Ya Betil, ya biz noktasındaydık

Güncelleme Tarihi:

Ya Betil, ya biz noktasındaydık
Oluşturulma Tarihi: Nisan 09, 2002 01:49

TEGV'in yeni Başkanı Cengiz Solakoğlu, yeni yapılanma hedeflerini anlatırken, İbrahim Betil'in ayrılış olayına da açıklık getirdi.

Solakoğlu, ‘‘Ya Başkan (İbrahim Betil), ya da yönetim kurulunun diğer üyeleri noktasındaydık. Çoğunluk kararını uygulamayan başkan ayrıldı’’ dedi.

Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın (TEGV) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Solakoğlu, TEGV'deki yeni yapılanmanın hedefinin, vakfın sağlam temeller üzerinde kalıcı büyümesini sağlamak, verimliliği artırmak ve standart kalitede hizmeti yaygınlaştırmak olduğunu söyledi. Vakfın kaynaklarının giderek büyümesine karşın altyapısının bu kaynakların yükünü taşıyacak hale getirilemediğini belirten Solakoğlu, ‘‘Ve durup, geleceği planlamamız gerekiyordu. Bu noktada Başkan (İbrahim Betil) ile Yönetim Kurulu arasında oluşan bu fikri uçurumu aşmak mümkün olmadı. Ortada iki yol vardı, ya Başkan'ın dediği olacak ve de buna Yönetim Kurulu Üyeleri sessiz kalacak veya ayrılacaklardı. Ya da çoğunluk kararını uygulamayan Başkan ayrılacaktı. Öyle de oldu’’ diye konuştu.

TEGV'in 28 Mart'taki Olağan Mütevelliler Heyeti toplantısında vakfın kurucu üyesi ve eski Başkanı İbrahim Betil'in yerine seçilen Cengiz Solakoğlu, dün TEGV'in yeni Yönetim Kurulu'yla birlikte vakıftaki yeni yapılanmayı ve Betil'in ayrılmasının arkasındaki nedenleri anlattı. 10 Yönetim Kurulu üyesinin hazır bulunduğu toplantıya, Suna Kıraç rahatsızlığı nedeniyle katılamadı.

HEDEFTEN SAPMA YOK

TEGV yönetimindeki değişimin farklı yorumlara neden olduğunu ve zihinlerde bir takım sorular oluşturduğunu hatırlatan Solakoğlu, amaçlarının TEGV'i eğitim konusunda en büyük, en etkin sivil toplum örgütü haline getirmek ve vakfı topluma mal ederek, kalıcılığını sağlamak olduğunu belirtti. Vakfın, Türkiye'nin geleceği olan çocuklara eğitim hizmeti vermek için yola çıktığını hatırlatan Solakoğlu, ‘‘Bu ana hedeften sapılmasına asla müsaade edilmeyecektir. Ülkeye siyasi alanda hizmet vermek isteyenler ayrılır. Siyasi partilerin de vakfımızda gölgesi olmayacak’’ dedi.

Tüm sivil toplum örgütlerine ve diğer kuruluşlara örnek olabilecek bir model oluşturmak istediklerini söyleyen Solakoğlu, ‘‘Bu model, bugüne kadar çeşitli kurum ve kuruluşlarda verimsizliğin ana nedeni olarak eleştirdiğimiz, ancak bir türlü vazgeçemediğimiz yapıyı değiştirmek anlamında. Geleceği planlamadan, topluma hoş gözükecek faaliyetleri ardarda sıralama popülizmi de buna dahil. Son bir haftada yaşananlar, her geçen gün yaptıklarımızın doğruluğunu daha da güçlendiriyor’’ diye konuştu. TEGV'in yaklaşık 70 milyon dolarlık bir kaynağı, 5 yıllık dönemde en verimli şekilde kullanılarak hedefe ulaşması gerektiğini söyleyen Solakoğlu, şöyle devam etti: ‘‘Toplumda beğenilmek, şeffaf olmak, gece gündüz demeden şevkle çalışmak önemliydi ama yeterli miydi? Bu hızlı büyümeyi destekleyecek altyapımız ne durumdaydı? Bir rüzgarı yakaladık, toplum destekliyor. Ama rüzgara kapılıp sonra dağılırsak yaptığımız işlerin içinden çıkamazsak güvenilirliğimiz sarsılırdı. McKinsey'in gönüllü yardımıyla Haziran 2001'de başlayan ‘Kurumsallaşmaya Doğru' adlı çalışma Aralık ayındaki toplantıda onaylandı. Hedefimiz, vakfın sağlam temeller üzerinde kalıcı büyümesini sağlamak, verimliliği artırmak ve standart kalitede hizmeti yaygınlaştırmaktı.’’

