Güncelleme Tarihi:
Burak, halk arasında yabani çeşidi “deve dikeni” olarak bilinen aspir bitkisinin yağ üretiminde kullanılması konusunda yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
Türkiye'de bitkisel yağ üretimi için özellikle ayçiçeği, zeytin, kanola ve soyanın üretildiğini anlatan Burak, bu bitkilerin üretiminin Türkiye'nin bitkisel yağ ihtiyacını karşılamadığını söyledi.
Türkiye'nin gıda maddesi olarak yağ ihtiyacının 1 milyon 400 bin tona yaklaştığını, bitkisel yağ üretiminin ise 577 bin ton civarında olduğunu ifade eden Burak, 800 bin tonun üzerinde bitkisel yağ açığı olduğunu, bu açığın ithalatla karşılandığını, yılda yaklaşık 1,5-2 milyar dolarlık bitkisel yağ ithalatı yapıldığını belirtti.
Bitkisel yağ ihtiyacının karşılanması için yaklaşık 1 milyon hektar alanda ilave yağlı tohumlu bitkilerin üretilmesi gerektiğini dile getiren Burak, “Bu nedenle üretimin artması ve sürekliliğin sağlanması için farklı ekolojik bölgelere özel yağlı tohumlu bitkilerin tarımının yaygınlaştırılması bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu çerçevede aspir tarımının ülkemizde yaygınlaştırılması gerekmektedir. Aspir iyi bir alternatif” diye konuştu.
Burak, aspir bitkisi ve kullanım alanlarına ilişkin şu bilgileri verdi:
“Aspir 2,5-3 metre derinlere gidebilen kök sistemine sahip, kuraklığa dayanıklı ve yazlık karakterde tohumlarında yüzde 30-40 arasında yağ bulunan bir bitki. Yağı yemeklik olarak çok kaliteli, ayrıca biyodizel üretiminde kullanılabilir. Küspesinden hayvan yemi olarak yararlanılmaktadır. Sabun, vernik, cila üretiminde de kullanılabilen aspir bitkisinin sarı, kırmızı ve turuncu renkteki çiçekleri günümüzde pek çok ülkede kuru ve kesme çiçek olarak, tıpta ve kozmetik ürünlerde boyar madde olarak, ayrıca yemeklerde 'yalancı safran' ismiyle renk verici şeklinde kullanılmaktadır.
Anadolu'nun öz bitkisi olan aspir, çiçeklerinin de değerlendirilmesi ile üreticiler için ek gelir sağlayabilir.”
“NADASA BIRAKILAN ALANLARDA BUĞDAY-ASPİR NADAS SİSTEMİ
UYGULANABİLİR”
GAP bölgesinde 1 milyon 996 bin hektar alanda buğday, arpa, mercimek tarımı yapıldığını da belirten Burak, “Aspir bitkisinin bu ürünlerle münavebeye girmesi ve söz konusu alanın 1/5'inde aspir üretimi gerçekleştirilmesi halinde, yaklaşık olarak 400 bin hektar alanda aspir üretilmesi, ortalama 300 kg/da verim ve yüzde 30 yağ oranıyla 360 bin ton ham yağ üretimi mümkün olabilir” diye konuştu.
Burak, GAP bölgesinde aspir ekiminin yaygınlaşması ile elde edilecek olan 360 bin ton ham yağ ile ülke ihtiyacı olan ham yağın 1/3'ünün karşılanabileceğini söyledi.
Türkiye'de tarımın genelde kurak şartlarda yapıldığını, yaklaşık 4-5 milyon hektar civarında nadas alanı bulunduğunu belirten Burak, Türkiye'de her yıl nadasa bırakılan yaklaşık 5 milyon hektar tarım alanında buğday-aspir nadas sistemi uygulandığı takdirde ise FAO ortalama yağ verimine göre yaklaşık 780 bin ton bitkisel ham yağ üretilebileceğini, bu üretimin ülkenin yağ açığını büyük ölçüde kapatacağını vurguladı.
“KURAKLIĞA RAĞMEN ÜRÜN ALINDI”
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 2 yıldır kuraklık yaşandığını belirten Burak, bölgede kuraklık nedeniyle arpa ve buğdaydan hiç ürün alınamayan yerlerde aspir bitkisinde ürün alındığını ifade etti.
