Güncelleme Tarihi:
Güneş, rüzgar ve biyoenerji, küresel çapta uzun zamandır ciddi projelerin gerçekleştiği bir piyasa haline geldi. ABD, İngiltere, Çin ve Japonya gibi dünyanın büyük ülkeleri, yeşil enerji olarak tanımlanan bu kaynakları hükümet teşvikleriyle destekliyor.
Türkiye’de ise her ne kadar rüzgar enerjisi alanında daha ciddi bir ilerleme kaydedilse de güneş enerjisi konusunda yasal bazı engeller bulunuyor.
Yenilenebilir enerji alanında Türkiye’nin önemli şirketlerinden olan GSR Enerji’nin Genel Müdürü İsmail İnci ile, yenilenebilir enerjinin Türkiye’deki varlığı, devam eden projeler ve özellikle güneş enerjisinin geleceğini konuştuk.
Küresel çapta yenilenebilir enerji alanındaki faaliyetlerin arttığı bir süreçteyiz. Türkiye’de bu alanda neler gerçekleşiyor? Özel sektörün yenilenebilir enerji piyasasından beklentisi ne?
İbrahim İnci: Açıkçası en önemli şeylerden bir tanesi hükümet politikası, bürokrasi. Artık adını ne koyacaksak… Maalesef şu aşamada yapılması gereken çoğu şeyin tamamlanmadığını görüyoruz. Bu da yenilenebilir enerji faaliyetlerinin tüm Türkiye’ye yayılmasını engelliyor. Örnek vermek gerekirsek, yenilenebilir enerji konusunda öncü ülkeler Almanya ve İspanya’yı dikkate alabiliriz. Bu ilki ülke yaklaşık 30 yıldır bu işin içinde. 1991’de yenilenebilir enerji İspanya’da bir üniversite projesi olarak başladı. Avrupa’nın güneş enerjisi alanında en büyük üretim şirketlerinden biri olan Isofoton, bir İspanyol şirketi. Aslında yola bir üniversite projesi olarak başladılar ancak şimdi bu işten en çok kar edenler arasında yer alıyor.
Yenilenebilir enerji konusunda Türkiye’deki en büyük eksik ne?
İnci: En büyük eksik, Almanya ve İspanya gibi ülkelerde küçük çaplı girişimcilerin bile kar edebildiği, şebeke sistemi. Yenilenebilir enerjinin her kademesi yurtdışında direkt olarak, birden fazla kullanıcının faydalanabileceği bir şebekeye bağlanıyor. Yani siz, evinizde ya da apartmanınızın bahçesine ya da otoparklarına yerleştirdiğiniz güneş panellerinden elektrik üretip, bundan kar eder hale gelebiliyorsunuz.
Siz kullanmasanız da ürettiğiniz elektriği satarak para kazanabiliyorsunuz. Ortak şebekenin olması yatırım maliyetlerinde yüzde 30-40’lık bir düşüşün yaşanmasını sağlıyor. Akü kullanmıyorsunuz, bu şekilde aküden tasarruf ediyorsunuz.
Şebekeye verdiğiniz elektrikten kar ediyorsunuz. Yani siz ürettiğiniz elektriği şebekeye pahalıya satıp, siz kullanacağınız zaman ucuza satın alıyorsunuz.
İnci: Aslında her türlü yönetmelik çıktı. Maalesef hala, sadece lisanslı ya da büyük yatırımcıların işine yarayacak tarzda bir sistem kuruluyor. Sade vatandaş ya da küçük çaplı yatırımcılar olarak şu aşamada ortak şebeke sistemine başvuramıyorum. Çünkü bürokratik ya da yasal süreç devam ediyor. Türkiye’de onlarca şirket devletin yenilenebilir enerji alanındaki düzenlemelerinin tamamlanmasını bekliyor.
Orada da şöyle bir açık söz konusu: Çift yönlü sayaç meselesiyle alakalı bürokraside bazı engeller var. Çift tarafa mı KDV’lendirilecek yoksa tek tarafa mı? Bu aşamada bir fikir birliğine varılamadı.
Peki yönetmelik de şu aşamaya kadar nasıl bir yol kat edildi?
İnci: Yönetmeliğin güzel yanlarından biri saatte 50 KW üretime kadar herhangi bir sınırlama getirmemesi. Yenilenebilir enerji alanında saatte 50KW’ye kadar üretim yapabilirsiniz.
Saatte 50 KW demek, aynı anda 50 tane su ısıtıcısının çalışması demek. Bir evin günlük elektrik ihtiyacı, ortalama olarak en fazla günlük 3.5 ya da 4 KW. 50 KW oldukça ciddi bir rakam. Altı saat güneş aldığınızı düşürseniz, bir köyün bütün elektriği karşılanabilir.
Şu anda günde 50 KW üretim yapan kurumlar var mı?
Â
İnci: Ne yazık ki yok. Kurulum maliyetleri göz önüne alındığında yatırımların büyük çaplı ya da profesyonel amaçlı olduğu görülüyor. Aslında bürokratik engeller aşılırsa, küçük çaplı üretime geçecek binlerce girişim var. Piyasa açıldığı zaman talep patlaması olacak.
50KW üretim için ne kadar bir yatırım gerekli?
İnci: 50KW aslında oldukça büyük bir rakam. Sanayi üretimleri filan için gerekli olabilir. Ancak sade bir vatandaş 4,5 KW'lik üretim yapacak paneller alabilir. 10 KW paneller olarak düşünürsek, bu iş için 40 bin euro gibi bir paraya ihtiyacınız olacaktır. 10 KW panellerle, 5 saatlik güneşlenme yaparsanız, 50KW elektrik elde ederseniz.
Ne kazanacağım?
