Güncelleme Tarihi:
Belge sızdı, sızmadı... Manipülasyon oldu, olmadı... Tartışmalarda hep İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'ndaki (İMKB) hisse senedi pazarı dikkate alındı. Herkes, asıl katrilyonların döndüğü bono-tahvil pazarını unuttu. Madem inceleme yapılıyor, bono-tahvil pazarına da bakmak gerekiyor.
ULUSLARARASI Para Fonu'nun (IMF) ziyaretine sırasında bazı bilgi ve belgeler kullanılarak, sürekli birilerin sadece borsada büyük vurgun yaptığı tartışılıyor. Ancak, vurgun için sadece İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na (İMKB) odaklanıyor, ama kimse bono-tahvil piyasasına bakmıyor.
İstanbul Borsası piyasanın bir parçası. Fakat borsanın dışında en az üç dört piyasa daha var. İMKB üyesi aracı kurumların kendi aralarında borçlanma yaptığı bir para piyasası var. Bu piyasada günlük ortalama 40-50 trilyon lira dönüyor.
Hacmi küçümsenmeyecek boyutta bir repo piyasası var. Bu piyasada günde 1 katrilyondan fazla para dönüyor. Dedikoduların ayyuka çıktığı geçen hafta İMKB repo piyasasında toplam 7.2 katrilyon lira para döndü. İMKB dışı repo işlemleri de geçen hafta, yaklaşık 5 katrilyon lirayı buldu.
Bunların içinde en önemlisi ise bono piyasası. Geçen hafta İMKB tahvil ve bono piyasasında toplam 855 trilyon lira işlem gerçekleşti. İMKB tahvil ve bono piyasasının yanısıra, her aracının en az 5 trilyon liralık bir miktarla girmek zorunda olduğu bankaların kendi aralarındaki yaptıkları bono işlemleri var. Geçen hafta borsa dışı bono işlemlerinin hacmi de, yaklaşık 3.5 katrilyon lirayı buldu.
Bilgi ya da belge sızdırıldığı öne sürülen geçen hafta salı günü Hazine'nin yaptığı ihalede, yıllık bileşik faiz, yüzde 118 düzeyinde gerçekleşti. Haftanın son günü IMF'nin basın toplantısını düzenlediği 2 Temmuz 1999 Cuma gününe gelindiğinde ise bono faizleri yüzde 110'un altındaydı.
Yaklaşık bir haftada 5 katrilyon lira gibi büyük paraların döndüğü bono piyasasında, 3 günde 8-10 puanlık bir dalgalanma sözkonusu.
Bu yüzden vurgun incelemesinde bono piyasasına mutlaka bakılması gerekiyor. Keza SPK ve İMKB borsa ile ilgili incelemeleri, biraz ağırdan da olsa sürdürmelerine karşın bono cephesinde herhangi bir araştırmanın başlatıldığının işareti yok.
PARALAR KALACAKTI
Eğer Para Kurulu senaryosunda da yeralan devalüasyon ve konsolidasyonun uygulamaya konması halinde kimse, Hazine bonolarının parasını alamayacak ve asıl kıyamet o zaman kopacaktı. Çünkü borsa şirketlerinden bir Arçelik, Kordsa veya bir başkasının fiziki olarak varlığının konsolidasyon veya devalüasyon nedeniyle ortadan kalkması söz konusu olmayacak.
Çünkü bono parasal bir varlık (monetary asset) olmasına karşın borsa, parasal olmayan (Non-monetary asset) varlıktır.
Eğer sızma belgelerle vurgun gerçekleştirildiyse, sabah 08.00'de açılıp, akşam 16.00'ya kadar devam bono piyasasında rakamlar çok daha büyük olabilir.
Bazı bankaların, sızdırıldığı öne sürülen Para Kurulu belgesinden IMF'nin gelişi ile haberdar olduğu ve Haziran ayının ikinci yarısı boyunca bu belgede öngörülenler çerçevesinde bonoda işlem yaptıkları, hatta IMF'nin gideceği günlerde, kendi yatırımcılarını bilgilendirmek için araştırma raporları bile hazırladıkları konuşuluyor.
SPK ve İMKB işi ağırdan mı alıyor?
KAMUOYUNDA günlerdir, IMF görüşmeleri sırasında piyasaya sızdırıldığı öne sürülen belgeler ve bunların üzerinden Borsa'da trilyonluk vurgun yapıldığı tartışılıyor.
İddialara göre sızdırılan belgeler sayesinde, borsada 300 puanlık veya yüzde 5'lik bir düşüşle, 2.5-3 milyar dolarlık bir vurgun sağlandığı hesapları yapılıyor.
