Yalçındağ: Tansiyona rağmen piyasalar istikrarını korudu

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk-Kanada İş Konseyi tarafından düzenlenen “Dinamik ve Gelişen Türk Ekonomisinin Sunduğu Fırsatlar” konferansında konuşan Yalçındağ, Türkiye'nin son yıllarda gerçekleştirdiği ekonomik başarılara değindi.

Yalçındağ, son dönemde elde edilen kazançlara karşın, doğrudan ya da dolaylı uluslararası sermaye akışlarına olan bağımlılığın ekonomiyi dışarıdaki ekonomik şoklar karşısında kırılgan hale getirdiğini belirterek, iç birikimlerin görece düşük düzeye sahip olmasının, yatırım ortamını iyileştirme ihtiyacını ortaya koyduğunu söyledi.

Türkiye'de yatırımı geliştirecek iş yapma koşullarının yeterince iyi olmadığını vurgulayan Yalçındağ, yüksek borçlanma bedellerinin işe girişmek isteyen kişileri ikinci kez düşünmeye ittiğini ifade etti.

Yalçındağ, “Son dönemdeki siyasi dalgalanma, hali hazırda inişe geçen ekonomiye katkıda bulunmayacaktır. Yeni hükümet seçilip görevi devralana kadar belirsizlik, ekonomide sanayi üretimi, özel tüketim ve yatırım gibi alanlarda gerçek karar alışları etkileyecektir. Ekonomideki aktörlerin pek çoğu siyasi dalgalanmanın ekonomik sonuçları konusunda endişeli olsa da finansal piyasalarda herhangi bir ciddi etki gerçekleşmedi” diye konuştu.

Tüm makro ekonomik göstergelerin olumlu olduğunu ve iş çevrelerinin kısa dönemli göstergeler açısından sıkıntı yaşamadığını ifade eden Yalçındağ, iç ve dış ekonomik aktörlerin soğukkanlı ve ülkenin geleceğine güven içinde tepki verdiğini söyledi.

Türkiye'nin önümüzdeki yıllar için önemli bazı rekabet avantajlarına değinen Yalçındağ, Türkiye'nin demografik yapısı, genç nüfusu ve kişi başına düşen gelirdeki artışı ile AB ülkeleri için güçlü ve önemli bir ihracat piyasası oluşturacağını kaydetti.

TARIMDAKİ POTANSİYEL

Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türkiye'nin, tarımda önemli bir potansiyeli bulunduğunu, özellikle meyve, sebze, zeytinyağı, et ve balık alanında göreceli bir avantajı olduğunu, ayrıca organik tarım ve doğal yaşamdaki zenginliğiyle de öne çıktığına işaret etti.

“Tarımdaki güçlü potansiyel, artık başlıca yerel ve uluslararası yatırımcıların da dikkatini çekiyor” diyen Yalçındağ, Türkiye'nin AB'ye dahil olmasıyla birlikte AB tarım alanlarının 30 milyon hektar artacağını belirtti.

Türkiye'nin emekliler için de cazip bir yer haline geldiğine dikkat çeken Yalçındağ, uygun iklim ve çevre koşullarının yanı sıra jeotermal kaynakların da bu konuda önemli rol oynadığını, Avrupa'nın en büyük termal kaynaklarına sahip olan Türkiye'nin, sağlık turizmi açısından da önemli bir merkez oluşturduğunu vurguladı.

Enerji sektöründeki gelişmelere de değinen Yalçındağ, Türkiye'de son dönemde enerji özelleştirmelerinin hız kazandığını, TEDAŞ özelleştirilmesinin gündemde bulunduğunu, elektrik sektörünün Türkiye ekonomisi içinde büyük bir hızla geliştiğini söyledi.

Yalçındağ, “Özelleştirme trendinin BOTAŞ'ın gaz dağıtım ihaleleri ile gaz piyasasına da yayılacağını düşünebiliriz. Bu piyasa büyük satış ve müşteri potansiyeli ile hem yerel hem yabancı yatırımcıların ilgisini çekmektedir” diye konuştu.

“TÜRKİYE, KESTİRİLEMEZ BİR SÜREÇTEN GEÇECEK”

TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, Türkiye ekonomisinde son dönemde yaşananların, ekonomideki gelişmenin siyasal sistemin ötesine geçtiğini gösterdiğini kaydederek, şöyle dedi:

“Türkiye, önümüzdeki 3-4 ayda seçim ve dolayısıyla kestirilemez bir süreçten geçecek. Türk iş dünyası, siyasal sistemdeki son dalgalanmanın geliştirilmiş demokratik standartlarla aşılacağına inanıyor. Türkiye ekonomisi şu andaki belirsizliklerden kurtulacak ve hızlı büyüme süreci daha güçlü ve kendinden emin olarak devam edecektir.”

Yalçındağ, şu andaki siyasi belirsizliğin ve ekonomideki risklerin, yüksek cari açık, enflasyon gibi dezavantajlarla bir araya geldiğini, ancak Türkiye'nin 2002-2006 dönemindeki başarılarının ekonomik yapıyı güçlendirerek dış şoklara karşı daha dayanıklı hale getirdiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tansiyonu yükselttiği bu dönemlerde bile finans piyasalarında istikrarın korunduğunu belirten Yalçındağ, “Yabancı yatırımcıların Türkiye ekonomisine olan güveni, gelen hükümet son 5 yılda uygulanan ekonomik programa bağlı kaldığı sürece devam edecektir. Bu kolay ya da yumuşak bir süreç olmayacak. Ancak bu tarihi adımda başarılı olacağımıza inanıyoruz” şeklinde konuştu.

AB üyelik sürecinin önemli bir rol oynamaya devam edeceğini vurgulayan Yalçındağ, müzakerelerin uzun, zorlu, ancak geri döndürülemez bir süreç olduğunu söyledi.