Güncelleme Tarihi:
AB üyelik sürecinin de çok yavaş gittiğini belirten Verheugen, bunun sorumlusunun Türkiye’nin AB üyeliğinin önemini halklarına anlatamayan Avrupalı siyasiler olduğunu vurguladı.
AVRUPA Birliği (AB) Komisyonu eski Başkan Yardımcısı Günter Verheugen, Alman politikacıların ülkede doğmuş, büyümüş, eğitim almış ve yerleşmiş olan Türk toplumuna eşit davranılması ve ayrımcılık yapılmaması gerektiğini çok geç fark ettiğini söyledi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) 1 Nisan 2010’dan itibaren, “AB ve Almanya’dan sorumlu danışmanlık” yapmaya başlayan Verheugen, Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası Olağanüstü Genel Kurulu’nun açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye ile Almanya’nın küresel piyasada etkili olmasını ve hazıra konmasını sağlayacak bir hammaddeye sahip olmadığına dikkat çekti.
Popülist politikacılar
Türkiye’nin AB sürecinin de çok yavaş gittiğini ve dinamizmin zayıfladığının altını çizen Verheugen, bunun sorumlusunun Türkiye değil, ‘popülist ve fırsatçı bir tutum’ içindeki Türkiye’nin AB üyeliğinin önemini, halklarına anlatamayan siyasetçilerin olduğunu vurguladı. Türkiye’nin AB üyeliği sürecine olumlu katkıda bulunacağı inancında olduğunu ifade eden Verheugen, Türkiye’yi, Almanya ve AB ülkelerine daha iyi anlatacaklarını söyledi.
AB üyeliği önemli adım
AB’nin Türkiye’nin tam üyeliğiyle küresel bağlamda çok önemli bir adım atacağını vurgulayan Verheugen, “Türkiye’nin AB’ye tam üyelik zamanına ilişkin tartışmalar artık ‘çekilmez bir hal’ aldı” dedi. AB politikaları arasında bulunan engelsiz seyahat özgürlüğünün önemine işaret eden Verheugen, AB’nin böyle bir ayrımcılık yapmasının kendi politikalarına aykırı olduğunu ifade etti.
Dönüşümün çıpası AB
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB’un AB katılım sürecini Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve sosyal dönüşüm çabalarının çıpası olarak gördüklerini, bu nedenle daima Türkiye’nin AB üyeliğinin arkasında olduklarını ifade etti. Avrupa’daki muhataplarıyla birlikte üye oldukları Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği’nin en etkin üyelerinden biri haline geldiklerini kaydeden Hisarcıklıoğlu, önümüzdeki dönemde, AB katılım sürecinde ve AB’nin en önemli ülkelerinin başında gelen Almanya ile ilişkilerin gelişmesinde Günter Verheugen’in TOBB olarak, kendileriyle çalışmayı kabul ettiğini söyledi.
Verheugen kimdir
FEDERAL Alman siyasi hayatının önemli figürlerinden Günter Verheugen, AB’nin 1997’de Türkiye’yi genişleme süreci dışında bırakan zirve kararının değişmesinde, Almanya Başbakanı Gerhard Shröder’le birlikte ciddi katkı sağladı. 1999-2004 arası AB Komisyonu Genişlemeden sorumlu üyesi olarak görev yaptı. 2004’te Türkiye ile katılım müzakerelerinin açılmasını öneren Avrupa Komisyonu İlerleme Raporunun ana aktörlerinden biriydi. 2010 Şubat ayına kadar, Avrupa Komisyonu’nun İşletmeler ve Sanayi politikalarından sorumlu başkan yardımcılığı görevini yürüttü. Avrupa iş dünyasında, KOBİ’lerin hamisi olarak ün yaptı. Türkiye’nin AB üyeliğinin, özellikle Avrupa için önemini sıkça vurguladı. 1 Nisan 2010’dan itibaren, TOBB’un AB ve Almanya’dan sorumlu danışmanlığı görevini yürütüyor.
Almanya’nın desteği önemli
TÜRKİYE’nin ile Almanya arasındaki ilişkilerin çok önemli olduğunu vurgulayan Günter Verheugen, Türkiye’nin AB sürecinde tam üyeliği belirleyecek 27 ülke bulunmasına karşın bunların içinde Almanya’nın desteğinin büyük önem taşıdığına da dikkati çekti. TÜrkiye ile Almanya arasıda üç ana alanda işbirliğinin artırılabileceğini söyleyen Verheugen, Türkiye’nin çevresinde Kafkasya, Karadeniz ve Asya gibi ciddi potansiyel bulunduğunu dile getirdi. Verheugen, bu nedenle öncelikle modern ve sürdürülebilir teknolojiyi ithal etmek yerine kendisinin üretmesi gerektiğini belirtti. Verheugen, iki ülke arasındaki ikinci işbirliği alanının temel eğitim ve Ar-Ge, üçüncüsünün ise Türk ve Alman KOBİ’leri arasında yenilebilir enerji alanında işbirliklerini artırmak olduğunu bildirdi.
Seçtiğiniz yoldan dönmeyin
GÜNTER Verheugen, Avrupa’nın şu an ekonomik ve finansal kriz sürecinden geçtiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çok zaman yok. ABD’nin hükümetlere verdiği destek çok önemli ama kararı Avrupa verecek. Türkiye’nin de çabalarını sürdürmesi gerek. Seçtiğiniz yoldan dönmeyin. Türkiye’nin reform hızı başka hiç bir Avrupa ülkesinde söz konusu değil. Bundan gurur duyabilirsiniz. Türkiye’nin menfaatleri açısından bu yolun sürdürülmesi gerek.”