ağzının nasıl yandığını şöyle açıklıyor: Asla sözlü bir anlaşma yapmayın. Veya el sıkışarak anlaşmayın. Her şeyi yazıya dökün!
SADECE KAĞIT ÜZERİNDE EMEKLİ OLDU
Onunla beraber çalışanlar kendisini sakin ve açık sözlü biri olarak ifade ediyor. Kadınlara şirket içinde önem verdiği herkesçe biliniyor. Kamprad, “Daha çok kadını yönetici yapmalıyız, çünkü evdeki kararları da onlar alıyor” diyor. IKEA mağazalarındaki bazı ürünlerin isimleri ise İsveççe kız isimlerinden oluşuyor. Kamprad’ın bir evlat edindiği kızı ve üç oğlu var. En küçük oğlu Mathias şu an IKEA Holding’in başında bulunuyor. Fakat 89 yaşındaki Kamprad kağıt üzerinde 2013 yılında emekli olmuş olsa bile işleri tamamen oğluna bıraktığını söylemek doğru olmaz. “Yapacak çok iş var ve ölmeye vaktim yok” diyor.
‘MUTLULUK BİR YOLDA OLDUĞUNUZU BİLMEKTİR’
IKEA’yı bugün 370 mağaza ve 47 ülkeye yayan Kamprad 20 yıldır aynı Volvo arabayı kullanıyor. İş seyahatlerinde 5 yıldızlı otelleri tercih etmiyor. Ingvard dede bu yönüyle de ‘klasit mütevazı zengin’ algısını güçlendiriyor. Mutluluk nedir sorusuna ise, “Mutluluk istediklerinizi elde etmek değil. Bir yolda olduğunuzu bilmektir” diyor.
1.8 MİLYAR EUROLUK YİYECEK
IKEA sadece sattığı mobilyalarıyla bilinen bir kurum değil. Şirket aynı zamanda İsveç kültürünün de hissedilebileceği mağazalar açıyor. Yemek de bu kültürün olmazsa olmazı. Sadece geçen sene Kamprad’ın imparatorluğu 1.8 milyar euroluk yiyecek sattı. IKEA müdavimlerinin favorisi ise tabiki bol soslu İsveç köftesi!
İLK 100’DE
Bloomberg Milyarderler Endeksi’ne göre Ingvard Kamprad 38.6 milyar euroluk servetiyle dünyanın en zengin 10. adamı. Ağır bir unvan taşıyan Kamprad eşi 4 sene önce vefat ettikten sonra doğduğu kasaba Smaland’a geri döndü. Artık anavatanında oturan Kamprad İsveç’te vergi ödemeye tekrar başladı. Zengin işadamı hizmet geliri olarak 128 bin euro, sermaye geliri olarak ise 1 milyon 760 bin euro göstererek İsveç hükümetine toplamda 640 bin euro vergi ödedi. IKEA Forbes’un en değerli 100 marka sıralamasında 45. sırada bulunuyor.