Güncelleme Tarihi:
'BİR işte uzman olmak için en az 10 bin saat çalışmak gerek’ denir. Abdullah Kiğılı 55 yıllık geçmişiyle meşhur ‘10 bin saat kuralını’ 10’a katlayarak perakendede duayyenlik seviyesine ulaşmış bir isim. Babadan kalma dört çalışanlı 100 metrekarelik dükkânı, yıllar içinde erkek giyiminin önemli markalarından biri haline getirdi. Şimdi Kiğılı’nın bin 800 çalışanı, her sabah kapılarını açan 200 mağazası var. Şirketin CEO’luğunu ailenin dördüncü kuşağı, Kiğılı’nın torunu Sena Suerdem yürütse de Abdullah Bey, her sabah kalkıp Gebze’deki fabrikaya gidiyor, tüm gelişmeleri anbean takip ediyor. Kiğılı’ya göre seçimden sonra piyasalarda, ‘güzel bir esinti’ başlamış durumda, deprem felaketinin etkileri de yavaş yavaş atlatılıyor. Bu kadar yıllık tecrübeden sonra işle ilgili yanılma payının artık yüzde 1’lere indiğini vurgulayan Kiğılı, ‘’Ben kendi sektörümün geleceğini çok parlak görüyorum. Güzel günler bizi bekliyor’’ diyor.
Sene başından beri hem deprem felaketi hem seçim geçirdik. Sizin açınızdan nasıldı yılın ilk yarısı?    Â
2022’de sektör olarak müthiş bir yıl yaşadık. Gecikmiş evlilikler, nişan, nikâh törenleri derken smokin satışı patladı. Şubat 2023’e kadar bu süreç böyle devam etti. 6 Şubat’ta bütün Türkiye yasa boğuldu. Binlerce kişiyi kaybettik. Bizim de Kiğılı olarak acı kayıplarımız oldu. Çok zor günler geçirdik. Bu yaklaşık iki ay sürdü. Nisanda biraz işler açılmaya başladı. Seçimden sonra ise çok ciddi bir kabine kuruldu. Ve güzel bir esinti başladı. Şu anda rüzgâr çok sağlıklı esiyor. Piyasalar ümitli. Endişeleri gideren mesajlar veriliyor. Bu da insanlarda bir rahatlık getirdi.
Bu sağlıklı rüzgâr satışlara da yansıdı mı?
Evet işlere tesir etti. Biz de işimize dört elle sarıldık, çalışıyoruz. Daha iyi günlerin, yılların geleceğine inanıyoruz. 1960’tan bu günlere kadar ne krizler atlattım ben. Dünyada krizleri en iyi çözen ülke Türkiye, Türk vatandaşı ve Türk sanayicisi. Bizler krizi en kısa zamanda alt etmenin hesabını çok iyi bilen bir sanayici ve imalatçı grubuyuz. Yani bir yerde bu krizler vız gelip tırıs gider. Şu anda satışlar ciddi artış kaydetti. Cirolar ciddi manada artıyor. Gelecek endişesi yavaş yavaş kaybolmaya başlıyor. Bir de düğündür, toplantıdır her şey seçim sonrasına ertelenmişti. Şimdi o etkinliklerin de meyvelerini toplamaya başladık. Gidişat iyi. Yabancı geldiğinde şaşırıyor, ‘Siz bu krizleri bu kadar kısa zamanda nasıl atlatıyorsunuz’ diye. Neredeyse onlara kurs verecek seviyedeyiz.
Kurdaki artış ne ifade ediyor sizin için?
Öyle zamanlar oldu ki bizim fiyatımız İtalya, Romanya, Sırbistan’daki rakip markaların fiyatlarıyla aynı seviyeye geldi. Avrupalı 10 centi bile arıyor artık. Dolayısıyla mal pahalı geliyor. Öyle olunca işlerde belli bir gerileme başladı. Belli bir müddet yurtdışında para kazanmadık. Şimdi yavaş yavaş yoluna giriyor. Ben kendi sektörümün geleceğini çok parlak görüyorum. Bu yıl 100 milyon Euro ciro hedefliyoruz.
