Güncelleme Tarihi:
Türkiye’de en fazla döviz girdisi sağlayan sektörlerden biri olan turizm, depremle birlikte kısa süreli de olsa sekteye uğradı. Sektör temsilcileri şubat ayında rezervasyon iptallerinin yaşandığını belirterek; yurtdışında Türkiye’ye pozitif ayrımcılık yapılması yönünde çalışmalara başladı.
Sultanahmet, Gülhane ve Topkapı’da konuştuğumuz yabancı turistler, depremin ardından Türkiye’yle ilgili haberleri takip ettiklerini ve bölgenin İstanbul’a uzak olduğunu gördüklerinde planlarını ertelemekten vazgeçtiklerini belirtiyor. Hindistan’dan ABD’ye, İspanya’dan İran’a kadar farklı bölgelerden gelen turistler için TL’deki değer kaybı nedeniyle yaşanan fiyat avantajı, tercih sebebi olarak öne çıkıyor.
REZERVASYONLAR DURMUŞTU
Türkiye’nin turizmde bu yılki hedefi 60 milyon turist ve 56 milyar dolarlık turizm gelirine ulaşmak. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre, şubat ayında Türkiye’ye 1.9 milyon yabancı ziyaretçi geldi, yıllık artış yüzde 21 ile sınırlı bir seviyede kaldı. Yine bakanlık verilerine göre, yılın ilk 2 ayında yabancı ziyaretçi sayısı ise yaklaşık 4 milyon oldu.
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, depremin rezervasyonların durduğunu; mart ayıyla yavaş yavaş hızlanmaya başladığını belirtmiş; yurtdışındaki acentalarla bu yıl yapacakları satışlarda Türkiye’yi ilk sırada önererek pozitif ayrımcılık yapılması yönünde iletişimde olduklarını söylemişti.
YAZIN REKOR GELEBİLİR
Prontotour Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran da yabancı ziyaretçi sayısında depremin mayıs ayına kadar etkisinin görülebileceğini söyledi. Onaran, yaz ayları için ise turist sayısında rekor seviyelere ulaşılabileceğini ifade etti: “Deprem, rezervasyonları mayıs ayına kadar büyük ölçüde etkiledi. Bu dönemde rezervasyonlarda yüzde 30’ları geçen iptaller yaşandı. Şu anda fuarlardan gelen talepler ve uçak seferlerine ilişkin aldığımız bilgiler, yaz aylarının iyi gideceği yönünde. Daha önce de deprem nedeniyle İtalya’dan Irak’a kadar biraz da destek olmak için satışları Türkiye’ye yönlendirdiklerini söylüyorlardı. Gündem dışı gelişmeler olmazsa rekor bir yaz yaşayabileceğimizi düşünüyorum.”
‘TÜRKİYE’Yİ TAVSİYE EDECEĞİZ’
- ABD’den gelen Monica ve Synthia 9 gün boyunca Türkiye’de kalacaklarını ve İstanbul dışında Antalya’ya ve Kapadokya’ya da gideceklerini söyledi: “Buraya gelmeden önce depremi duyduğumuzda biraz korkmuştuk, haberleri izlediğimizde deprem bölgesinin İstanbul’a ve diğer şehirlere çok yakın olmadığını gördük. Türkiye’nin kültürü ve yemekleri en iyi taraflarından biri. Ayrıca fotoğraf çekmeye çok uygun, tarihi birçok yer var. ABD’ye döndüğümüzde de arkadaşlarımıza Türkiye’yi ziyaret etmeleri için tavsiyede bulunacağız.”
‘DEPREM PLANIMIZA ENGEL OLMADI’
- İran’dan İstanbul’a ailesiyle tatile geldiğini söyleyen Maria, “Planımızı turla yapmıştık, deprem nedeniyle de iptal etmedik. Daha önce Türkiye’ye 4 kez geldim ama İstanbul’a bu ilk gelişim. İstanbul çok gürültülü, yoğun bir trafik var, polis ekiplerini çok sık aralıklarla görüyoruz. Ancak insanlar oldukça pozitif ve yemekler çok güzel. İstanbul’da şehir yönetimi ve turizm açısından iyi bir sistemin yerleştiğini düşünüyorum” dedi.
