Güncelleme Tarihi:
Önceki seçimlerle karşılaştırıldığında, adayların siyasi danışmanlık ve sosyal ağların etkin bir mecra olarak kullanımı talebinde artış gözleniyor.
Kadın adaylar, stil ve renk analizi, gardırop kişiliğinin belirlenmesi konularına, erkek adaylar görsel temsilden çok sözlü iletişim ve buna paralel hizmetlere yönelirken, kadın adaylar görüşme ve ziyaret yoğunluğu yüksek programları çok tercih etmiyor.
Hazırlık sürecinde imajın, görselliğin, beden duruşunun, kıyafet ve aksesuar seçimlerinin kişisel tercihlere göre değil ortama uygunluğuna göre tekrar ele alınması söz konusu iken, adaylar, geçmiş alışkanlıkları nedeniyle en fazla bu değişikliklere uyum göstermekte zorlanıyor.
SİTA Politik Danışmanlık Genel Müdürü, siyasal iletişim danışmanı Suat Özçelebi, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, milletvekili adaylarının danışmanlık taleplerinin seçimlerden 6 ay ile 1 yıl öncesinden gelmeye başladığını, kampanya aşamasının milletvekili seçimlerinde büyük şehirlerde daha çok parti ağırlıklı ilerlediğini, Anadolu'da daha yoğun kampanya süreci olduğunu söyledi.
Özçelebi, kişilerin aday olmayı düşündüğü parti veya il için öncelikle siyasi çevre çözümlemesi yaptıklarını kaydederek, seçileceği ile göre hangi sırada aday olması gerektiği, o ilden kaç milletvekili çıkarma şansı olduğunu analiz ettiklerini daha sonra aday adaylık sürecinde izleyeceği yöntem ve yapacağı çalışmalara odaklandıklarını anlattı.
“Adaylar önerilerimize genellikle karşı çıkmaz ancak özellikle kadın aday adayları görüşme ve ziyaret yoğunluğu yüksek programları çok tercih etmiyorlar” diyen Özçelebi, araştırma çalışmalarına bütçe ayırmak isteyen aday sayısının hala çok fazla olmadığını da dile getirdi.
Danışmanlık taleplerinde bu yıl biraz daha denge olmasına karşın, erkek aday adayı sayısının daha fazla olduğunu belirten Özçelebi, önceki dönemlerle kıyaslandığında danışmanlık taleplerinde özellikle Anadolu'dan artış yaşandığına işaret ederek, “Bunu internetin yaygınlaşmasına bağlıyoruz. İnternet sitemiz üzerinden bize ulaşanların sayısı bu sene tüm başvurular içinde yüzde 50'yi geçti” dedi.
Özçelebi, ücret konusunda pazarlık yapıldığını, ancak SİTA Politik Danışmanlık'ın tüm danışmanlık görüşmelerini bir saat ücreti üzerinden gerçekleştiren bir sistemi olduğunu vurgulayarak, bu görüşmede durum analizi ve ne tür siyasal iletişim ürün ve hizmetlere ihtiyaç duyuluyorsa onu belirlediklerini, daha sonraki hizmet adımlarının bütçesini de tekliflerle sunduklarını ifade etti.
2011 seçimlerinin temel farklılığını, internet üzerinden ve büyük şehirler dışında Anadolu'dan aldıkları başvuruların yoğunluğu şeklinde sıralayan Özçelebi, şunları kaydetti:
“Siyasal iletişim hizmet ve ajanslarına yönelik, sadece seçime 3-4 ay kala ihtiyaç duyulan bir hizmet/şirket algısı var. Hem partiler hem de adaylar açısından hazırlıkların çok önceden yapılması ve profesyonel bir bakış açısının gözetilmesi gerekli. Özellikle milletvekili olmak isteyen kişilerin, adayların bugün karar verip, yarın bir temel siyasal figür olarak algılanmaları mümkün değil. Parti içinden ve dışından yaşanan çok uzun bir süreç var. Bu sürecin çok iyi stratejik bir biçimde planlanması ve yönetilmesi gerekir. Bu konunun uzmanları, siyasal iletişim danışmanları ile çalışmak zorunlu... Seçime 3-4 ay kala ortaya çıkan, bir anda siyasal iletişim ajansı hüviyetine bürünen 'aday avcıları'ndan da korunmak gerekir.”
Özçelebi, adayların siyasi danışmanlığa ayıracakları bütçe konusunda da il veya Türkiye genelinde bütçelerin ne tür hizmetler istendiğine, hangi süreyle, hangi ilde geliştirileceğine bağlı olduğunu, ayrıca proje ve etkinliklerin detaylarının da çok önemli olduğuna dikkati çekerek, “Aday adaylığı sürecinde genel olarak 10-15 bin lira civarında harcama yapan da olabiliyor, 20-30 bin lira da. İşin içine siyasi çevre çözümlemesi, stratejik iletişim planlaması, kamuoyu araştırması gibi konular girerse bütçe 50 bin lirayı geçebilir. Bu adaylık ve seçim kampanyası aşaması için de yine kaçıncı sırada aday olduğunuza bağlı olarak 100-150 bin lira arasında değişebilir” dedi.
