Güncelleme Tarihi:
Bankalarda yönelik ‘Kasırga Operasyonu’nun yarattığı tedirginlik dün piyasalarda paniğe dönüştü. Gecelik faizler yüzde 250'ye kadar çıktı. Yabancı yatırımcılar ellerindeki bonoları satıp, hızla dövize döndü. Merkez Bankası, piyasayı sakinleştirebilmek için bir günde 1.5 milyar dolar satmak zorunda kaldı.
Bankacılık sektörüne yönelik sürdürülen Kasırga Operasyonu'nun yarattığı tedirginlik, Türkiye'yi yapay bir mali krizin eşiğine getirdi. Dün piyasalarda başlayan panik havası, tam anlamıyla ‘‘faizle tehlikeli dans’’a dönüştü. Gecelik faizler yüzde 250'lere fırladı. Merkez Bankası, paniği bastırabilmek için bir günde 1.5 milyar dolarlık döviz satmak zorunda kaldı. Arjantin'deki gelişmeleri de dikkate alan yabancı yatırımcılar, ‘‘bir darbe de Türkiye'de yemeyelim’’ anlayışıyla son birkaç günde ellerindeki bono ve tahvilleri satıp, 2.5 milyar doları Türkiye'den çıkardı.
Piyasaları tedirgin eden gelişmelerin tamamen ortadan kalkmamış olmasına rağmen, dün akşam saatlerinde faizler yüzde 45-50 aralığına indi. İlk seansında yüzde 8 kayıpla 10 bin 300 seviyelerine kadar düşen borsa endeksi de ilk seansın sonlarından itibaren toparlanmaya başladı ve bu eğilimini günün ikinci seansında da sürdürüp günü yüzde 2.13 artışla bitirdi.
DÜN SABAH
Dün sabah, bono piyasası, pazartesi ve salı günündeki gibi yoğun satıcılı açıldı. Sabah bankaların bono satışı gerçekleştirip Merkez Bankası (MB)'ndan yoğun şekilde döviz aldıkları gözlendi. İlk bir saat içinde MB'den 55 milyon dolar düzeyinde döviz alışı gerçekleştirildi. TL, piyasasında aşırı sıkışma yaşanması gecelik faizleri önceki gün görülen en üst nokta olan yüzde 105'in de üzerine çıkartarak yüzde 180'lere kadar dayandırdı.
TL piyasasının son derece sıkışık olduğu bu anlarda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından yönetilen bankaların TL piyasalarına girerek sıkışıklığı artırmamaları için bu bankalara TMSF kaynaklarından banka başına 25-50 trilyon lira arasında nakit aktarım yapılacağı bildirildi. Ancak akşam kapanış saatine kadar TMSF yönetimi altındaki bankalara sözü edilen kaynak aktarılmadı.
Sabah saatlerinde bono satışının yoğunlaşması, TL piyasasının sıkışması ve gecelik faizlerin fırlamasıyla İMKB, yüzde 8 gerileyip 10 bin 300'lü puanlara kadar geldi.
Bu andan itibaren Hükümet, Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığı en yetkili ağızlardan yaptıkları açıklamalarla piyasaları rahatlatmaya çalıştı. Merkez Bankası'nın bütün döviz ve TL taleplerini karşılayacağı piyasalara bildirildi ve sakin olunması talep edildi. Yapılan açıklamalarda üzerinde durulan üçüncü unsur piyasalara hakim olan söylentilere itibar edilmemesi de istendi.
PİYASALAR TOPARLANDI
Özellikle Merkez Bankası'nın piyasalardaki sarsıntıların karşısında sağlam duracağını göstermesi piyasalardaki sarsıntıyı durdurdu. Gecelik TL faizlerinin yüzde 250 seviyelerine ulaşmasından sonra piyasalara para enjekte edilmesi ve bankaların birbirlerinden TL ihtiyacını karşılamasına imkan tanınması faizlerin akşam saatlerinde yüzde 45-50 bandına çekilmesi sonucunu doğurdu.
Ecevit: İyi niyetli olan endişelenmesin
BAŞBAKAN Bülent Ecevit, önceki gün öğle saatlerinde yaptığı açıklamanın piyasaları rahatlatma konusunda yeterli olmaması üzerine, dün daha güçlü ifadelerle ‘ikinci yatıştırıcı açıklamasını’ yaptı. Ecevit, iyi niyetli girişimcilerin, bazı yolsuzluklara karşı uygulanan yaptırımlar nedeniyle kaygı ve tereddüte kapılmamalarını istedi. Ecevit, şunları söyledi: ‘‘Bankacılık sistemi, ülke ekonomisine hizmet edecek güçlü, sağlıklı bir mali yapıya kavuşmaktadır. Bu nedenle, bazı çevrelerin, tümüyle kişisel çıkar amaçlı dedikodularına itibar edilmemelidir. Hükümetimiz, yapıcı girişimlerin yanındadır ve her zaman yanlarında olacaktır.’’