Â
İnci: Buradan kazandığınız rakam, günlük 5KW üretseniz, 50KW olacak. Bunun 45 KW’sini, 13.3 dolardan satabilirsiniz. Bu şekilde yeşil enerji teşvik edilmiş oluyor.
Â
Şu anda yenilenebilir enerjide yatırımlar ne yönde?
İnci: Şu anda herhangi bir şebekeye ihtiyaç olmayan alanlarda yatırımların gerçekleştiği görülüyor. En güzel örneği, İstanbul Belediyeler Bakım Ulaşım Sanayii ve Ticaret A.Ş’nin (İSBAK) trafik lambaları. Dikkatle bakarsanız, lambaların yanlarında flaşörler vardır. Şebekeyle çalışmıyor. Türkiye’de sadece bu aşamada işler yapılabiliyor. Türkiye’de en büyük kuruluş, saatte 42 KW üretim yapabiliyor. Aslında 42 KW yurtdışındaki üretim göz önüne alındığında utanılacak bir rakam.
Yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösteren kaç şirket var?
Â
Ne kadar yatırım yapılıyor?
İnci: Açıkçası bu sektördeki bütün şirketler, yönetmeliğin geçmesini bekliyor. Hazırlıklarını tamamladı birçoğu ancak net rakamları söyleyemem. Piyasa yeterli doygunluğa geldi. Artık harekete geçmeyi bekliyor. Piyasa birden açılınca talep karşılanamayacak. Talep patlaması yaşanacak.
Güneş enerjisi potansiyeli nedir?
İnci: Türkiye, güneş enerjisi konusunda oldukça yüksek potansiyeli olan bir ülke. Türkiye, Avrupa’nın güneşlenme oranı en yüksek ülkelerinin başında geliyor. Bu konuda İspanya ile aynı kefeye bile konabiliriz. Ancak Almanya’nın iki katı kadarız. Almanya bu kadar düşük güneşlenme oranına sahipken, bu kadar büyük çaplı yatırımlar yapıyor. Bu yüzden Almanya’nın örnek alınması gerekiyor.
Hangi bölgelere yönlenilmeli? Â
Â
İnci: Güneş panellerinden en fazla verimin alınacağı yerlere. Güneşi fazlasıyla alan ancak soğuk olan yerler. Yüksek alanların tercih edilmesi gerekiyor. Adana mı Van mı derseniz, akıllara ilk tercih Adana gibi gelse de aslında verim Van’dan alınacaktır. Güneş panellerinin olduğu yerde nemin olması pek de tercih edilir bir şey değil. İki şehri sadece örnek olarak veriyorum. Ancak Türkiye’nin herhangi bir noktasının Almanya’dan daha fazla güneş aldığını belirtmek isterim.
Dezavantajları nelerdir güneÅŸ enerjisinin?           Â
İnci: Güneş enerji panellerinin çevreye verdiği hiçbir zarar yok. Rüzgar türbinleri gibi değil. Büyük rüzgar türbinleri kuşları öldürüyor ancak güneş panellerinde böyle bir şey risk yok.
Güneş panellerinin ömrü kırk yıldır. Ekonomik ömrüyse 25 yıl. Geri dönüştürülebilir malzemeden üretilir. Bakım yapmanız bile gerekmiyor. Sadece temizliği yapmanız yeterli. Rutin bir bakıma ihtiyaç yok. Oldukça düşük bir bakım maliyeti var. O da panelleri değil sistemi kontrol edecektir.
O zaman yenilenebilir enerji sektöründe büyük çaplı istihdam olanaklarının gerçekleşeceğini söyleyebiliriz değil mi?
İnci: Kesinlikle. Elektrik şebekesi kurulacak, sayaç imalatı gerçekleşecek, montaj yapılacak. Az da olsa bakım yapacaklar olacak. Elbette bürokratik engellerin aşılması durumunda açılacak şirketler sayısına göre, en az 50 bin kişiye istihdam sağlanabileceğini tahmin edebiliriz.
Nükleer enerjiyle, güneş enerjisi alanında bir kıyaslama yapılabilir mi?
Kesinlikle hayır. Türkiye’nin tamamını güneş panelleriyle kaplasanız bir nükleer santralden elde edilecek elektriğe ulaşamazsınız."
Â
GSR kaç yıllık bir şirket?
Ä°nci: Çok yeniyiz. Mayıs 2010’da kuruldu. Ancak 3 yıldır bir fiil bu iÅŸin içindeyiz. Åžu anda protitip imalatımız var güneÅŸ enerjisi alanında üretim yapmıyoruz. Rüzgar türbinleriyle ilgili dağıtım ÅŸirketi olarak çalışıyoruz. Åžebekesiz ürünlerin akülerini ve LED ekranlarının tedarikini saÄŸlıyoruz.Â
Siz ne kadar yatırım yaptınız bu üç yıl içinde?
Ä°nci: Åžu anda kadar 10 milyon TL kadar. Geri dönüşünü bekliyoruz, piyasanın açılmasını bekliyoruz. Türkiye ÅŸartlarına uygun bir Ar-Ge çalışması içindeyiz.Â
Yabancı yatırımcıların Türkiye’deki yenilenebilir enerji sektörüne bakışı nasıl?
İnci: Kocaman gözlerle baktıklarını söyleyebilirim. İnanılmaz hevesliler. Bizimle de bağlantıya geçen çok sayıda firma var. Piyasa açıldığı anda büyük çaplı, milyon dolarlık projeler olacağını söyleyebilirim.
Türkiye’de üretici ve yatırımcıyı teşvik edecek kararlar alınmıyor ne yazık ki. Seçimlerden sonra yönetmeliğin geçmesi gerektiğini düşünüyoruz.