Türkiye'de aspir tarımına elverişli çok geniş bir ekolojinin mevcut olduğunu belirten Burak, aspir bitkisinin yıllık yağışı 250-600 mm arasında ve 1200 metre rakıma kadar olan her coğrafyada sorunsuz şekilde yetiştirilebildiğini ifade etti. Burak, bu çerçevede Türkiye'de İç Anadolu, iç Ege, Doğu Anadolu Bölgesi'nin rakımı uygun olan kesimleri, Güney Doğu Anadolu Bölgesi'nin tamamı, Trakya, Güney Marmara ve orta Karadeniz bölgesinin aspir yetiştiriciliği için uygun bölgeler olduğunu, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin kışlık ekim için de uygun şartları taşıdığını anlattı.
Burak, bitkinin verimine ilişkin olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kışlık ekimlerde ortalama 300-400 kg/da, yazlık ekimlerde ise kuru şartlarda ortalama 100-150 kg/da, yazlık sulu şartlarda 250-300 kg/da civarında verim alınabildiğini söyledi.
GELİŞTİRİLEN 2 ÇEŞİT PİYASADA
Aspir bitkisi konusundaki ar-ge çalışmalarına değinen Burak, özellikle Eskişehir Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nde bu konuda uzun süredir çalışma yürütüldüğünü, bu enstitünün çalışmaları sonucu 1971'de 'Yenice', 1977'de 'Dinçer', 2005'te 'Remzibey' ismi verilen aspir çeşitlerinin tescil ettirildiğini belirtti.
Yenice'nin verimi düşük olduğu için şu an piyasada olmadığını ifade eden Burak, “Dinçer ve Remzibey çeşitlerinin tane rengi beyaz. Dinçer'in çiçekleri turuncu, yağı yüzde 28-32 oranında, dekara verimi kuru koşullarda yağışa bağlı olarak 100-250 kg, sulu koşullarda ise 350-400 kg. Remzibey'in ise çiçek rengi sarı. Yağ oranı yüzde 32-35, dekara ortalama verimi ise kuru koşullarda 100-200 kg, sulu koşullarda ise 300-400 kg” diye konuştu.
Aspir bitkisinin tohumlarından elde edilen aspir yağının içerdiği yüksek doymamış yağ asidi oranı nedeniyle insan sağlığı açısından çok önemli olduğunu belirten Burak, “Aspir yağı, kokusuz, ayçiçeği tadında, doymamış yağ oranı bakımından zeytinyağına yakın bir yağ. Oleik ve linoleik yağ asitleri yönünden oldukça zengin. Özellikle içerdiği CLA (conjugated linoleic acid) sebebiyle özel bir önem taşıyor. CLA vücudumuz tarafından üretilmeyen dışardan alınması gereken bir yağ asidi ve insan vücudundaki yağ-kas dengesinin sağlanmasında önemli bir madde” diye konuştu.
“ASPİR MİLLİ YAĞ BİTKİMİZ, ASPİR YAĞI BU YIL MARKETLERE ÇIKABİLİR”
Türkiye'de aspir üretimine bakıldığında “yok denecek kadar az” olduğunun görüldüğünü kaydeden Burak, 2005'ten önce üretim olmadığını, 2006'da 390 ton, 2007'de 2280 ton, 2008'de ise 7 bin ton üretim yapıldığını, bu yıl 30-40 bin ton civarında üretim beklediklerini söyledi.
Bu yıl tanıtım için 26 ilde aspir ekimi yapıldığını belirten Burak, şu an tohum için fazla talep olmadığını, isteyen firmaların sertifikalı tohum talebini enstitülerin üretimiyle karşılayabileceklerini ifade etti.
Burak, aspir bitkisinin sertifikalı tohum kullanımı ve üretiminin tarımsal destekler kapsamında olduğunu da hatırlattı.
Bitkiyi sadece üretmenin yetmediğine, sanayicilerin de ilgi göstermesi gerektiğine işaret eden Burak, TAGEM olarak aspir bitkisini tanıtmak ve üretimini yaygınlaştırmak için toplantılar düzenlediklerini, bu toplantılara çiftçilerin yanı sıra yağ üreticilerini de davet ettiklerini anlattı.
Bir firmanın konuyla ilgilendiğini, en az bin ton üretim olduğu takdirde alabileceklerini söylediğini aktaran Burak, “Aspir yağının bu yıl marketlere çıkabileceğini ümit ediyoruz. Soya ABD'nin, kanola Kanada'nın aspir de bizim milli yağ bitkimiz. Aspir yağının artık piyasaya girmesi gerekiyor” dedi.