Güncelleme Tarihi:
Ekonomi yönetimine atanan isimlerle ve verilen mesajlarla portföy yatırımlarında yabancıların ilgisinin tekrar canlanması bekleniyor. Hürriyet’e değerlendirmede bulunan analistler, ekonomi yönetiminden sorumlu olan isimlerin ve bugüne kadarki söylemlerin yakından izleneceğine dikkat çekerken; 22 Haziran’daki Merkez Bankası toplantısının da önemli olacağını belirtiyor. Yabancı yatırımcının dönüşü için güven ortamının önde gelen unsurlardan biri olduğuna dikkat çeken analistler, politika faizinin ise yüzde 8.5’ten yüzde 20’ye çıkarılacağı tahmininde bulunuyor.
PİYASALAR NE BEKLİYOR
Toplam 52 ülkede, yaklaşık 4 trilyon dolarlık varlık yönetimiyle, dünyanın önde gelen varlık yönetimi şirketlerinden biri olan State Street Global Advisors’ın Makro Politika Araştırmaları Başkanı Elliot Hentov, seçimlerin ardından ekonomi yönetimine atanan yeni isimlerle politika değişimi ve güvenilirlik konusunda piyasaların ikna edilmesinin hedeflendiğine dikkat çekti. Hentov, “Daha önce izlenen politikaların gözden geçirilmesi önem arz ediyor. Bundan sonraki süreçte tahminim, atanan isimlerin yetki sahibi olarak attıkları adımların yakından izleneceği yönünde. Piyasalar önemli bir faiz artışı bekliyor. Eğer bu gerçekleşirse yabancı yatırımcılar Türkiye’ye dönmeye başlayabilir” değerlendirmesini yaptı.
‘DIŞ FİNANSMAN SAĞLANMALI’
Türkiye ekonomisi için atılacak temel adımlardan birinin TL’de izlenecek politikalar olduğunu söyleyen Hentov, “Türkiye’deki seçimlerden bu yana TL’de yüzde 20’lik değer kaybı gerçekleşti. Gelecek dönemde ithalatın azaltılması cari açığı dengelemek için yeterli olmayabilir. Daha fazla devalüasyon gerekebilir. Ancak buna ek olarak destekleyici politikalar da önemli olacaktır. Çeşitli ülkelerle yapılan SWAP (takas) anlaşmaları izlenen politikaların sürdürülebilirliğine dair soru işaretleri oluşturabilir, bu anlamda daha fazlasının yapılması gerekliliği söz konusu olabilir. Bugün diğer gelişen piyasaların aksine, Merkez Bankası’nın yerel para birimini korumak adına atması gereken adımlar olacaktır.
Eğer bu noktalar göz önünde bulundurulmazsa TL’deki ve bankacılıktaki mevcut duruma ek olarak borçluluğun da yakından izlenmesi gerekebilir. Tüm bunlardan kaçınmak için dış finansman sağlanması ve güvenilirliğin geri kazanılması gerekiyor. Her ikisi de enflasyonla mücadele politikaları ve yeniden bir denge kurmak adına büyümede etkisi olacak gelişmeler arasında yer alacak” açıklamasını yaptı.
KURALLARA DAYALI PARA POLİTİKASI
Dünyanın en büyük bankacılık ve finansal hizmetler gruplarından biri olan Japonya merkezli MUFG’nin Gelişen Piyasalar Araştırma Müdürü Ehsan Khoman ise Hazine ve Maliye Bakanı olarak Mehmet Şimşek’in ve Merkez Bankası başkanı olarak Hafize Gaye Erkan’ın atanmasını, “Güveni tekrar inşa etme ve kurallara dayalı bir para politikası izlenmesi konusunda bir işaret” olarak yorumladı. Khoman şunları söyledi: “Bundan sonraki sürece ilişkin baz senaryomuz politika faizinin yüzde 8.5’ten yüzde 20 seviyesine çıkarılması ve yılın geri kalanı için pozitif reel faiz söylemine dikkat çekilmesi yönünde. Geçmiş dönemi göz önünde bulundurduğumuzda güvenilirliği sağlamak sabır gerektirecek. Ancak son dönemde piyasa dostu atamalar heterodoks önlemlere ilişkin ihtiyacı ortadan kaldırabilir.”
FED FAİZİ SABİT TUTTU
ABD Merkez Bankası Fed, politika faizini yüzde 5-5.25 aralığında sabit tuttu. Piyasanın beklentilerine paralel olarak gelen faiz kararı sonrası ilk tepki olarak ABD borsaları negatife döndü. 15 ay süren para politikasındaki sıkılaşmanın ardından gelen kararın oybirliğiyle alındığı belirtildi. ABD’de üretici fiyat endeksi ise mayısta aylık bazda yüzde 0.3 azaldı. Aylık ÜFE böylece son dört ayın 3’ünde gerileme kaydetti. Beklentilerin altında gelen mayıs ayı ÜFE’si, ülkede enflasyonun çözülmekte olduğuna dair umutları artırdı. ÜFE’de tahminlerin altında düşüşün nedeni olarak akaryakıt fiyatlarının düşmesi gösterildi.