Bankacılar: Faiz paranoya yüzünden patladı
BANKACILAR, Hükümet'te de büyük kaygı yaratan faiz oranlarındaki yükselişe yol açan nedenlerin başında, mali sektörde yaygınlaşan, ‘‘Bugün kim hapse girecek, hangi banka batacak?’’ soruları ve artan dedikoduların giderek ‘sektörel bir paranoya’ya dönüşmesi olduğu yorumunu yapıyor.
Bankacılar, faizlerin, likidite sıkıntısı nedeniyle yükseldiğine dikkat çekerek, ‘‘Likidite sıkıntısının tek sebebi de huzursuzluktur. Bu huzursuzluk nedeniyle, paraya ihtiyacı kuruluşlar para bulamıyordur. Veya birbirlerine açtıkları kredi limitlerini durdurmuşlardır’’ değerlendirmesini yaptılar.
Üst düzey bir bankacı, ‘‘Bankacıyım demek ayıp hale geldi. Neredeyse (Ne iş yapıyorsun) diye sorduklarında (Ayıptır söylemesi bankacıyım) diyeceğiz. Buna izin verilmemesi lazım’’ dedi.
Bankacılık çevreleri, şu anda IMF ve Dünya Bankası ile ciddi bir sorun yaşanmadığına ve programa gayet uygun ‘‘sıkı bir bütçe' yapıldığına dikkat çekerek, faizlerin yükselmesinin ‘tamamen psikolojik huzursuzluk ortamından' kaynaklandığını vurguladı. Mali sektördeki operasyonların ardından başlayan dedikoduların sisteme büyük zarar verdiğini ifade eden bankacılar, ‘‘Bütün bankacılık sektörüne yönelik bir güvensizliğe meydan verilmemesi gerekiyor. Ya dedikodular son erdirilmeli ya da bu dedikoduların temeli varsa gerekli önlemler alınmalı. Ama bu huzursuzluk sürdükçe, faizler inmez’’ diye konuştular.
Hurrem ŞATIROĞLU
Neden bu duruma gelindi?
Bankaların döviz pozisyonlarını kapatacakları biliniyordu. Bu nedenle geçen ay yüzde 36'lar seviyesinde olan faizlerin yüzde 45'lere kadar çekileceği tahmin ediliyordu.
Ancak, bir yandan bankalar hakkındaki söylentiler, diğer yandan uluslararası piyasalardaki gelişmeler Türkiye'deki yabancıları da harekete geçirdi.
Özellikle kısa vadeli pozisyon tutan yabancı yatırımcılar pozisyonlarını kapatıp Türkiye'den çekilme kararı aldı. Bankaların döviz pozisyonlarını kapatma eğilimiyle yabancıların Türkiye rİskini daraltma eğilimi aynı ana denk geldi. Bu nedenle bankalar ellerindeki bono pozisyonlarını değiştirmek yerine kapatmak zorunda kaldı.
Zarar edileceğinin bilinmesine rağmen yoğun bono satışları gerçekleşmeye, bunun karşılığında Merkez Bankası'ndan döviz alınmaya başlandı. Bu durum, zaten daralacağı bilinen TL piyasasının biraz daha fazla daralmasına ve faizlerin fırlamasına neden oldu.
Bankalar hakkında sona ermeyen ve sürekli olarak kalıp değiştirerek ortaya atılan söylentiler yerli yatırımcıları tedirgin edince tahminlerin tamamı abartılı şekilde gerçekleşti ve dün itibariyle gecelik faizler yüzde 250'ye kadar çıktı.
Türkiye'de yaşanan üç günlük gelişmeler, Türk finans kurumlarının yurtdışından borçlanmasını zorlaştırabilir.
Bugün ve yarın bankaların döviz talebinin sürmesi Türkiye'nin küçümsenmeyecek bir kriz karşısında olduğu mesajını verecek.
Merkez Bankası dünkü talepleri karşıladı. Ancak bir para kurulu gibi çalıştığından ve net iç varlıklar dengesini korumak zorunda olduğundan faizlerle ve dövizlerle fazlaca oynayamayacak. Bunun sonucunda piyasalardaki dalgalanmalar uzun süre dayanamayacak.
Tezgah altı faiz yeniden ve yoğun olarak uygulanmaya başlanacak. Tezgah altı yıllık faiz yüzde 50 bandının üzerine çıkabilecek.