Muharrem SARIKAYA
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 25, 2001 02:01
Bayındırlık Bakanlığı'ndaki Maestro Operasyonu'nda DGM Savcısı, toplam değeri 16.5 trilyon lira olan 17 ihalede yolsuzluk saptadı. İhale taksimcisi Maestro Mustafa'nın itiraflarıyla, bu 17 ihaleyi alan şirketlerin yetkilileri yakalanmaya başlandı.
17 ildeki 17 ihalenin 8'i hastane, 3'ü adliye, 2'si lise, 3'ü jandarma, biri de hükümet binası.
Bayındırlık Bakanlığı'nda ortaya çıkarılan ihale vurgununda Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı 17 ihaleyi gözaltına aldı. Rüşvete ve yolsuzluğa konu 17 ihale, 15 ilde yapımı devam eden çoğunluğu adliye sarayı, hastane ve il jandarma alay komutanlığı tesisleri olan inşaatları kapsıyor.
Savcının gözetim altına aldığı ihalelerin toplam bedeli 16 trilyon 522 milyar lirayı buluyor. Bu 17 ihalede en yüksek bedel de 2 trilyon 800 milyar lira ile Bartın Devlet Hastanesi'ne ait.
17 ihale dosyalarının hepsinin ‘‘Maestro Mustafa’’ olarak isimlendirilen, ihale organizasyonu yapan Mustafa Eriş'in organizasyonunda tek kalemle yazılıp düzenlendiği de Emniyet'in yaptığı araştırma sonucunda ortaya çıktı. İhalelerde uygulanan rüşvet ve yolsuzluk yöntemi de belirlendi. Buna göre, Bayındırlık Bakanlığı'nın açtığı ‘‘açık ihalelere’’ daha önce Mustafa Eriş'in portföyünde olan 200 kadar firma giriyordu. Bu firmaların dışında kalanlar başvurduğunda ise Bakanlık Yapı İşleri Genel Müdürlüğü'nde görev yapan ve gözaltına alınan bürokratlar devreye giriyordu. Rüşvetini vermeyen ve portföye girmeyip, doğrudan ihaleye katılan firmaların ihale başvuru belgelerinin içinden evraklar çıkarılıp imha ediliyor ve şartnamede istenen yeterliliklerini yerine getirmedikleri gerekçesiyle eleniyorlardı.
Eriş'in organizasyonunda ihaleye katılan firmalardan hangisinin, hangi işi alacağı da önceden biliniyordu.
AYNI KALEMLE TEKLİF
Buna göre ihaleye başvuru dosyaları tek bir merkezde hazırlanıyordu. Nitekim, ihale dosyalarını inceleyen Emniyet Kriminal tekliflerin aynı kalemle yazıldığı da tesbit etti. Böylece, ihalede ortalama değer olarak belirlenen fiyatın tutturulması da sağlanıyordu. Örneğin, bir ildeki hastane binası inşaatı ihalesi açıldığında Eriş'in portföyünde bulunan 150-200 firma adına hemen ihale şartnamelerine uygun başvuru dosyaları hazırlanıyordu. Bu dosyaların hazırlanması sırasında, daha önceden o ihaleyi kazanmasına karar verilen firmanın fiyat önerisi diğer başvuranların ortalaması olarak tesbit ediliyordu. Diğer 150-200 firmanın fiyat teklifleri ise ya çok aşağıda tutuluyor veya çok yüksek gösteriliyordu. Böylece ortalama fiyatı öneren firmanın ihaleyi kazanması sağlanıyordu.
Bu firma ihaleyi kazandığında Eriş'e yüzde 6-9 arasında komisyon ödüyordu. Bakanlık bürokratlarına ödeyeceği bedel ise bunun dışında tutuluyordu. Böylece geçen 8 ay içinde yapılan ihalelere de ortalama 220 firma başvurdu. Ancak Maestro Mustafa'nın portföyünde yer almayan firmalar elendi ve ihalelere 160-190 arasında firma arasında, sonucu önceden belli yarış gibi gösterildi.
İşte gözaltına alınan ihaleler
Çorum Adalet Binası
Rize Merkez Adliye Binası
Bolu Düzce Devlet Hastanesi
Aksaray Adalet Binası
Hatay Devlet Hastanesi
Karabük İl Jandarma Alay Komutanlığı İlave Bina ve Tesisleri
Çanakkale Bozcaada Hükümet Konağı
Ağrı İl Jandarma Alay Komutanlığı Tesisleri
İçel Mersin Devlet Hastanesi Ek Binası.
Isparta Yalvaç Sağlık Meslek Lisesi
Bartın Meslek Lisesi
Bartın Devlet Hastanesi ve İkmal Binası
Kastamonu Daday 30 Yataklı Devlet Hastanesi
Kastamonu Acil Yardım Hastanesi
Iğdır 150 Yataklı Devlet Hastanesi
Bilecik İl Jandarma Alay Komutanlığı Tesisleri
Bitlis Mutki Devlet Hastanesi
Saadet vurgunu Meclis'e getiriyor
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nda sürdürülen ‘‘Vurgun Operasyonu’’, Meclis gündemine getirilecek. Saadet Partisi (SP), Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın hakkında gensoru, denetim yapmadığı gerekçesiyle Başbakan Bülent Ecevit hakkında da soruşturma önergesi verecek.
