Varoştaki hastaneye 25 milyon dolara helikopter indirecek

Güncelleme Tarihi:

Varoştaki hastaneye  25 milyon dolara helikopter indirecek
Oluşturulma Tarihi: Kasım 30, 2004 01:53

Mustafa Hayta, İstanbul'un varoşlarında ilk özel hastaneyi açtığında 'bu adam deli' dediler. Ancak, 60 yataklı hastanesi başarılı olunca; Gaziosmanpaşa, Eyüp, Bayrampaşa'da özel hastane sayısı 20'ye çıktı.

Hayta, 25 milyon dolar yatırımla hastaneyi 4 kat büyütüp, tepesine helikopter pisti de yaptıracak.

ÖZEL Gaziosmanpaşa Hastanesi'nin sahibi Mustafa Hayta, Karadenizlilere has cesaretle giriştiği hastane işinde sadece para kazanmanın değil, 'varoşlara özel sağlık hizmetini götürmenin' keyfini de yaşıyor. 60 yataklı, 90'ı doktor, 100'ü hemşire, 320 kişinin çalıştığı hastanesini 250 yataklı ve 700'den fazla çalışanı olan bir hastaneye dönüştürmek için 25 milyon dolarlık yatırım başlatan Hayta şöyle başlıyor hikayesini anlatmaya:

"Ailem Giresun Eynesil'den göç ederek 1962'de Gaziosmanpaşa'ya yerleşmiş. Önce büyük ağabeylerim gelip iş bulmuşlar sonra aileyi taşımışlar. 6 erkek kardeşiz ben en küçüğüm. Yıldıztabya'ya yerleşmişiz. Ağabeylerim kaynakçı tornacı işçi olarak işe başlamışlar. Bir süre sonra da ağabeylerimden biri Almanya'ya işçi olarak gitti, uzun süre orada çalıştı. Sonra burada diğer ağabeylerimle küçük bir mobilya atölyesi kurdular. 1970'lerin başında mobilya çok revaçta bir sektördü ve küçük atölye zamanla büyüdü, biraz fabrikaya benzedi. Murat Mobilya olarak bütün Türkiye'ye mal satmaya başladı. 1980'den sonra ben de ağabeylerime katıldım, 1990'a kadar birlikte çalıştık."

ARKADAŞLARLA ORTAK

Mustafa Hayta ve arkadaşları, 1991'de Taksim'de 22 ortaklı Bileşim A.Ş.'yi kurarlar. Amaç; şirket olsun, ortakların tasarrufları birleşsin ve kárlı görülen bir alanda yatırım yapılsın. Mustafa Hayta şöyle devam ediyor:

"Aklımızda hastane hiç yoktu. Çoğu mali müşavirlerden oluşan arkadaş grubuyduk. Ben mali müşavir değildim ama şirkete katıldım ve 3 kişilik yönetim kuruluna seçtiler. Yatırım arayışımızı doktorlardan oluşan bir girişimci grubu duymuş, 'gelin birlikte hastane açalım' dediler. Yer olarak Gaziosmanpaşa önerildi. Ben 'olur' dedim. Projeyi diğer ortakların büyük bölümü itiraz etti. Hem sağlık yatırımına hem de bunun Gaziosmanpaşa'da olmasına karşı çıktılar. Ben kárlı bir yatırım olacağına inanıyordum çünkü sur dışında hiç özel hastane yoktu. Eyüp, Gaziosmanpaşa, Bayrampaşa, Esenler, Güngören ekseni hastane bakımından bomboştu."

Bileşim A.Ş'nin ortakları arasındaki yatırım tartışması büyüyünce ortaklardan bir kısmı hisselerini devredip ayrılır. Hayta'nın payı yüzde 51'i aşar. Hayta şöyle anlatıyor:

"1991'in sonunda Gaziosmanpaşa'da yer aramaya başladık. Projeyi getirenlerle işe giriştik. Şu andaki başhekimimiz projeyi getirenlerin başındaydı. Aralarında ticaretle uğraşanlar da vardı. Bir bina bulduk, kiralayıp yatırıma başladık."