GÖZÜ YÜZE YÖNLENDİRMEK
La Misura Genel Müdürü Namık Gökçeer ise danışmanlık talebinin daha çok adaylık sürecinin başlamasıyla yoğunlaştığını, aday adaylığı sürecinde daha çok bilgilendirici sohbetler yaptıklarını belirterek, aday adayını fiziksel olarak tanımaya, izleyeceği yol haritası hakkında bilgi almaya yoğunlaştıklarını, adaylık sürecine geçildiğinde, bu bilgiler ışığında giyiminin gerekliliklerini organize ettiklerini anlattı.
Milletvekilliğine aday olan bir kişinin her şeyden önce temsil etme hakkını istediğine değinen Gökçeer, şöyle devam etti:
“Yetkinin ve gücün erkek giyimindeki karşılığı takım elbise kullanımı. Dolayısıyla takım elbiseler aday giyiminde başrol alıyor. Buradan yola çıkarak adayın kendini tanıtma ve bilinirliğini artırma yönünde izleyeceği programın alanları gardırobun diğer temel taşlarını ve tamamlayıcı gereksinimlerini oluşturuyor.
Genel olarak adayların dikkat etmesi gereken bazı önemli püf noktaları var. Gerek medyada gerekse kendi tanıtım materyallerinde ve hitabetlerinde görünümleri portre olarak sağlanılıyor. Bu noktada giyimlerinin işlevi, kendilerini izleyen gözü, yüze yönlendirmek olarak düzenlenmeli. Yani öncelikli olarak adayın kılavuz renklerinden yola çıkarak kişisel renk stratejileri belirlenmeli, sonrasında da vücutlarının fiziksel özelliklerine dikkat edilerek modelleme detayları belirlenmeli. Bütünsel görünümlerinde dinamik, çağdaş ve güven verici bir etki sağlanılmalı.”
Gökçeer, giyimin, sözsüz iletişimin en önemli enstrümanlarından biri olduğunu vurgulayarak, adaylara giyim anlayışlarının kişiselleştirilmesi ve ifadelerini güçlendirmesi, desteklemesi, kendilerini daha önce tanımayan geniş kitlelerde ilk izlenimin güven verici olarak sağlanılmasına yönelik gerekli önerileri sunduklarını ifade etti.
Adayların, daha çok giyim alışkanlıklarının değişmesi yönünde yapılan, kişisel oranların ve renk kullanımlarının önerilmesi sırasında itirazda bulunabildiğini dile getiren Gökçeer, “Ancak birbirimizi tanıma ve anlama sırasında gerekli köprüler doğru kurulabildiyse, ki danışmanlık aşamasına geçilmeden önce kurulmuş oluyor, bu itirazların üstesinden gelebiliyoruz” dedi.
Gökçeer, adayların iletişim kuracağı ve etkilemeye çalışacağı kitlelerin adayları karşılarında nasıl görmek istediklerinin kodlarını çözmeye çalıştıklarını, belirledikleri önemli kriterleri, adayların temsil ettikleri veya etmeye aday oldukları değerlerin ihtiyaçlarına uygun öneriler haline gelmesini sağladığını söyledi.
Yaklaşım farklılıklarının, daha çok genel siluetin oluşmasında, renk seçimlerinde, bazen de modelleme detaylarında ortaya çıktığını kaydeden Gökçeer, şunları anlattı:
“Örneklemek gerekirse muhafazakar kesim daha geleneksel bir siluet oluşturulmasını beklerken, hoşgörülü ve ılımlı olarak tanımladığınız kesim modern bir siluetin kendisi için oluşturulmasına itiraz etmiyor. Muhafazakar kesim daha tanıdık ve bildik renkleri kullanma eğilimi taşırken, hoşgörülü ve ılımlı kesim kendini ifade etmesini daha doğru sağlamaya yardımcı olacak renk önerilerini daha kolay kabullenebiliyor. Muhalif kesim ise daha belirli kalıplar içinde kalmayı ve kişisel gereklilikleri yerine, düşünsel gerekliliklerinin giyimini sağlayacak yaklaşımlar sergilemeyi benimsiyor.”
Gökçeer, bir adayın tam hizmet alarak nitelikli bir gardırop oluşturması için başlangıç fiyatının 15 bin-20 bin lira arasında olabileceğini belirtti.
