Güncelleme Tarihi:
AK Parti AR-GE ve Eğitim Başkanlığı tarafından düzenlenen Teşkilat Akademisi Sancaktepe'de bulunan Recep Tayyip Erdoğan Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Düzenlenen etkinliğe Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü ve teşkilat üyeleri katıldı. Teşkilat Akademisi'ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da video mesaj gönderdi.
"NE YAZIK Kİ BU ŞEHİR ŞU ANDA ADETA BİR FETRET DÖNEMİ YAŞIYOR"
Programda konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Biz bu kadim şehri devraldığımızda; çöp dağlarından, hava kirliliğinden, pis kokulardan geçilmiyordu. Tayyip Erdoğan geldi, İstanbul'u hezimet şehri olmaktan çıkarıp hizmet şehri haline getirdi. Bu şehrin tüm sokaklarında, caddelerinde bizim emeğimiz, bizim çilemiz, bizim mücadelemiz var. Bu şehre kazandırılan tüm büyük hizmetlerde bizim alın terimiz, bizim liderimizin imzası var. Ama ne yazık ki bu şehir şu anda adeta bir fetret dönemi yaşıyor" dedi.
"İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI O HASTANENİN YOLUNU YAPMADI"
Varank, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Bugün İstanbul'u seçilmiş siyasetçiler değil, reklam ajansları yönetiyor. İstanbul; vatandaşının değil, sosyal medyanın gündemine hapsolmuş durumda. Varsa yoksa magazin. İcraat yok, eser yok, üretim yok. Bol bol göz boyama var. Beyefendi, eşiyle raket sallayabilsin diye denizin üstüne günü birlik tenis kortu yaptırmaya bütçe buluyor. Ama vatandaşın can çekiştiği koronavirüs salgınında hastane yolunu yapmaya bütçe bulamıyor. Pandemi döneminde Avrupa'nın en kapsamlı hastanelerinden biri olan Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ni İstanbul'a kazandırdık. Ama görevi ve sorumluluğu olmasına rağmen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı o hastanenin yolunu yapmadı. 'Benim bunu yapacak bütçem yok' dedi. Peki denizin üstünde tenis kortu yapmaya bütçe buluyorsun, orada ufacık bir yolu yapmaya nasıl bütçe bulamıyorsun. Bunu mutlaka İstanbulluların sorgulaması gerekiyor."
"HİZMETİN TWİTTER'DA DEĞİL, SOKAKTA YAPILDIĞINI İSTANBULLU GÖRÜYOR"
"Seçimin klavyelerle değil, sandıkta kazanılacağını İstanbullu biliyor" diyen Varank, "Dalga geçer gibi, biyolojik su arıtma tesisine temel atmama töreni yapıyor. Sonra Marmara denizini müsilaj kaplarken utanmadan gidip Antep'te baklava açıyor. Bunlar eğlenceyi, tatili sevdiği kadar, İstanbul'u İstanbulluyu emin olun sevmiyorlar. Bunlar İstanbul'u, Ankara'yı, İzmir'i vatandaşa hizmet etme yeri olarak değil, parti içerisindeki makamları için birer sıçrama tahtası olarak görüyorlar. Bunlar şöyle zannediyor, 'Nasılsa gençler bu sosyal medya mecralarını çok kullanıyor, orada çok vakit geçiriyorlar. Biz hizmet yapacağımıza, video yapalım. Biz vatandaşın derdini çözeceğimize, gençlerin dilinde tweetler atalım, gerisi nasıl olsa hallolur.' Ama benim İstanbullu kardeşlerim bu tiyatronun farkında. Hizmetin twitterda değil, sokakta yapıldığını İstanbullu görüyor" diye konuştu.
"KILIÇDAROĞLU'NA OSB'LERİ ŞU FABRİKALARI BİR GÖR"
Varank, "Bunlar köprüyü geçene kadardır. Kardeşlerim, bunlar seçim meydanında namus sözü verip ertesi gün o sözü çiğnemekten asla utanmazlar. Mazallah bunlar seçim kazansa, İBB'de yaptıklarının aynısını Türkiye'de yapar, kendilerinden olmayana yaşam hakkı tanımazlar. Yani köprüyü geçer geçmez özlerine dönerler. İşte daha geçtiğimiz gün ana muhalefetin grup başkan vekili bir hadsiz çıkıyor; kuran kursları için 'orta çağ zihniyeti' diyor. İşte CHP'nin mayası bu. Kılıçdaroğlu'na sorsanız Türkiye'de üretim yok der. Ben buradan kendisine sesleniyorum, yanına kameraları alıp eşkıyalar gibi kurum basmaya gideceğine, şu Anadolu'ya bir git, şu OSB'leri şu fabrikaları bir gör. Bakın sadece bu yılın ilk 10 ayında 184 milyar lira tutarındaki 10 bin yatırıma teşvik belgesi verdik" ifadelerini kullandı.
"KILIÇDAROĞLU, ÇARPIM TABLOSU İŞLENİRKEN OKULU ASMIŞ"
Varank, sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Pandeminin başından bu yana tam 700 bin vatandaşımız sanayide iş buldu. Hani beyefendi diyor ya muhtarlara birer özel kalem atasak işsizlik biter. Belli ki sayın Kılıçdaroğlu, çarpım tablosu işlenirken okulu asmış. O yüzden ben onun anlayacağı dilden anlatayım. Türkiye'de muhtar sayısı 50 bin. Yani hepsine birer özel kalem müdürü atasanız 50 bin kişiye iş bulmuş olursun. Ama bakınız yalnızca koronavirüs zamanında, sanayide iş bulan vatandaşımız 700 bini aştı. Bu ne demek Kılıçdaroğlu'nun çılgın projesinden 14 kat daha fazla iş demek."