Borsada hisseleri işlem gören şirketlerin toplam piyasa değerleri, son fiyatlar dikkate alındığında, 50-55 milyar dolar civarında. Şirketlerin toplam piyasa değerlerinin yüzde 5'i olan 2.5 milyar doların, tek kalemde, borsada işlem yapan bir veya birkaç kişinin cebine vurgun parası olarak akması mümkün değil.
İMKB'de hisseleri işlem gören şirketlerin yüzde 15 veya 20'sinin halka açık olduğu da düşünüldüğünde, 2.5 milyar dolarlık vurgun iddiasında, 400-500 milyon dolarlık bir rakamla karşılaşılır. 140 tane aracı kuruluşun faaliyet gösterdiği İMKB'de de, belgeler üzerinden trilyonluk vurgun iddialarının pek gerçekçi olmadığı görülecektir.
Bu iddiaların ortaya atılmasının ardından Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve İMKB Başkanlıkları inceleme başlattığını açıkladı. Ardından bu incelemelerin ne aşamada olduğu sorulduğunda, her iki kurum tarafından, ‘‘yoğun bir şekilde çalışıyoruz, yakında tamamlanacak’’ açıklamaları yapılıyor.
İSME KAYIT VAR
Fakat İMKB ve SPK'nın, incelemelerinin bu kadar zaman almaması gerekiyor. Keza bildiğimiz kadarıyla İMKB, mayıs ayı başında müşteri adına saklamaya geçti. Borsada aracı kuruluşlar üzerinden yapılan her işlem ismen kayıtlı durumda. Müşteri adına söz konusu kayıtlar da borsanın bankası olan Takasbank'ta hazır bulunuyor.
Belgeli vurgun iddialarının gerçekleştirildiği tarihlerde, en fazla işlem yapan yatırımcıyı bulmak, teknolojinin bu kadar gelişmiş olduğu bir dönemde, bu kadar uzun sürmemeli.
Dahası yine geçtiğimiz aylarda, İMKB derinlik bilgilerini de vermeye başladı. Bu ne demektir? Bu sistem sayesinde, hisse bazında, borsada hangi aracı kuruluşun ne alıp sattığını görmek de mümkün. Aracı kurumun hisse bazında yaptığı işlemleri hangi müşterinin gerçekleştirdiğini yine aynı aracı kurum üzerinden öğrenmek mümkün. Bunları bize İMKB uzmanları söylüyor.
Bu yüzden, bir devlet bankası olan Takasbank'tan bu bilgileri elde etmenin bu kadar uzun sürmemesi gerekiyor.
SPK, son olayları fırsat bilerek halen beklemede olan yasanın biran önce Meclis'ten geçirilmesi için işi ağırdan alıyor olabilir.
Yılların kurt bürokratı Osman Birsen'in başkanlığını yaptığı İMKB'nin işi ağırdan alması da, böyle bir ortamda hep ‘‘piyasanın patronu benim’’ diyen SPK ile kavgaya girmek istememesine bağlanabilir.
Birsen: Aceleye getirmek istemiyoruz
İSTANBUL Menkul Kıymetler Borsası Başkanı Osman Birsen, iddialar üzerine başlatılan incelemenin tüm yoğunluğu ile sürdüğünü söyledi. 9 kişilik bir ekibin 2 Temmuz 1999 dahil 10 gün geriye giderek inceleme yaptığı belirten Birsen, ‘‘olay bütün çıplaklığı ile ortaya çıksın istiyoruz’’ dedi. Birsen şunları söyledi: ‘‘İncelemeyi aceleye getirmek istemiyoruz. Bu kadar büyük iddiaların dolaştığı bir dönemde, araştırmayı çabuk bitirmek de tehlikeli, daha doğrusu eksik olabilir. Ayrıca sadece bir günlük işlemler değil, 8-10 günlük bir dönem inceleniyor. İddiaların ilk sırasında yeralan aracı kurumun hesaplarını didik didik ediyoruz. Bizim çalışmalarımız pazartesi günü belli olabilir. Ardından bu incelemeyi üst makamımız olan SPK'ya veririz. Bütün ayrıntıları imkanlarımız çerçevesinde vereceğiz, görüşlerimizi de aktaracağız. Borsa çok dedikodulu bir konudur. Bazı çirkinliklerin olması insanı üzüyor. Yalnız kurumlar değil, kişiler üzerine de inmeye çalışıyoruz. Bu inceleme sonrasında, yasal bir takibat doğar mı, doğmaz mı bilmem. Buna üst kurumumuz SPK karar verir. İncelemeyi yapan ekip, hafta sonu da çalışacak.’’