Güncelleme Tarihi:
Batu Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Taner Ankara, yabancı firmaların sektöre ilgisinin her geçen gün arttığını belirterek, ihraç taşımalarının bir yıllık dönemi incelendiğinde Türkiye plakalı araçların sefer sayısında yüzde 0,2'lik bir artış yaşanırken, yabancı plakalı araçların sefer sayısında yüzde 10'luk bir artış gözlendiğini kaydetti. Ankara, "İhraç taşımalarında Türkiye plakalı araçların pazardan aldığı pay 2011 yılında yüzde 82 düzeyindeyken 2012 yılında
bu oran yüzde 81'e düştü. Böylelikle yabancı plakalı araçların aldığı pay yüzde 19'a yükseldi" bilgisini verdi.
Türkiye lojistik sektörünün son dönemde hızla ivme kazandığına dikkati çeken Ankara, "Yabancı firmalar da Türkiye'deki pazar paylarını artırıyor. Yabancı firmalar yerli firmalara göre yüzde 9.8 daha hızlı büyüyor. Bu durum uzun vadede yerli firmalar için sorun olabilir" ifadesini kullandı.
Ankara, "Kota, vize gibi maliyet artırıcı etkenler, özellikle Avrupa ülkelerine yönelik taşımalarda yabancı plakalı araçlar karşısında yerli firmaların rekabet gücünü azaltıyor" dedi.
Taner Ankara, bu durumun önüne geçmek için dernekler ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın organize olarak ciddi atılımlar yapması gerektiğini belirtti.
Türk plakalı araçların 2011'de sefer sayılarının 1 milyon 190 bin 449 olduğunu geçen yıl ise yüzde 2'lik artışla 1 milyon 192 bin 521'a yükseldiğini aktaran Ankara, "Yabancı plakalı araçların sefer sayılarıysa 2011'de 257 bin 503 seviyesindeydi. Geçen yıl ise yüzde 10 oranındaki ciddi artışla 283 bin 704 oldu" diye konuştu.
YATIRIMLAR OLUMLU SONUÇ VERDİ
Lojistik sektörünün Türkiye'nin en hızlı gelişim gösteren sektörlerinden biri olduğuna dikkati çeken Ankara, "Sektörün son yıllarda yakaladığı ivme, Dünya Bankası'nın iki yılda bir hazırladığı 'Lojistik Performans Endeksi'nde de fark edildi. Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı'nın son yıllarda hayata geçirdiği alt yapı yatırımları olumlu sonuçlar vermeye başladı. 2010'da 155 ülke arasında 39'uncu sırada olan Türkiye'nin altyapı indeksi, 2012'de 25'ciliğe yükseldi" şeklinde konuştu.
Ankara, "Lojistik hizmetlerinin kalitesi ve lojistik yetkinlik sıralamasındaki yeri ise, 37'den 26'cılığa gelerek olumlu bir grafik çizdi. Türk lojistik sektörünün gelecek yıllarda listede daha yukarılara çıkacağına inanılıyor. Çünkü hükümetin 2023 yılına kadar 45 milyar doları demiryolları olmak üzere ulaştırmaya 110 milyar doların üstünde altyapı yatırımı yapma planı bulunuyor. Hızlı Tren hatları, konteyner terminalleri ve hava limanları bu projelerin içinde bulunuyor" değerlendirmesini yaptı.
6 MİLYAR DOLARI BULAN EK MALİYET
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener ise "Tam üyesi olmaya hazırlandığımız Avrupa Birliği ülkeleri tarafından Türkiye ile o tarihteki Avrupa Topluluğu arasında 50 yıl önce kurulmuş olan ortaklık ilişkisi ve 1996 yılından bu yana süregelen Gümrük Birliği ilişkisinin mevcudiyetine rağmen, serbest dolaşımdaki ihracat yükünü taşıyan tırlarımıza uygulanan taşıma kotaları nedeniyle Türk nakliyecileri ciddi sorunlar yaşamaktadır" tespitini yaptı.
Şener, şunları kaydetti:
"Nakliyecilerimize tahsis edilen geçiş belgesi kotalarının kısıtlı olması nedeniyle, özellikle AB ülkelerine yönelik ihraç taşımalarımızda sağlanan artış, ne yazık ki, son yıllarda Türkiye'nin ihracatındaki kayda değer yükselişin gerisinde kalmakta; Türkiye - AB ticaret hacmi Türkiye'nin aleyhine olmak kaydıyla, yeterince gelişememektedir. Ülkemizin ihracat performansı ile taşıma sayılarını karşılaştırdığımız zaman da görmekteyiz ki; AB ülkeleri tarafından ülkemiz nakliyecilerine tahsis edilen geçiş belgesi kotalarında yıldan yıla yapılan cüzi ya da önemli miktardaki artışlar, bu ülkelere yönelik ihracat artışımızı karşılamaya, taşımaya yetmemektedir."
Başta AB ülkeleri olmak üzere 43 ülkenin uyguladığı taşıma kotaları nedeniyle Türkiye'den sevk edilen malların varış ülkelerine en ekonomik yolu takip ederek ulaşamadığını dile getiren Şener, sözlerine şöyle devam etti:
"Transit geçişler dolambaçlı ve masraflı şekilde gerçekleşebilmektedir. Bu durum, sonuçta Türkiye'nin ihraç ürünlerinin AB ülkelerindeki alıcılarına daha pahalı ve geç ulaşmasına neden olmaktadır.
Doğuş Üniversitesi ile gerçekleştirdiğimiz bir araştırmada, geçiş belgesi sıkıntısından dolayı aksayan taşımalar, sınır beklemeleri ve teslimatlarda yaşanan gecikmelerin ihracatçılarımıza ve sanayi malı üreticilerimize yıllık 6 milyar doları bulan bir ek maliyet getirdiği ortaya çıktı. Dolayısıyla, burada saptadığımız en önemli husus şudur: Türk taşımacılarına karşı uygulanmakta olan kotanın esas muhatabı, başta 24 AB ülkesi olmak üzere, kota uygulayan ülkelere ihraç edilen sanayi ürünlerimizdir."
Avrupa taşımalarında yaşanan geçiş belgesi (taşıma) kotaları ve sürücü vizeleri gibi tarife dışı kısıtlamaların, Türk nakliyecilerinin pazar payının da son yıllarda giderek erimesine yol açtığını vurgulayan Şener, "Adeta sektörde bir kan kaybı yaşanmaktadır. Batı sınır kapılarımızdan gerçekleşen ihracatta, son 10 yılda nakliyecilerimiz yüzde 10'a varan pazar kaybı yaşadı. İhraç taşımalarımızdaki yabancı payı, kota ve vize gibi sıkıntıları olmayan yabancı nakliyeciler lehine hızla artıyor" diye konuştu.