Bu parlak gelecekte turistlerin payı ne olacak sizce?
Biz aşağı yukarı Türkiye’nin 60 vilayetine servis yapıyoruz. Ve bu şehirlerin hepsinde inanılmaz yabancı var. Öyle ummadığın yerlerde, öyle ummadığın ülkelerden yabancılar var ki…. Havalimanındaki mağazamızdan da bu barometreyi ölçüyoruz.
Peki dış pazarlarda durum nasıl şu anda?
Aşağı yukarı bütün Balkan ülkelerinde mağazalarımız var. Orası şu anda krizle boğuşuyor. İtalya da krizde. Mağazalar boşalmaya başladı. Çok önemli markalar iş yapamadıkları içi iflasın eşiğine geldi, konkordato ilan etmeye başladılar. Mağaza kiraları düşmeye başladı. Almanya’da da öyle. Mağazalarımızın olduğu yerlere bakıyoruz, ciddi manada gerileme var. Sırbistan’da iki defa üst üste okulda cinayet oldu. İşler 30 günden fazla durdu. Halk isyan etti. Sırbistan bizim için çok önemli bir yer. Oradaki ilk Türk erkek markası biziz. Beş mağazamız var. Dolayısıyla dışarıda da işler öyle fevkalade iyi gitmiyor.
RAKÄ°BÄ°MÄ°N ELEMANINI ALMAM BOÅžALTTIÄžI MAÄžAZAYA GÄ°RMEM
Türkiye’de erkek giyim markası sayısı oldukça fazla, hepsi iş yapabiliyor mu?
İki yıl evveline kadar hangi AVM’de neresi boşalsa ilk girenler hep erkek giyimciler oluyordu. Bir AVM’nin içerisinde 15 erkek markası olur mu… Oluyor. Şu anda erkek giyiminde 35’e yakın marka var. Ama rakamın bu kadar yüksek olduğu yerde sıkıntılar başlıyor işte. Önümüzdeki bir yıl zarfında marka sayısında ciddi manada eksilmeler göreceğiz. AVM içerisinde iş yapamıyorsan, ciro yapamıyorsan, anında bırakıp gideceksin. Kendine boşu boşuna eziyet etmenin alemi yok.
Elenen rakiplerin mağazalarını alır mısınız?
Ben bu sektörün en eskilerindenim ve abisiyim. Elimden geldiği kadar herkese yardımcı olmaya çalışırım. Gitmeyen markalarda da bana açılıp sorulunca ne yapmam gerekiyorsa yaparım, yol gösterim. Asla rakibimin mağazasına göz dikmem. Onun boşalttığı mağazaya girmem. Rakip markanın elemanını almam. Başkası yapıyorsa Allah yolunu açık etsin. Ben yapmam.
"55 yıldır bu iÅŸi yapıyorum. Kendi iÅŸimde yanılma payım çok azdır. Bu kadar yılda bir sürü teklif geldi, ‘Enerjiye gir, inÅŸaata gir’ diye. Elimin tersiyle ittim. BilmediÄŸim iÅŸe girmem. Borsayla, dövizle, altınla da iÅŸim olmaz. Oradan gelecek kâr kendi iÅŸimden gelsin. Son dört-beÅŸ sene zarfında 12 maÄŸaza kapattık. Eskiden düşünürdüm, ‘Kiğılı maÄŸazası kapanıyor ne demek, millet ne der?’ Kendime bunu yakıştıramazdım. Åžimdi hiç umurumda deÄŸil. Zarar ediyorsa kapat kardeÅŸim. BaÅŸka yerde açarsın, bunda gocunacak bir ÅŸey yok. Asgari ücretteki artış otomatikman yeni bir zam dalgası getirecek. Dolar kurunun artmasıyla da bu kış fiyatlarda bir oynama olacak. Tabii bu artışın tamamını bizim fiyata yansıtmamız mümkün deÄŸil. Çünkü müşteriyi kaybediyoruz. Malımızı daha makul kârlarla satmak mecburiyetindeyiz."Â
AVM’LERDE SESSİZ SEDASIZ EL DEĞİŞTİRMELER BAŞLADI
Mağazacılıkta büyümeyi düşünüyor musunuz?