SOSYAL MEDYADA HAREKET YOK
Reklam Yaratıcıları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Sosyal Medya Uzmanı Ender Emiroğlu da, seçmenin, siyasal otorite olarak gördüğü insanı, kendisine çok yakın görmek, bir insan olarak onun yaşayışını, insani yönlerini, günlük tercihlerini, sıkıntılarını ve mutluluklarını görmek istediğini belirterek, seçimler öncesi geleneksel mecralarda seçim yatırımlarına başlanırken, sosyal medyada beklenen oranda bir hareket henüz gözlenmediğini söyledi.
Şu ana değin, sosyal mecrayı az sayıda adayın kullandığını kaydeden Emiroğlu, kişilerin aday adaylığı sürecinde bu alana yatırım yapmak istemeyebileceklerini ancak adaylıkları kesinleşince yönelmelerinin beklendiğini, sosyal medya çalışmaları için adayların aylık ortalama 5-10 bin liralık bütçe ayırmaları gerektiğini söyledi.
RNA Değişim Yönetimi'nden İmaj ve İletişim Koçu Rana Özşeker ise uzmanlık alanları çerçevesinde, imajın, görselliğin, beden duruşunun, kıyafet ve aksesuar seçimlerinin kişisel tercihlere göre değil ortama uygunluğa göre tekrar ele alınmasının söz konusu olduğunu, adayların bulunacakları ortama, sosyal çevrenin profiline göre, bu tercihlerin vereceği mesajın, bireyin siyasal duruşuyla tutarlılık göstermesi gerektiğini belirterek, bireylerin geçmiş alışkanlıkları nedeniyle en fazla bu değişikliklere uyum göstermekte zorlandıklarını söyledi.
Kelime seçimleri, hitabet, yönetimsel açıdan sorun ve kriz yönetimi konularında uzmanların önerileriyle tamamlayıcı hizmetler sunarak, adayların üçüncü kişilere temsillerini desteklediklerini anlatan Özşeker, söylemin ve özellikle ilk izlenimin söz konusu olduğu durumlarda duruşun, kıyafetlerin, karşıdaki kitlenin konuştuğu/anlayabileceği dile uyumlu olması gerektiğini belirtti.
Özşeker, danışan profilinin çoğunlukla erkeklerden oluştuğunu kaydederek, “Her iki profilden de bütünsel imaja dair hizmet talepleri alırken, kadın aday adaylarının stil ve renk analizi, gardırop kişiliğinin belirlenmesi konularına yoğunlaştığını, erkek aday adaylarının görsel temsilden çok sözlü iletişim ve buna paralel hizmetlere yöneldiğini söyleyebiliriz” diye konuştu.
Rana Özşeker, renk, stil analizi, gardırop kişiliği belirlenmesi gibi birkaç saatlik kısa süreli hizmetlerde adayların 2 bin-3 bin lira arası, daha uzun süreli danışmanlık gerektiren ve kapsamlı eğitimlerin olduğu durumlarda 10 bin-15 bin liralık minimum bütçe ayırması gerektiğini söyledi.
İletişim Uzmanı Gülçin Yılmaz İzel de, seçim sürecinde, siyasete giren veya siyasetin içinde yer alan adayların, uzun dönemli ve etkin bir medya iletişimine ihtiyacı olduğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi:
“Medya iletişimine gelene dek, kapsamlı bir ön çalışma ile zemin hazırlıklarının tamamlanması gerekliği öne çıkar. Beden dili, etkili konuşma, stres ve öfke yönetimi, kurumsallık, basın toplantısı, ekran konukluğu ve röportaj teknikleri, liderlik ve lider iletişimi, zaman yönetimi, sunum teknikleri ve imaj çalışmaları altyapıyı tamamlayacak başlıklardan bazılarını oluşturur. Aday adaylığı sürecinde bu hazırlıkların tamamlanıp, bir yandan da sosyal medya aracılığıyla seçmen iletişimini güçlendirmek gerekir. Adaylığın kesinleşmesiyle medya iletişimi, daha evvel belirlenen yol haritası doğrultusunda sistemli bir şekilde uygulamaya konulmalıdır.”
Bu süreçte medya ile düzenli iletişim kurma çalışmasının, seçmene doğru kanalla ulaşmanın en temel noktası olduğunu belirten İzel, bunun için basın sorumluları ile uzun dönem strateji toplantıları yapmak ve bu toplantıların sonucunda medya ile sürekli iletişimi güçlendirmenin önem taşıdığını belirtti.
İzel, “İçinde bulunduğu partinin söylemleri ile paralellik taşıyan mesajların hazırlanması, titizlikle seçilmiş görsel çalışmaların medyaya iletilmesi ve tüm bunların süreklilik çerçevesinde olması da önemlidir. Samimiyetle oluşturulmuş söylemler, hedef kitle nezdinde olumlu bir algı yaratacağından, kimi zaman ideolojiler doğrultusunda kimi zamanda gündem yönetimi çerçevesinde ele alınmalıdır” dedi.