A.A.
Oluşturulma Tarihi: Şubat 27, 2009 11:06
Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB), Ocak ayında dövize dayalı kontratlardaki işlem miktarında dünya borsaları arasında 3, hisse senedi vadeli sözleşmelerde ise 12. sıraya yükseldi.
Borsa Genel Müdürü Çetin Ali Dönmez, Ocak ayında işlem hacminde rekor kırdıklarını, bunda dövizdeki dalgalanmanın önemli etkisinin bulunduğunu belirtti.
Dünyadaki vadeli işlem borsalarının işlem hacimlerini inceleyen FOW Tradedata'nın Ocak ayı verilerine göre TL-
Dolar vadeli sözleşmelerde gerçekleşen işlem miktarıyla VOB,
döviz vadeli işlemler sıralamasında Brezilya'daki BM&F (Brazilian Mercantile & Futures Exchange) ve ABD'deki CME'den (Chicago Mercantile Exchange) sonra üçüncü sıraya yerleşti. Geçen ay 1 milyon 748 bin 350 kontratın işlem gördüğü VOB, böylelikle Rusya, Hindistan, İsrail, Kore gibi borsalarda işlem gören döviz vadeli kontratları geride bıraktı. VOB, aynı sıralamada Aralık ayında 9. sırada yer alıyordu.
FOW'un verilerine göre
hisse senedine dayalı sözleşmelerde gerçekleşen işlem miktarında, VOB, IMKB 30 endeksine dayalı kontrat işlemleriyle 8. sıraya yükseldi. Ocak ayında 6.7 milyon 836 bin 732 adet IMKB 30 kontratının işlem gördüğü borsa, Aralık ayında anı sıralamada 14. sırada yer alıyordu.
VOB AŞ Genel Müdürü Çetin Ali Dönmez, VOB'un henüz çok genç bir borsa olmasına rağmen dünyadaki pek çok köklü vadeli piyasayı geride bırakarak Ocak ayında dünya üçüncülüğüne ulaştığını söyledi.
İlk kez dünya sıralamasında böyle bir seviyeye ulaştıklarını, bunun kendileri için çok sevindirici bir gelişme olduğunu kaydeden Dönmez, Ocak ayı toplam işlem hacminde de 6.7 milyon adetle VOB tarihinin rekorunu kırdıklarına dikkati çekti.
DALGALI KURUN ETKİSİVOB'un bu başarısında işlemlerden alınan borsa payının düşürülmesi ve borsa verilerinin ücretsiz yayınına geçilmesinin etkisinin olduğunu belirten Dönmez, bu sonuçta dövizdeki oynak yapının büyük etkisi olduğunu ifade etti.
Özellikle reel sektörün dış ticaret işlemlerinde döviz riskinden korunabilmek için vadeli ürünleri tercih ettiğini dile getiren Dönmez, kurlarda görülen dalgalanmanın yatırımcıyı VOB'a yönlendirdiğini, uzun bir süredir düşük devam eden döviz işlemlerinin hareketlilik kazandığını ifade etti.
Dünyada bir çok aracı kurum ve bankanın da küresel kriz nedeniyle piyasalardan çekildiğini gözlemlediklerini ifade eden Dönmez, şöyle konuştu:
“Aracı kuruluşlar ve finans kurumları bu dönemde kendi iç sorunlarıyla uğraşıyor. Türkiye'de ise aracılık ve bankacılık sektörünün sağlam olması bizim için avantaj yarattı. VOB'daki işlem hacimleri içinde yabancı aracı kurum ve bankaların payı krizle birlikte geriledi.
Endeks sözleşmelerinde yerlinin payı kriz öncesi yüzde 80'di şu anda 90, dövizde ise yüzde 98-99'u yerli. Daha önce ismi çok geçen yabancı aracı kurumların şu aralar ilk 10'a bile giremediğine şahit oluyoruz. Bu gelişmeye rağmen giderek artan bir yerli yatırımcı ilgisi var.”
VERGİ SORUNUDönmez, döviz vadeli işlemlerde yerli yatırımcıdan stopaj alındığını, spot piyasada hiçbir vergi olmamasına rağmen işlem miktarındaki artışla elde edilen başarının daha da dikkati çekici hale geldiğini söyledi.
Döviz işlemlerine uygulanan stopaj ve BSMV'nin spot piyasalara karşı haksız rekabete neden olduğunu ifade eden Dönmez, stopajın kaldırılması halinde işlem hacminin ikiye katlanabileceğini iddia etti.
VOB'un döviz vadeli sözleşmeler için kurulduğunu, ancak bankalar ve aracı kurumların BSMV yükümlülüğü nedeniyle işlem yapmaktan kaçınır hale geldiğini savunan Dönmez, BMSV'yi düzenleyen gider vergisi kanununda forward gibi birçok işlem için muafiyet getirilirken vadeli sözleşmelerden yüzde 5 oranında vergi alınmaya devam edildiğini bildirdi.
Bir çok şirketin döviz riskinden arınmak için şu anda ihtiyaç bulunmasa da ileriki işlemleri için spot döviz piyasasına girdiğini, bunun gereksiz bir oynaklığa neden olduğunu dile getiren Dönmez, Merkez Bankası'nın da bu nedenle vadeli piyasaları desteklediğini kaydetti.
DÖVİZ PİYASASI İÇİN FARKLI BİR ÜRÜN
Dönmez, döviz piyasalarında yatırımcıların son dönemde büyük ilgisini çeken farklı bir alanda da ürün hazırlığı içinde bulunduklarına işaret etti.
Dünyada küçük yatırımcılara döviz işlemi yaptıran ve Fx olarak tanımlanan internet sitelerinin yatırımcıya yüksek riskler aldırdığına, 1'e 400 oranlarına kadar varan kaldıraçlarla işlem yapıldığına dikkati çeken Dönmez, bu piyasaları kontrol altında alınması amacıyla “Contrats for Difference” (CFD) denilen türev sözleşmelerini yatırımcıya sunmayı planladıklarını dile getirdi.
Konuyla ilgili SPK ve Merkez Bankası ile görüşmeleri başlattıklarını, onların da desteğini göreceklerini umduklarını söyleyen Dönmez, “Eğer bu piyasayı borsa bünyesine çekersek daha şeffaf olacak, yatırımcı daha güvenli işlem yapacak. CFD aynı vadeli işlem sözleşmesine benzer yapıda işleyecek. Spot piyasayı replike edecek. Yatırımcı bu ürünü anladıkça çok daha fazla işlem yapacak. Şu anda zaten bunu bilen ve bu platformlarda işlem yapan bir grup var” diye konuştu.
Dönmez, TL-Dolar kontratlarındaki başarının diğer döviz kontratlarında da yakalanması gerektiğini, bunun için Avro-dolar paritesine dayalı sözleşmeleri de hizmete açmak için yazılımlarında bir takım düzeltmeler yapacaklarını ifade etti.
Dönmez, VOB'a yeni bir yazılımın ise 2009 sonunda devreye girmesini planladıklarını sözlerine ekledi.