Ben düşünüyorum da gidecek yer yok. AVM yatırımları bitti. Şu anda Türkiye’de 450 AVM var. Son 10 yılda AVM yatırımı yapan yerli müteşebbisler ciddi bir borcun içinde. Çünkü bu AVM’leri yaparken krediler euro ve dolarla alındı. Karşılığında bizim kontratları gösterdiler. Ama son dört yıldır kiraları TL üzerinden ödüyoruz. Dolayısıyla birçok AVM sıkıntıda. Bu AVM’ler ilk kurulmaya başladığında yatırımın geri dönüşü yedi yıldı, şimdi bu rakam 30 yıla çıktı. Sessiz sedasız el değiştirmeler başladı. Eskilerin borcu bitti ama daha yeni olanların önemli bir kısmı imkân bulursa satacak, kurtulacak. Dolayısıyla biz senede ancak iki veya üç mağaza açarız.
YURTDIŞINDA BÜYÜYECEĞİZ AMA BİZ BÜYÜMEYECEĞİZ
Artık daha çok yurtdışında mı büyüyeceksiniz?
Evet öyle ama biz büyümeyeceğiz. Şöyle yani; biz Kiğılı olarak yeni yatırım yapmayacağız. Kendimiz mağaza açmayı durdurduk. Şu anda yurtdışında 62 mağazamız var. Ama bunların 16’sını biz açtık, diğerleri franchise. Bundan sonra da bu şekilde büyüyeceğiz. Balkanlar, Almanya, Sırbistan, Azerbaycan, Özbekistan, Irak ve İtalya’da varız. Afrika ve Rusya’dan da çok talep var. Bakacağız.
Yurtdışında e-ticarette de büyüyor musunuz?
İki yıldır Almanya’nın en büyük e-ticaret şirketi Zalando’ya ciddi manada mal satıyoruz. Bunun için oradan bir ekip, asgari senede iki defa İstanbul’a geliyor. Koleksiyonu görüp, sipariş veriyor. Bu yaz şirket elemanını Türkiye’ye göndermedi. Çünkü Türkiye’nin deprem tehlikesi içerisinde olduğunu düşünüyorlar. ‘İstanbul depremi’ o kadar çok telaffuz edildi ki, işlerimizi etkiler duruma geldi. Biz koleksiyonun belli bir kısmını oraya götürdük ama maalesef arzu edilen siparişi alamadık.
FB İÇİN CANIMI VERİRİM AMA UZAK BIRAKILDIK
Fenerbahçeli kimliğinizden dolayı müşteri kaybettiğinizi düşünüyor musunuz? Diğer takımların fanatik taraftarları Kiğılı’dan alışveriş yapıyor mu?
Ben fanatizmin içerisinde olan bir insan değilim. Yıllarca Fenerbahçe’nin basın sözcülüğünü yaptım. Hiçbir takıma asla ve kata en ufak bir saygısızlık yapmadım. Bir Japon atasözü vardır; iplikle de olsa kimseyle aranızdaki bağı koparmayın. Bu benim hayatımın düsturudur.Dolayısıyla kimsenin bana karşı bir tepkisi yoktur.
Kulübe dair gözleminiz nasıl?
Taraftar her sene şampiyonluk bekler. Şampiyon olamadın mı muvaffak olamadın demektir.
Peki tekrar görev almak ister misiniz?
