Yelda ATAÇ / ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 12, 2006 00:00
VISA Europe Türkiye Müdürü Berna Ülman, kredi kartı af önerisi ile başlayan tartışmayı değerlendirirken, AB ile Türkiye’deki kredi kartı-ödeme düzenlemelerinin eşzamanlı olduğunu belirten Ülman, "AB’de tüketiciye de bankaya da limit olmadığını gözden kaçırmayalım" dedi.
Hürriyet’e
kredi kartı tasarısına bakışı ile kart kullanımının Türkiye ve Avrupa’daki durumunu anlatan Ülman, "Şimdi uymazsak, sonra uydurmak zorunda kalırız" uyarısında bulundu. Ülman, "Kartını sorunsuz olarak, kullanan 14.8 milyon kart sahibinin, kart satışından ciro sağlayan bir milyon üye işyerinin, nakti sistem içine çekerek ekonomik büyüme sağlayan bankaların hakları da söz konusudur" dedi. Ülman’ın açıklamaları şöyle:
AB İLE EŞZAMANLI:
TBMM’nin AB Uyum Komisyonu’nda bu tasarının görüşülmesinin yerinde olduğunu ve bunu doğru bir yaklaşımla yapmanın da önem taşıdığını düşünüyorum. Çünkü bizim tasarımızın zamanlaması AB’deki paralel bir çerçeve tasarısının zamanlaması ile neredeyse bire bir örtüştü. Zira tam da bugünlerde AB’de de kartların yanısıra örneğin çekleri de kapsayan, yeni bir yasal ödemeler direktifi tartışılıyor. Yıllardır üzerinde çalışılan bu taslak direktif üzerindeki görüş alışverişleri yıl sonunda tamamlandı ve ay sonunda da konu Avrupa Parlamentosu’na intikal ediyor. AB bu taslakla üye ülkeler arasında ödeme araçlarının kullanımını standartlaştırmayı ve böylelikle tek bir pazar vizyonu için sağlıklı bir ticaret altyapısı oluşturmayı hedefliyor. Buradan hareketle bu çerçeveyi en yüksek uyum gerektiren "azami uyumlulaştırma" kategorisinden ele alıyorlar. Yani, bu çerçeve AB’den geçtiğinde
Euro dışı ülkeler de dahil olmak üzere tüm üye ülkeler, eğer farklı uygulamaları var ise, yasalarını bu çerçeve ile azami uyumlu hale getirmek zorunda kalacaklar.
LİMİT YOK:
AB’nin direktif tasarısında tüketicinin hakları, bankanın hakları, üye işyerinin hakları bir bütün olarak ele alınmaktadır. Tasarıda şeffaflik ve bilgilendirme esasları vardır; kullanıcıların ve hizmet sağlayıcıların rolleri, sorumlulukları, ilişkileri detaylandırılır ve bunun gibi pek çok konu ele alınmıştır. Ancak tasarıda ne geçmişe yönelik, ne de geleceğe yönelik olarak kart borçlarına ilişkin faiz sınırlamaları veya tüketici bazında kart limiti sınırlamaları yer almaktadır. Kaldı ki, AB’nin çerçeve tasarısı nakit kullanımının AB ekonomisine bindirdiği yükün azaltılması, kartın da dahil olduğu elektronik yöntemlerin ön plana çıkması esası üzerine kurgulanmıştır. AB’nin gerekçe dokümanlarında ödeme sistemlerinin otomasyonundan sağlanacak potansiyel tasarrufun yıllık 50-100 milyar Euro olduğu da ifade edilmektedir. Bu tartışmalarda kartını sorunsuz olarak, puanları, taksitleri ile severek kullanan 14.8 milyon kart sahibinin hakları, kart satışından ciro sağlayan bir milyon üye işyerinin hakları, nakti sistem içine çekerek ekonomik büyüme sağlayan bankaların hakları da söz konusudur.
Kart, refahın altyapısıBUGÜN dünyada 1.8 milyar Visa kartı ve 30 milyon kabul noktası olduğunu bunların 200 ülkede yılda 2.4 trilyon dolarlık bir hacimle kullanıldığını söyleyen Berna Ülman, şöyle devam etti: "Bu, çok az ürüne nasip olabilecek bir başarıdır. Durup düşünmemiz lazım, bu başarının altında ne yatıyor. Bence modelin sağlamlığı yatıyor: Kartlı sistemler dokunduğu tüm taraflara büyük katma değer sunuyor. Kart kullanıcısı gerek kendi parasına, gerekse fonlamaya son derece kolay bir erişim imkánı yakalıyor; üye işyeri kartlı kullanım ile cirosunu artırabiliyor; banka azami derecede dağıtık bir risk yapısı ile perakende bankacılığı yaygınlaştırabiliyor. Hepsinin üstünde ekonomik büyüme, kayıt dışı ile mücadele, istihdamı artırma, yastık altı parayı bankacılık sistemine çekme gibi faydalar var. Yani, biz diyoruz ki, kart herhangi bir ürün değildir; modern ülkelerde ticaretin, büyümenin, refahın altyapısıdır. Kart, insanoğlunun 20 yüzyıldaki en büyük buluşlarındandır."