Bu adam deli, yoksula özel hastane olur mu

MUSTAFA
Hayta, hastanedeki yatırımı tamamlamak için umduğundan çok daha fazla paraya ihtiyaç duyar ancak yatırımdan vazgeçmek için artık çok geçtir. Önce öz kaynaklarını, gayrimenkullerini ve aile şirketinin kredi olanaklarını kullanır. Stresten şeker hastası da olur. Herkes 'bu adam deli, paraları batıracak, çingene mahallesine, fukaraya özel hastane olur mu?' diye konuşurken 1 Ağustos 1992'de hastanesini açmayı başarır. İlçe seçim kuruluna gider ve bölgedeki bütün evlerin adreslerini alır. Her eve hastanesini tanıtan broşürler gönderir. Hastane yönetimi de 'fiyat politikasını' bölge insanının ortalama gelirine göre oluşturur. Özel hastanelerde yaşanan 'sürpriz faturalar' bu hastanede olmaz. Bölgede sanayi işçisi yoğun olduğu için hastane kısa sürede kár etmeye başlar. Maddi durumu kötü 'acil hastalara gösterilen' 'mali anlayış'tan dolayı da Mustafa Hayta'ya 'varoşların hipokratı' denmeye başlanır. Devlet hastanesi kadar kalabalıklaşan hastane için yan bina satın alınır, doktor kadrosu genişler, teknoloji yatırımları yapılır. Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi'nin başarısı görülünce bölgede bir özel hastane furyası da başlar. Bölgedeki hastane sayısı 20'yi bulur.

Yeni yatırımla artık dünyaya açılacağız

HASTANESİNİ
büyütmek için 22-25 milyon dolarlık 2 yıllık bir yatırım başlatan Mustafa Hayta 1992'de yaşadıklarına benzer tepkilerle yine karşılaştığını söylüyor. Hayta şöyle devam ediyor: "Şimdi hastanemiz 250 yataklı olacak. Üzerinde ambulans helikopter pisti, organ nakli, tüp bebek gibi yeni üniteleri olacak. Uluslararası hasta da kabul edeceğiz. Bana yine 'böyle bir hastaneyi neden buraya yapıyorsun' diyorlar. Türkiye'de sağlığın önü de açılıyor. Emekliler SSK'lılar özel hastanelerden hizmet alabiliyor. Genel sağlık sigortası bunu daha da büyütecek. Toplam 26 bin 400 metrekarelik bir bina yapıyoruz. Bu yatırım fikrini başta Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımız olmak üzere yerel yöneticiler çok destekledi. Belediye Başkanımızın doktor olması bizim için büyük avantaj."

TEMA projeleri köylerin kaderini değiştiriyor

TÜKİYE
Erozyonla Mücadele ve Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA)'nın kırsal kalkınma için geliştirdiği projeler birçok köyün kaderini değiştiriyor ve diğer köylere örnek oluyor. Şanlıurfa'da Yapı Kredi Emeklilik'in sponsorluğunda sürdürülen "Safran Kaynaklarının Korunması ve Tarımının Yeniden Yaygınlaştırılması" projesi Türkiye'de yok olmak üzere olan eski bir geleneği yeniden canlandırdı. Kütlük Mezrası'nda Harran Üniversitesi'nin de katılımı ile başlatılan proje ikinci yılına girdi ve ürün hasadı yapılıyor. Tekstil, kozmetik, gıda, ilaç sanayilerinde kullanılan Safran'ın tarımından halen İran'da 1 milyon çiftçi geçimini sağlıyor. Anavatanı Safranbolu olan Safran'ın Anadolu'da tekrar yaygınlaşması için başlatılan proje Birleşmiş Milletler'den özel ödül de aldı. TEMA'nın buna benzer çok sayıda projesi ise sponsor bekliyor. Vakıf, Ardahan'dan Edirne'ye kadar birçok bölgedeki köylerde, arıcılıktan, hayvancılığa çok sayıda kırsal kalkınma programı geliştirdi. Projelerin sponsorluk tutarları 50 bin ila 268 bin dolar arasında değişiyor. www.tema.org.tr

Termosan’dan yeni showroom

TÜRKİYE’
de ısıtma sektörünün önde gelen kuruluşlarından olan ve kapasitesinin yüzde 90’ını 4 kıtada 22 ülkeye ihraç eden Termosan Isı Sistemleri Dış Ticaret A.Ş., İstanbul’da yeni bir showroom açtı. 1973’te İstanbul’da kurulan ve 1997’den bu yana dekoratif banyo radyatörleri üreten Termosan’ın Kartal Samandıra’daki tesislerinin aylık kapasitesi; otomatik kaynak robotları ile toplam 3 bin 800 metrekarelik kapalı alanda 12 bin 500 adet. Termosan’ın çelik ve pirinç radyatörleri 5, paslanmaz çelik radyatörleri ise 10 yıl garantili. Genel Müdür Nazım Uyar, ‘Feneryolu Bağdat Caddesi 126 numarada yeni açtığımız showroom’da banyo, dizayn ve klasik radyatörlerimizin tüm modellerinin yanı sıra, ürünlerimiz arasına yeni kattığımız Bagno di Futuro banyo mobilyaları ile dünyaca ünlü İsveç Svedbergs saunaları ve banyo mobilyaları da bulunuyor’ dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!