Fenerbahçe’den maalesef uzak kaldık. Aslında uzak bırakıldık. Kulübün bu tecrübemden faydalanması lazım ama istemiyorlar. Ben ne yapayım? âşık olduğum bir kulüp. Zamanımı, hayatımı, paramı vermişim. Fenerbahçe için her zaman çalışırım. Canımı bile veririm. Ama artık resmi bir görev almam. İsterlerse danışmanlık veririm, yolunu çizerim, sistemi kurarım.
ORTAKLIK DA OLABÄ°LÄ°R HALKA ARZ DA
Sektöre yabancı yatırımcı ilgisi nasıl, siz tekliflere açık mısınız?
Yabancı yatırımcı şu anda beklemede. Zamanında hepimize çok ciddi teklifler geldi. Biz uzak durduk. Ama inanıyorum ki, tekrar o dönem gelecek. Önümüzdeki yıl bütün Türk perakendecilere bir talip çıkacak. Biz de oturup düşünürüz. Ben bu markaya adımı verdim, soyadımı verdim. O yüzden tamamını kesinlikle veremem. Allah böyle bir şeyi yazdıysa bozsun. Ama ortaklık yapabilirim. Şirketi halka açabilirim. Her şey olabilir.
BENİM GİBİ ADAM TİKTOK’A DÜŞTÜ
HER gün saat 10:00’da Gebze’deki fabrikadayım. Saat 5’te merkeze dönmüş oluyorum. Evim de ofisim de Zorlu Center’da. Burada çok güzel bir ahenk, iyi bir komşuluk var.
SÜREKLİ gittiğim Parle diye bir lokanta var. En büyük hobim orada arkadaşlarla vakit geçirmek. Geçenlerde oraya adıma hapishaneden bir mektup geldi. Adrese Abdullah Kiğılı, Parle Zorlu AVM yazmışlar.
FAZLA sosyal biriyim. Bu hayat tek başına çekilmez. Hayat paylaştıkça güzel. Heyecanını da mutluluğunu da servetini de paylaşacaksın.
AĞIR bir ameliyat geçirdim. Hâlâ belimden tedavi sürecindeyim. Fazla gezemiyorum. Ama hayattan kopmam. Dünyadaki bütün hareketleri iyi takip ediyorum.
MORALİMİ hep yüksek tutuyorum. Lugatımda ‘keşke’ diye bir laf yoktur.
ALLAHIN gücüne çok inanırım. Rabbim beni çok destekledi. Hâlâ da ‘Yürü ya kulum’ diyor. Ben de yürüyorum.
BENİM gibi adam Tiktok’a düştü. Bakıyorum orada röportajlarım da çok paylaşılıyor.
ARADA Türk dizilerini izliyorum. En son Kızılcık Şerbeti’ni bitirdim. Bülent Eczacıbaşı’nın kitabını okudum.
ABDULLAH KÄ°ÄžILI KÄ°MDÄ°R
1943 yılında Malatya’da doÄŸan Abdullah Kiğılı, dokuz yaşında ailesinin Ä°stanbul’a göç etmesiyle birlikte orta ve lise öğrenimini Ä°stanbul Erkek Lisesi’nde tamamladı. Çocuk yaÅŸtan itibaren tekstil sektöründe çalışmaya baÅŸlayan Kiğılı, dede ve baba mesleÄŸi olan kumaÅŸ ticaretini sürdürerek, Kiğılı markasının da temellerini attı. 1960’lı yıllara kadar erkekler için takım elbiselik kumaÅŸ satan maÄŸaza, 1965 yılında ilk gömlek imalatını gerçekleÅŸtirerek, hazır giyim iÅŸine girmiÅŸ oldu. Ardından da markanın maÄŸazalaÅŸması baÅŸladı. 90’lı yıllarda Türkiye Futbol Federasyonu BaÅŸkanlığı ve Fenerbahçe BaÅŸkan VekilliÄŸi görevlerini de yürüten Abdullah Kiğılı, Ä°stanbulspor, GüreÅŸ Federasyonu, Kayak Federasyonu ve Futbol Federasyonu’nda da yöneticilik yaptı.Â