Oluşturulma Tarihi: Nisan 25, 2003 00:00
‘‘YÜZDÜM, kuyruğuna geldim’’ diyordu...Kendisini Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'yla (BDDK) anlaşmaya en yakın batık banka patronlarından biri olarak görüyordu.O, anlaşma beklerken, BDDK'nın ‘‘Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programı Gelişme Raporu-VI/Nisan 2003’’ yayınlandı.BDDK'nın raporu bu kez, öncekilerden daha kapsamlıydı. İlk kez tüm bankaların el konulduğu tarihteki zararları, batık patronların kendi bankalarından ne kadar para çektiği, kaç paralık ‘‘back to back’’ yaptıkları bir bir sıralanmıştı.Nitekim
haber hem de çarpıcı başlığıyla Hürriyet'te de geniş yer aldı:‘‘Türkiye'yi batıran hortum ligi...’’El konulan 19 bankanın devir zararı 22.4 milyar
dolar, batık patronların kendi bankalarından çektikleri toplam para da 11 milyar dolardı.Üstelik bu batık bankaların patronlarından hukuki takipler yoluyla topu topu 265 milyon
dolar tahsil edilebilmişti.Haber O batık banka patronuna da çok dokunmuştu. Aradı, yakındı, içini döktü... Sık sık tekrarlayıp durdu:‘‘Neyim var, neyim yok herşeyi vermeye hazırım, yeter ki anlaşayım.’’İster istemez takıldım. Eğer ortada gerçekten iyi niyetle anlaşma çabası varsa, BDDK bunu dikkate almaz mıydı?ÇUKUROVA ÖRNEĞİBatık banka patronu, Çukurova Grubu'nun BDDK'yla yaptığı anlaşmayı hatırlattı: ‘‘Çukurova Grubu'nun Pamukbank'tan doğan borçlarını libor artı yüzde yarım faizle 15 yıla yaydılar. Yapı Kredi'yle İstanbul Yaklaşımı yapıp, oradaki borçlara da 9 yıl vade verdiler. Bizim için örnek oluştu.’’Belli ki Çukurova Grubu modeli, diğer batık banka patronları gibi, O batık patronunu da umutlandırmıştı. Kimliği belli olmasın diye fazla ayrıntıya girmedi: ‘‘Neredeyse anlaşıyor gibiydik. İstediklerini dikte ettirdiler. Mevcut varlığımız, borcumuzun önemli bölümünü karşılıyor. ‘Onu verelim' kalanı için belirli vadeler yapılsın, ödeyelim istedik. Olmuyor.’’Batık patron, arkasından Vergi Barışı’na atıfta bulundu:‘‘Vergi Barışı bu işe en güzel örnek. BDDK, milyarlarca dolar alacaktan söz ediyor. Kağıt üzerinde kaldıktan sonra bu paranın kimseye faydası yok. Vergi Barışı, kolaylık sağladı, sonuçta 6.6 katrilyon liralık bir kaynağın Maliye'ye dönüşü gündeme geldi. Bizim borçlarımız da buna benziyor.’’Batık patron bir de çağrı yaptı:‘‘BDDK, anlaşamadığı gruplarla neden anlaşamadığını açıklasın. Böylece gerekçelerini hem biz, hem kamuoyu anlasın.’’Ortaya çıkan gerçek şu ki, iş ‘‘iyi niyetliyim’’ demekle bitmiyor. Önce kamuoyunu ikna edecek şekilde tüm varlığın ya da önemli bir bölümünün masaya konulması gerekiyor. BDDK'nın önünde de iki seçenek bulunuyor:Anlaşıp, tüm detayları kamuoyuna açıklamak. Kamuoyunu tatmin etmek.Anlaşmadıklarını da gerekçeleriyle açıklamak.Umalım sırtımızdaki batık banka faturasını azaltacak çözümler doğsun.Olan biten hiçbir şey perde gerisinde kalmasın.Aramızda ‘hortum pipet farkı’ varÖZELLİKLE 2001 krizinden itibaren arada Ankara'ya dönük eleştirilerin şu yönü gündeme geliyor: ‘‘Yüksek düzeyli bürokrattan, en küçük memura kadar herkes devletten tıkır tıkır maaşını alıyor. Hiçbiri işten atılma korkusu yaşamıyor. Oysa özel sektörde çalışanlar hep işini kaybetme korkusu içinde bulunuyor. Açıkcası Ankara'dakiler krizi İstanbul kadar hissetmiyor.’’Bu durum İstanbul-Ankara arasında mekik dokuyanların dost sohbetlerinde de yarı şaka yarı ciddi konuşuluyor. Ankara'dakiler de ‘‘krizi hissetmiyorsunuz’’ bakışına karşı tez ortaya sürüyor: ‘‘Siz İstanbul'dakiler malı hortumla götürürken, biz pipetle (çubuk) idare ediyorduk. Hortumla götürdünüz, bitti. Biz yine pipetle idare ediyoruz.’’Gerçekten arada ‘‘hortum-pipet farkı’’ var mı?
button