Alınan bu kararları yeni yılda hayata geçirmek gerektiği halde Yönetim Kurulu Başkanı’nın kararları uygulama konusunda isteksiz davrandığını ve zaman zaman da daha önce çoğunlukla alınan kararların isabetine inanmadığına işaret eden Solakoğlu, şunları söyledi: ‘‘Yönetim Kurulu Üyelerimizin çoğunluğu ise uygulamaların biran önce başlamasını istiyor ve bunun gecikmesinin getireceği aksaklıkların sorumluluğunu üstlenmek istemiyorlardı. Yönetim Kurulu'nun kararına rağmen Başkan'ın ısrarına anlam verilemiyordu. Yaptıklarımız kamuoyunda büyük destek ve heyecan yaratsa da bize sürdürülebilir görünmüyordu. Çünkü kaynaklarımız büyümüş, altyapımız ise bu kaynakların yükünü taşıyacak hale getirilmemişti. Ve durup geleceği planlamamız gerekiyordu. Bu noktada Başkan ile Yönetim Kurulu arasında oluşan bu fikri uçurumu aşmak mümkün olmadı. 'Ben merkezli yönetim' anlayışını Yönetim Kurulu'nu oluşturan, her biri kendi alanlarında başarılı ve yönetmede deneyimli üyelerin kabul etmeleri mümkün değildi.’’

İlk çatlak Şifo Mehmet

Vakfın son üç yılda büyük bir atağa kalktığını söyleyen Cengiz Solakoğlu, şöyle konuştu: ‘‘1999'da sağlanan kaynaklar, başarıyla Hayat Mahalleleri'ne dönüştürüldü. 2001 yılında ‘Bir milyon çocuk' kampanyasına toplumdan büyük katılım sağlandı. 2001 yılı mayıs ayında Yönetim Kurulu Başkanı'nın muhalefetine rağmen, Yönetim Kurulu'nca benimsenen ve 4 Ağustos'ta gerçekleşen Şifo Mehmet Jübilesi ise hem vakfın ismini duyurdu, hem de vakfa büyük kaynak sağladı. Burada da gizli kahramanlar vardı. O dönemdeki Başkan (İbrahim Betil) Şifo Mehmet'in jübilesinde para toplanamayacağını söyledi. Yönetim Kurulu Üyeleri ise bütün riski üstlendi. Jübile sonunda vakfa 570 milyar lira net gelir sağlandı.’’

Yönetime not verilecek

Solakoğlu, 11 kişilik Yönetim Kurulu'nu futbol takımına benzettiği konuşmasında, ‘‘Ben bu takımın kaptanıyım ve sahanın içindeyim. Başarıyı getiren goller takımın kaptanı değil, takımındır’’ dedi. Temel amacı eğitim olan TEGV'nin şahıslara, kurumlara, siyasi partilere bırakılamayacak kadar önemli olduğunu söyleyen Solakoğlu, vakfın yeni yapılanması çerçevesinde Yönetim Kurulu Üyeleri'ne performans notu verileceğini belirterek, şöyle dedi: ‘‘Üyelerin vakfa ayırdığı zaman, yaptığı katkı ve sorumluluğunu ne ölçüde yerine getirebildiği altı ayda bir değerlendirilecek. Performans notu düşen üyelerimizin yerine görev süresi dolmasa bile başkası gelebilecek."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!