‘FİKRİMİZ DEĞİŞMEDİ’
- ABD’de öğrenci olarak okumaya hazırlanan Julia Hun, ailesiyle İstanbul tatilini kısa zamanda planladıklarını ve deprem bölgesinin İstanbul’a uzak olduğunu öğrendiklerinde fikirlerinin değişmediğini söyledi.
‘TATİLE DE GELECEĞİZ’
- Hindistan’dan çocuklarının katılacağı liselerarası Robotics Competition için geldiklerini söyleyen aileler: “Depremi duyduk ama İstanbul’un etkilenmediğini biliyorduk. Deprem felaketini yaşayan herkes için iyi dileklerimizi iletiyoruz. Toplam 10 gün kalacağız, Türkiye’ye tatil için gelmeyi çok isteriz.”
TÜRKİYE ÇOK UCUZ
- ABD’den cruise turuyla gelen bir aile ise Türkiye’nin onlar için ucuz olması nedeniyle öne çıktığını belirtti.
BU KADAR OLUMSUZLUKTAN SONRA ‘ŞERBETLENDİK’
Peki Türkiye, terör saldırılarına, pandemiye ve doğal afetlere rağmen turizmde nasıl bu kadar çabuk toparlanma sağlayabiliyor?
Ali Onaran, turizmcilerin arka arkaya yaşadığı pek çok olumsuzluktan sonra adeta ‘şerbetlendiğini’ belirterek, “Tercih edilmemizin birden fazla sebebi var. Olumsuz gelişmelerin ardından hızlı tedbir alıyoruz, şartlara uyum sağlıyoruz. O kadar çok kriz yaşıyoruz ki artık nasıl başedeceğimizi biliyoruz. İkinci olarak rakiplerimize göre uygun fiyatlı ve ucuz olmamızın etkisi de tabi ki var. Coğrafi konumumuz da avantaj ama bu sadece Türkiye için geçerli değil, İspanya’ya gelen turistlerin yüzde 60’ı 4 komşusundan geliyor. Bizim de yüzde 60 turizm potansiyelimiz ilk 5 ülkeden. Bir anlamda Türkiye yıllar içinde vazgeçilmez oldu. Önce Antalya, sonra İstanbul ve Kapadokya kendini tanıttı. Bize sadece düşük gelirli turistlerin geldiğini çok kabul etmiyorum. Sadece Türkiye’de daha az para harcatabiliyoruz. İspanya’ya giden tatilci daha çok para harcıyor, biz daha uygun fırsatlar sunabiliyoruz” dedi.
HERKES ARADIĞINI BULUYOR
Sektör temsilcilerine göre Türkiye’nin ucuz olması, hem büyük şehirlere hem doğal güzelliklere hem de tarihi yapılara sahip olması, sağlık turizminde önemli bir atağa kalkması hızlı toparlanmada oldukça etkili. Ayrıca farklı medeniyetlere ve yemek kültürüne sahip olan Türkiye’nin turizmdeki hizmet kalitesi de fiyat performans açısından ülkeyi tercih listelerinde yukarı taşıyor. Turizmcilere göre kriz dönemlerinde Türkiye’nin yurtdışında yaptıkları tanıtımlar, fuarlardaki yüzyüze görüşmeler ve uluslararası fenomenlerin iyi deneyimlerini paylaşması da atlanamayacak bir faktör.
‘TEK EKSİK EĞLENCE’
- İspanya’dan Türkiye’ye Erasmus değişim programıyla gelen ve Hacettepe Üniversitesi’nde İşletme bölümünde okuyan üniversite öğrencileri, Madrid’den gelen arkadaşlarıyla İstanbul’a kısa bir tatil için geldiklerini söyledi. Depremle ilgili gelişmeleri takip ettiklerini ama bu durumun tatil planlarını etkilemediğini söyleyen grup Türkiye’yle ilgili şu yorumu yaptı: “Türkiye’nin en avantajlı tarafı oldukça ucuz olması. Yemekleri çok lezzetli. Bir İspanyol olarak Türkiye’de İspanyol müzikleri dinleyebileceğimiz ve eğlenebileceğimiz mekânların olmasını isterdik ancak böyle alternatif ne yazık ki yok.”