SP Grup Başkanvekili Veysel Candan, dün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Aydın hakkında geçen Mart ayında bugünkü olayları içeren iddiaların yer aldığı bir gensoru önergesi verdiklerini anımsattı.
Mütteahhitler tamam sıra bürokratlarda
Bayındırlık Bakanlığı'daki Vurgun Operasyonu'nda gözaltına alınan Bakanlık görevlileri ile Maestro Mustafa Eriş'in verdiği ifadeler doğrultusunda rüşvet karşılığı ihale alan 17 şirketin yetkililerinin gözaltına alınmasına dün başlandı.
Soruşturmayla ilgili olarak bilgi veren üst düzey bir yetkili, Vurgun Operasyonu'nun birinci aşamasının tamamlanmak üzere olduğunu belirterek, ‘‘Buna Vurgun-1 diyebilirsiniz. Ardından ikincisi ve üçüncüsü de gelecek’’ dedi. Aynı yetkili, bağlantıların çözülmeye başlandığını da vurguladı ve ‘‘Aylardır bu iş üzerinde çalışıyoruz. Ses, telefon kayıtlarının yanısıra ilk kez bu operasyonda gizli kamera görüntüleri de var. Zaten bunları ortaya koyduğumuzda kimse 'ben yapmadım' demiyor. Amacımız dört dörtlük delillendirmek. Biz önce suçluyu bulmuyoruz. Önce suçu delillendirip, ardından zanlıyı alıyoruz’’ dedi. Olayla ilgili banka kayıtlarının tesbitinin de yapıldığını vurgulayan aynı yetkili şöyle devam etti:
‘‘Verilen ihaleler en düşük 100 milyar liradan başlıyor. Trilyonlarca liraya kadar çıkabiliyor. Bu kadar yüksek meblağı öyle şube müdürü gibi bürokratlar tek başına veremez. Bu konuda yetki daha üst makamlardadır. İşçi statüsündeki bir kişinin tek başına rüşvet alıp ihaleyi bağladığına inanmak saflık olur. Maestronun da maestrosu var. Kısa sürede üst düzey bağlantıları ortaya çıkacak.’’
Eriş'e Hoşdere Caddesi'ndeki Pırlanta Şirketi'ne yapılan baskında el konulan belgeler arasında bir defter bulunuyor. Bu defterde, Maestro Mustafa Eriş'in kimlere ihale verildiğini not ettiği, müteahhitlik şirketlerinden alınan komisyon ücretlerinin yazıldığı öğrenildi. Mustafa Eriş'in bürosunda ayrıca, Bayındırlık Bakanlığı'ndan ihale ilmak için kullanılan çok sayıda teklif mektubu da ele geçirildi. İhaleye girecek bazı şirketlerin teklif mektuplarının Mustafa Eriş'in bürosunda hazırlandığı tesbit edildi.
Rüşvet her yere sirayet etmiş
Bayındırlık Bakanı Koray Aydın, Vurgun Operasyonu ile bakanlığında ortaya çıkan ihalelere rüşvet ve yolsuzluk karıştırdığı tesbiti ile ilgili olarak, ‘‘Alt kademede olan bir durum sadece burada değil, maaalesef TÜrkiye'nin her kurumuna sirayet etmiş durumda’’ dedi.
‘‘Rüşvetin sağcısı solcusu olmaz’’ diyen Aydın, ‘‘Gümrükten mal çekmek için gümrük memurunun rüşvet aldığı, Tapu Dairesi'nde tapu almak için alt kademeye rüşvet verilmesi olaylarına Türkiye tanıklık etmedi mi?’’ diye konuştu. Aydın, Vurgun Operasyonu sonrasında Bakanlık Müsteşar yardımcıları Sedat Alan ve Raci Akyol ile ilgili olarak ortaya atılan iddialara da yanıt verdi. Aydın,
‘‘Akyol iddia edildiği gibi kayınbiraderim değil, eşimin uzaktan akrabası. Alan iddia edildiği gibi tarafından Müsteşar Yardımcısı yapılmadı. Bakan olduğum gün Alan Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapmaktaydı’’ dedi.
S&P: Enerji ve bankacılıkta soruşturmaların siyasi etkisi büyüyebilir
Ekonomik kriz ortamında bir türlü sağlanamayan güvenin siyaset kaynaklı olduğuna dair yorumlar uluslararası kuruluşlarca da benimsendi. Uluslararası derecelendirme kuruluşu Standard and Poors (S&P)'un, Türkiye ile ilgili son analizinde, ‘‘Enerji ve bankacılık sektöründe devam eden yolsuzluk soruşturmalarının daha ileri siyasi etkileri görülebilir ve Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasında bu veya bir başka konuda yeni bir tartışma çıkması olasığı gözardı edilemez’’ denildi.
ANAP'tan bekle gör taktiği
ANAP yönetimi, Bayındırlık Bakanlığı'ndaki vurgun operasyonu konusunda temkinli davranma kararı aldı. ANAP, Enerji Bakanlığı'nda gerçekleştirilen Beyaz Enerji operasyonu sırasında MHP'li yöneticilerin ‘Sert ve suçlayıcı’ açıklamalarının aksine, Genel Başkan Mesut Yılmaz'ın talimatıyla olayın dışında kalacak. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Mumcu, soruşturmanın siyasete taşınmasını doğru bulmadığını belirterek, ‘‘Ortada delil yokken, partilerle, siyasilerle ilişkiliymiş gibi gösterilmesini de doğru bulmam’’ dedi.