Viyana’yı fethedemedik ama biz pazarlıyoruz

Güncelleme Tarihi:

Viyana’yı fethedemedik ama biz pazarlıyoruz
Oluşturulma Tarihi: Ekim 27, 2012 00:00

Entegre pazarlama şirketi ADBA, Türk Hava Yolları’nın kurumsal müşterilerini arttırma faaliyetleriyle tüm dünyada dikkat çekti.

Haberin Devamı

ADBA İcra Kurulu Üyesi Menend Esemenli “Viyana Belediyesi ve Avusturya İş Ajansı’nın pazarlamasını da yapıyoruz. Viyana’yı fethedemedik ama
biz pazarlıyoruz” dedi.

ENTEGRE pazarlama alanında 26 yıldır faaliyet gösteren ADBA, Türkiye’deki çalışmalarının ardından yurtdışından aldığı yoğun talebin ardından Almanya ve Avusturya’da da ofisler açtı. Türk Hava Yolları’nın (THY) kurumsal müşterilerini artırmak için yaptığı çalışmalar dünyada pek çok şirketin dikkatini çekti. ADBA Yönetim Kurulu Üyesi Menend Esemenli, yurtdışında entegre tanıtım ve pazarlama hizmeti verdikleri önemli şirketlerin yanı sıra, çoğu zaman çözülecek bir problem veya aşılması gereken bir kriz nedeniyle de kapılarının çalındığını söyledi.

VİYANA’YA YATIRIM ÇEKİYORUZ

Menend Esemenli, kendilerinden yurtdışında hem kendi lokal pazarları hem de yurtdışı pazarlar için hizmet alan kurumlar arasında Avrupa Birliği Ulaştırma Altyapı İhtiyaçları Tespiti Ajansı (TINA), Viyana Belediyesi, Avusturya İş Ajansı ve Almanya’daki F-SIGN Lightwear gibi firmaların olduğunu hatırlattı. Esemenli, “Türkler Viyana’yı alamamış ama bugün Viyana’yı biz pazarlıyoruz. Avusturya’ya daha fazla yatırım çekmek için tanıtım ve pazarlama faaliyetlerini biz yürütüyoruz” dedi. Esemenli, ihracatı güçlü, markalarıyla dünyaya açılan Türkiye’nin hizmet alanında da söz sahibi olmaya başlamasının çok anlamlı olduğunu dile getirdi.

Haberin Devamı

TÜRKİYE VE BÖLGE İÇİN

Avrupa pazarı başta yurtdışında, Türk Hava Yolları, Türk Hava Yolları Kargo ve ZadeVital için hizmet verdiklerini hatırlatan Esemenli, Türkiye ve bölge ülkeleri için hizmet verdikleri şirketlere örnek olarak Siemens, ExxonMobil, Kanyon, Nivea, Kempinski, Schneider Electric ve Shell’i sıraladı. Esemenli, İskandinav dev bir şirketle el sıkışmak üzere olduklarını vurguladı.

PROBLEM ÇÖZÜCÜ

Türkiye’de pazarlama faaliyetinin hâlâ tam olarak anlaşılamadığından yakınan ADBA İcra Kurulu Üyesi Martin Cserba ise bazen satmayan bir ürün, bazen algı sorunları, bazen de bir kriz anında firmaların kapılarını çaldığını söyledi. Martin Cserba şu tespitleri aktardı: “Bazen yeni bir pazar stratejisi geliştirmek gerekebiliyor. Eskiden kanal ve operasyon satıyordu. 20 bin e.mail gönderiyordunuz ve bu bir pazarlama faaliyetiydi ama artık işler değişti. Artık çok özel işler yapmak, terzi usulü çalışmak gerekiyor. Bazen müşteri kaybı ve algı problemlerini çözmemiz gerekebiliyor. Algı gerçek olmayabilir ama neticede gerçek algıdır. Ürünün gerçeği tüketicinin algısından uzaksa burada problem vardır. Türkiye’de (Ne kadar çok bağırırsan o kadar iyidir’ veya ‘Ne kadar büyük, çok o kadar iyi’ anlayışı var ki bu çok yanlış. Artık ‘Daha iyi ve etkili’ pazarlama yapmak önemli. Bir mesajı büyük harflerle yazmak, ona çok para dökmek değil mesele. Mesele nitelik.”

Haberin Devamı

Türk marka ‘dezavantajı’ aslında bir avantaj

MARTIN Cserba, Türk markalara ilişkin beklentinin dünyada çok yüksek olmadığını belirterek şunları söyledi: “Ne yazık ki Türkiye markası ve Türkiye’den markalara ilişkin böyle bir algı var. Bu bir dezavantaj ama aslında bu sizin lehinize dönüyor ve tam bir avantaj yaratıyor. Şöyle ki, beklenti çok yüksek değilken, yaşadığı bir temasla hayranlık duymaya başlıyor. Beklentisinin çok üstünde bir hizmet ve servisle karşılaşınca büyüleniyor.”

THY’nin kurumsal müşterisini arttırdı

THY’nin sürekli büyüyen ve başarılı bir şirket olmasına rağmen kurumsal müşteri kanalında sıkıntı çektiği için kendilerine geldiğini belirten ADBA Yönetim Kurulu Başkanı Nurlu Esemenli, bu konuda çok kapsamlı bir çalışma yaptıklarını söyledi. Menend Esemenli THY için yaptıkları çalışmaları şöyle özetledi: “Markanızı anlatmak yerine, hedef kitlenin onunla temas kurması
ve deneyimlemesi sağlanmak daha etkili. THY’nin ulaşamadığı kurumsal müşterileri ‘Kurumsal Seyahatte Gelecektekiler’ isimli bir konferansta ağırladık. THY sadece sponsor oldu, herhangi bir yetkilisi konuşma bile yapmadı. Ama bu üst düzey yöneticiler THY ile uçarak onu deneyimlediler. Daha sonra yöneticiler, THY’nin hangarlarını, Turkish Do&Co’nun üretim merkezini, vs. gezdiler. Aradan bir süre geçtikten sonra o şirketlerin kapısını çaldığımızda kapılar sonuna kadar açıldı. 5 yılda 12 ülkede 3 bin yöneticiyi bu yöntemle Türkiye’de ağırladık. THY, bu faaliyetler sayesinde kurumsal müşteri sayısını ciddi oranda arttırdı.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!